Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la hükümetin ve AKP'nin tartışılan ilişkisi konusunda, "anayasada kurulan denge nedeniyle Türkiye'de kurumsal olarak yürütülmesi en zor ilişki" değerlendirmesini yaptı. Davutoğlu, "Cumhurbaşkanı-Başbakan ilişkileri kolay yürüyen ilişkiler değildir. Zorluklarla karşılaşıyoruz, farklı kanaatlerimiz oluyor ama en başta saydığım iki ilişki üzerinde yürütüyoruz. Bazen farklı kanaatler beyan edilebilir. Olmalı da bunlar. Önemli olan şahsi ihtilaflar olmaması" dedi.
Show TV canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilişkileri konusunda şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkimiz üç boyuttadır. Şahsi ilişkimiz, sadece kişiler arasında değil, aileler arasında da. Zedelenmemesine en çok özen gösterdiğim ilişkilerden biridir. Biz, şimdi tanışmadık. Cezaevinde kendisini ziyaret ettiğimde de, daha sonrasında da bir dava adamı olarak şahsi dostluğundan istifade ettiğim bir insandır. Bunun zedelenmemesi için elimden gelen her şeyi yapacağım. Çocukları, benim derslerime de katılmıştır, benim çocuklarım gibidir. Dışarıdan bakanların güç ilişkisi gibi gördüğü ilişkinin böyle insani bir boyutu da var. Torunları Sare Hanım'ın eline doğmuştur. Şu bakımdan önemli, kurumsal görüşte farklı görüşler olsa bile hepimizin sığınıp geleceği yer özel ilişki boyutudur. Geriye kalan şey dostluk ilişkisidir.
'Türkiye'de kurumsal olarak yönetilmesi en zor ilişkiyi yürütüyoruz'
İkincisi, 13 yıllık siyasi faaliyet içerisinde geliştirdiğimiz ilişki. Gelirken o da bilirdi, ben de bilirim ki önümde bir siyasi perspektif çizerek Ankara'ya gelmiş değilim, en iyi cumhurbaşkanımız bilir. Bir akademisyen olarak, Irak savaşı zamanında ortaya çıkan duruma danışman olarak geldim. Danışmanken siyasi duruşuna şahit olduğum için bu noktaya geldi. 2007'de milletvekilliği teklifinde bulunduğunda da bunları gördük. Şahsi dostluğumuz birlikte çalışarak mesai arkadaşlığına ve karşılıklı güvene oturdu. Başdanışmanken başdanışman, bakanken de bakan olarak ilişkimizin hakkını vermeye çalıştım. Olayların olağan seyri içerisinde ismimin zikredildiği toplantıya geldik. Bu doğal seyir o kadar kıymetli ki. Ben Dışişleri Bakanıyken bir an bile teşkilatları gezeyim, delegelerle görüşeyim diye aklıma gelmedi.
Cumhurbaşkanı-Başbakan ilişkisine gelince... Türkiye'de kurumsal olarak yönetilmesi en zor ilişkiyi yürütüyoruz. Çünkü 12 Eylül Anayasası yürütme erkinin başındaki Başbakan ile Cumhurbaşkanlığı makamı arasında bir denge gözetti. Cumhurbaşkanı-Başbakan ilişkileri kolay yürüyen ilişkiler değildir. Bunu da en iyi bilen kişi Sayın Erdoğan'dır. Hem bizim kurucu genel başkanımız, hem de halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı. Zorluklarla karşılaşıyoruz, farklı kanaatlerimiz oluyor ama en başta saydığım iki ilişki üzerinde yürütüyoruz. Bazen farklı kanaatler beyan edilebilir. Olmalı da bunlar. Önemli olan şahsi itilaflar olmaması. Hocacı, Reisçi tabirleri tamamen üretilmiş şeylerdir. Ben hiçbir zaman siyasete böyle bakmadım. Bana ekibi yok eleştirisi yapıldı. Ben Hocacı-Reisçi yok diyorum. Bütün AK Parti benim ekibim. Ben böyle bakıyorum. Ekipçilik yapmak, partiyi fraksiyonlara böler.
Sayın Cumhurbaşkanı, benim devlet yönetiminde yönlendirilen bir siyaset adamı olmadığımı, olamayacağımı da çok iyi bilir, en iyi bilen kişidir. Böyle bir şey de zaten teklif etmez. Beni tanıyanlar nasıl böyle şeyleri bana yakıştırır diye çoğu zaman sitem de ediyorum."
Davutoğlu'nun açıklamalarının tamamını, şuradan okuyabilirsiniz.