Gündem

Davutoğlu: Biz ilkeli bir dış politika izliyoruz

Davutoğlu, WikiLeaks belgelerinin hepsinin açıklanmasından Türkiye'nin hiçbir çekincesinin olmayacağını vurguladı.

30 Kasım 2010 02:00

T24 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, WikiLeaks belgelerinin hepsinin açıklanmasından Türkiye'nin hiçbir çekincesinin olmayacağını vurgulayarak, "Çünkü biz ilkelerden oluşan dış politika izliyoruz. İkili dil kullanmadık, Tahran'da bir şey, New York'ta başka bir şey söylemedik" dedi.

ABD'deki düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsünde Türkiye'nin dış politikası konulu bir konferans veren Davutoğlu, Türkiye'nin dış politikasına dair yapılan "en tehlikeli" yöntemsel hatanın, "tek bir resim" üzerinden analiz yapmak olduğunu belirterek, doğru yöntemsel yaklaşımın, "farklı farklı resimlerin toplanmasıyla oluşan kapsamlı bir süreç analizini" gerektirdiğini söyledi.
 
Bir soru üzerine Davutoğlu, WikiLeaks belgelerinin hepsinin açıklanmasından Türkiye'nin hiçbir çekincesinin olmayacağını vurgulayarak, "Çünkü biz ilkelerden oluşan dış politika izliyoruz. İkili dil kullanmadık, Tahran'da bir şey, New York'ta başka bir şey söylemedik. Biz bütün arşivleri açmaya hazırız, dış politikamız samimi, ilkeli bir politikadır" diye konuştu.

İran konusunda, Türkiye'nin hangi ülkeden kaynaklanırsa kaynaklansın,nükleer silahların yayılmasına karşı, barışçıl nükleer kapasitenin ise yanında olduğunu kaydeden Davutoğlu, bölgede yaptırımlar değil, istikrar ve güvenlik istediklerini yineleyerek, İran'ı ya da başka bir ülkeyi değil, kendi ulusal çıkarlarını savunmanın çabası içinde olduklarını dile getirdi.

BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yaptırımlar oylamasında kullandıkları "hayır" oyunun tek günde ortaya çıkmadığını, bunda da "tek bir resme bakarak değil, süreçsel analizin" yapılması gerektiğini belirten Davutoğlu, İran'ı müzakere zemininde tutabilmek için "hayır" oyu kullanmaları gerektiğini söyledi.

Davutoğlu, İsrail konusunda da "tek bir resimden" analizlerin yapılmasını eleştirerek, "(Eğer Türkiye, İran'la müttefik olduğu için İsrail'e saldırıyor) söylemleri doğru olsaydı, neden İsrail ile Suriye arasındaki görüşmelere arabuluculuk yaptı? Neden (o dönemki) İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Gazze'ye saldırıdan 4 gün önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın evinde 6 saat süreylekaldı? İsrail'e saldırma niyetimiz varsa, neden bu kadar uğraştık?" diyekonuştu.

İsrail'in Gazze operasyonu, Mavi Marmara olayı ve "alçak koltuk" krizini örnek veren Davutoğlu, Türkiye'nin tarih boyunca Yahudi karşıtı hiçbir geçmişe sahip olmadığını, Türkiye'nin tarihinin Yahudilerle ilişkiler konusunda çok temiz olduğunu vurguladı.

Davutoğlu, "İsrail, politikalarıyla kendisini böyle bir ülkedenuzaklaştırdı. Yaşananların süreç analizine bakarsanız, bunun Yahudilere, İsrail halkına, hatta tüm İsrail hükümetlerine karşı bir politika olmadığını, mevcutİsrail hükümetini, bölgesel barış ve istikrar vizyonuyla uyuşmayanpolitikalarından dolayı eleştirdiğimizi görürsünüz" dedi.


Türkiye - Ermenistan

Ermenistan konusunda da, 10 yıl önce Ermeni konusunun Türkiye'de bu kadar serbest ortamda tartışılamadığını hatırlatan Davutoğlu, ancak Fransa'da ya da bazı Avrupa ülkelerinde bu özgürlüğün olmadığını söyledi.

Davutoğlu, Türkler ve Ermenilerin 10 yüzyıl boyunca birlikte yaşadığını, 9,5 yüzyıl boyunca aralarında ne Anadolu'da ne de başka bir yerde hiçbir gerginlik bulunmadığını, Ermenilere yönelik "getto" uygulamalarının görülmediğini, geçmişte Osmanlı hükümetinde Ermeni bakanların, Avrupa başkentlerinde Ermeni büyükelçilerin olduğunu anlattı.

Bakan Davutoğlu, 1915 yılında yaşananlarla ilgili olarak, "adil bir hafızaya" ihtiyaç duyulduğunu, sadece "küçük bir döneme" bakılmaması, sadece "Türk ya da Ermeni bakış açısına takılınmaması" gerektiğini kaydetti.Kafkaslarda, Balkanlarda da Türklerin öldürüldüğünü ve Anadolu'ya göçetmek zorunda kaldıklarını hatırlatan Davutoğlu, "Biz hiçbir şey olmadıdemiyoruz, birşeyler oldu, ama bize de oldu, hepimize oldu. Şimdi bunu onarmazamanı, o yüzden adil hafıza diyoruz. Biz herşeyi tartışmaya hazırız" diye konuştu.


"Protokolleri hala savunmuyoruz"

Ermenistan ile protokolleri de bu anlayışla imzaladıklarını kaydeden Davutoğlu, yaklaşımlarının üç temel ayağı bulunduğunu belirterek, bunları Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, dünyanın her yerindeki Türkler ve Ermeniler arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve Kafkaslara istikrar getirilmesi olarak sıraladı ve bu üç ayağın birlikte hayata geçirilmesigerektiğini söyledi.

Davutoğlu, "protokolleri hala savunduklarını ve pes etmediklerini" vurgulayarak, barışın, bölgesel bir düzeyde olmaması halinde sürdürülebilir olamayacağını, Türkiye'nin arabuluculuğunda yürütülen İsrail-Suriye dolaylı görüşmelerinde de bunun görüldüğünü, Gazze'deki krizin tüm bu süreci çökerttiğini kaydetti.

Bu nedenle, Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinde de, herşey normal gitse bile, diğer bölgelerdeki gerginliğin ilişkileri tekrar bozacağını belirterek, bu nedenle Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan-Ermenistan arasında eş zamanlı sürece ihtiyaç olduğunu söyledi.

Davutoğlu, Türkiye-Ermenistan sürecinde iyimserolduğunu, bunun seçimlerle değil, niyetle ilgisi bulunduğunu belirtti. Davutoğlu, Türkiye'de basın özgürlüğünün durumuna ilişkin bir soru üzerine, basın özgürlüğünün, modern demokratik toplumların en temel özelliklerinden biri olduğuna işaret ederek, demokratikleşme sürecinde mükemmelliğin hiçbir zaman sağlanamayacağını, gelişime her zaman ihtiyaç duyulduğunu söyledi.Ancak bu konunun iki taraflı olduğunu belirten Davutoğlu, medyanın daetik standartlarını yükseltmesi gerektiğini kaydederek, "bizim mükemmel olduğumuzu söylemiyorum, ama iki tarafın da yapması gerekenler var" dedi.