Gündem

Davutoğlu: 1915 tehcirini benimsemiyoruz, gayiriinsani bir uygulamadır

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Erivan'a giderken Türkiye ile Ermenistan arasındaki tıkanıklığı aşacak bir öneri üzerinde çalıştıklarını belirtti

13 Aralık 2013 14:39

Ermenistan'ın başkenti Erivan'da düzenlenen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) zirvesine giden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ılımlı mesajlar verdi. Davutoğlu, "Tehciri benimsemiyoruz, gayriinsani bir uygulama. ‘Adil hafıza’ ile taraflardaki dirençli kolektif bilinci yıkabiliriz. Buzu çözeyim derken altında kalabilirsiniz" dedi. Uçağa davet edilen gazeteciler arasında Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş ve Yeni Şafak yazarı Markar Esayan da vardı.

Cansu Çamlıbel'in Hürriyet'te yer alan haberine göre, Davutoğlu, Erivan yolunda iki ülke arasında süren tıkanıklığı aşacak ‘yaratıcı bir öneri’ üzerinde çalıştıklarını gizlemedi. Bu doğrultuda Bakü’den de son aylarda olumlu mesajlar aldıklarının sinyalini verdi ancak detaylara girmekten kaçındı. Davutoğlu, şöyle konuştu:

 

Bugün Şam’a gidemeyiz

 

Hedefimiz sadece Türkiye-Ermenistan sınırının açılması değil. Kafkaslarda barışın önünü açacak bir konjonktürün oluşması. Bu işin 3 ayağı var. Birincisi Türkiye-Ermenistan ilişkileri. Biz Beşar Esad ile dosttuk ama bugün ben Ermenistan’a geldiğim gibi Şam’a gidemem. Selamlaşmamız bile zor. İkincisi Azerbaycan- Ermenistan ilişkileri; buna Güney Kafkasya’daki etnik barış diyebiliriz aslında. Hatta Gürcü-Abhazya ilişkileri de buna dahil. Bölgedeki tansiyonun düşürülmesi önemli. Üçüncü ayak ise Türk-Ermeni ilişkileri. Yani Los Angeles’ta, Paris’te, Moskova’da, nerede olursa olsun Türklerle Ermeniler arasındaki meselenin bir ortak zemine kavuşturulması

 

Buzun altında kalabilirsiniz

 

Üç ayaktan biri sakatlansa sıkıntı. Diyelim ki biz sınırı açtık, yarın Azerbaycan-Ermenistan hattında bir savaş başlasa o zaman yine kapatmak zorunda kalırız. En zor şey donmuş bir statükonun buzdağını çözmek. Çözerken yeni bir savaş da başlatabilirsiniz. Buzu bir anda eriteyim derken buz öyle bir kırılır ki, siz de altında kalırsınız.

 

Diaspora ile görüşüyoruz

 

Diaspora ile konuşmak eskiden ya istihbarat amaçlı olurdu ya da tehdit gibi algılanırdı. Şimdi vazife haline getirdik. Ben ne zaman yurtdışına gitsem, Ermeni toplumundan birisi varsa görüşüyorum. Aşırılık yanlısı Ermeniler görüştüğümüz isimlere sorun çıkartır diye açıklamıyoruz. Biz şunu fark ettik; diaspora ile bir zemin sağlayamazsanız Türkiye-Ermenistan ilişkilerine basınç oluşturuyor ve iş yürümüyor.

 

Adil hafıza ile kolektif bilinç yıkılabilir

 

‘Just memory’ (adil hafıza) diyoruz. Bununla kastettiğim şu; neyse vakıa onu bilelim. O zaman göreceğiz ki Türk-Ermeni ilişkileri Alman-Yahudi ilişkileri gibi bir geçmişe dayanmıyor. Her bir sokakta bir ortak iz var. Bunu keşfedip, ondan sonra da tehciri o dönemde yaşananları ki, onu ben de tamamıyla yanlış bir uygulama olarak görüyorum. İttihatçıların yaptığı şey doğru bir olay da değil, gayri insanidir. Tehciri hiçbir zaman benimsemiyoruz. Ama alıp da o tehcirden geriye doğru tarihi yazınca bu sefer bu taraftakiler de Ermeniler tamamen vatana ihanet eden dolayısıyla da tehciri hak etmiş bir kitle olarak gören bir kolektif bilinç oluşuyor. Bu iki kolektif bilinci de yıkmak lazım.

Haberin tamamını okumak için tıklayın.