Gündem

'Darbeyle geyik muhabbetini ayırmaları gerekecek'

Türkiye gazetesi yazarı ve tarihçi Öztuna, Ergenekon yargıçlarının darbeyle geyik muhabbetini ayırması gerektiğini yazdı.

22 Nisan 2009 03:00

Türkiye gazetesi yazarı ve tarihçi Yılmaz Öztuna, Ergenekon soruşturmasını değerlendirdiği yazısında yargıçların darbeyle geyik muhabbetini ayırması gerektiğini yazdı.

Türkiye gazetesi yazarı ve tarihçi Yılmaz Öztuna, Ergenekon soruşturmasını değerlendirdiği yazısında (22 Nisan 2009) darbeyle geyik muhabbetinin ayrılması gerektiğini yazdı.

Derin devletin el değiştirmesi

Öztuna yazısında derin devletin el değiştirmesine ilişkin iddialara da yer vererek “Bu furyada derin devletin el değiştirmesi gibi ihtimal de bazılarınca düşünülmüş olabilir. Sayın Başbuğ’un tarihî söylevinde siyasî iktidara karşı silâhlı kuvvetlerin tek muhatabının Genelkurmay Başkanı olduğunu söylemek ihtiyacını duyması bizi bu hususta şüpheye düşürdü” görüşüne yer verdi.

İşte Yılmaz Öztuna’nın “Ergenekon’dan çıkmak” başlıklı yazısının tamamı…

Ergenekon’dan çıkmak

Evvelsi gün acaba hükûmet son toplantısını mı yaptı? 3 haftadır toplanmıyordu. Tayyip Erdoğan, değil hükûmet, bakan değiştirmekten bile hoşlanmayan bir başbakandır. Ancak, referandum şiddetinde bir yerel seçimden sonra yeni hükûmet kuracağı söylentileri yaygınlaştı. Bakanların en az üçte birinin yenilenmesi bile tahmin edilebiliyor. Bazı bakanların yer değiştirmesi de olağandır.

Medyanın, demokrasimizin 4. kuvvesini oluşturan basın, yayın ve radyo televizyonların, bir müddet yeni hükûmetle meşgul olmaları iyidir. Zira Ergenekon davası üzerinde fazlaca yoğunlaşıldı. Tutuklamalarda AB standartları dışına çıkıldığı, dış basına da intikal etti. Daha kaç dalga denilen tevkiflerin yapılacağı meçhuldür.

İktidarı devirmek için silâhlı kuvvetleri darbeye kışkırtmak, anayasayı yok sayarak Allah göstermesin Yüce Meclis’i dağıtmak teşebbüsü gibi en ağır suçların, geyik muhabbeti yapanlardan ayrılması, tecrübeli yargıçlarımıza büyük sorumluluklar yüklüyor.
Bu furyada derin devletin el değiştirmesi gibi ihtimal de bazılarınca düşünülmüş olabilir. Sayın Başbuğ’un tarihî söylevinde siyasî iktidara karşı silâhlı kuvvetlerin tek muhatabının Genelkurmay Başkanı olduğunu söylemek ihtiyacını duyması bizi bu hususta şüpheye düşürdü.

Ergenekon davası, meşru kurum ve kuruluşların birbirinin yetki alanına girmeyerek anayasaya uygun görev yaptıkları demokratik bir Türkiye oluşturmalıdır. İlker Paşa’nın sürekli demokrasi ve demokratik cumhuriyetten bahsetmesini bu şekilde de anlamak mümkündür.
Kıbrıs seçimleri, Ergenekon derecesinde konuşulacaktır. Kıbrıs, Türkiye’ye Avrupa Birliği kapısını kapatan bir politika izleyemez. Bu politika, Ergenekon sanıklarınca teşvik gördü. Büyük fırsatlar kaçırıldı ve devletimiz zarara uğradı. Ergenekon davası ile birlikte Kıbrıs’ta da elle tutulur bir ilerleme sağlamak, Türk dış politikasının daha sağlıklı işlemesini temin edecektir.