Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sırasında İncirlik Üssü'nde bulunan Tuğgeneral Bekir Ercan Van, savcılık ifadesinde "Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi’nden üste bulunan tanker uçaklarının havalandırılması konusunda askeri telefonda emir aldım" dedi. Ercan Van, "Bu talimatı kim verdi?" sorusuna ise “O sırada uyukladığım için kiminle konuştuğumu tam olarak hatırlamıyorum” yanıtını verdi.
Bekir Ercan Van'ın ifadesine köşesinde yer veren Hürriyet yazarı Sedat Ergin, şunları söyledi:
"Kendi ifadesine göre bu bildirimin yapılmasından bir buçuk saat sonra da (21.45 suları) Ankara’da Genelkurmay Karargâhı’nda haberleşme sistemini ele geçiren darbeciler tarafından gönderilen bir mesajda, ülkede sıkıyönetim ilan edildiği ve kendisinin Adana Sıkıyönetim Komutanı olarak görevlendirildiği duyurulacaktır."
Sedat Ergin'in "15 Temmuz ve İncirlik Üssü (2): Uyuklamakla malul bir darbeci general" başlığıyla yayımlanan (16 Ağustos 2017) yazısı şöyle:
Aslında anormal bir durumun içinde olduklarının hepsi de farkındadır.
Örneğin, “ASENA 3” çağrı kodlu tanker uçağının yardımcı pilotu Üsteğmen Fatih Akbulut, “Üs Komutanı ‘Kuzey yönüne Ankara taraflarına gideceksiniz, sizden yakıt talep eden uçaklara yakıt ikmali sağlayacaksınız. Telsizden kimseyle temas kurmayacaksınız’ dedi. Bende şüpheli bir düşünce oluştu. Normalde terörle mücadele edilen doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesine giderdik...” diye anlatıyor savcılık ifadesinde.
Tanker uçakları, Türkiye’nin terörle mücadelede ve muhtemel bir savaş ortamında elindeki en önemli askeri kabiliyetlerden biridir. Boeing şirketinin ürettiği KC-135R tipi bu uçaklar 90 tona kadar yakıt alabilme kapasiteleri ve havada 8-12 saat kalabilme özellikleri ile Türk Hava Kuvvetleri’ne hayati bir lojistik imkân sağlıyor.
Bir F-16’nın havada kalabilme süresi -yüksekliğe, hıza ve üzerindeki bomba yüküne göre- yarım saat ile iki saat arasında değişebiliyor. Ancak harekât bölgesinde bir tanker uçağının havada bulunması, savaş uçakları açısından süre faktörünü bir engel olmaktan çıkartıyor.
İncirlik Üssü’ndeki Hava İkmal Yakıt Filo Komutanlığı envanterinde bulunan yedi tanker uçağı, Türkiye’nin özellikle Kuzey Irak’ta ve güneydoğuda PKK’ya karşı yaptığı havadan terörle mücadele harekâtlarının –onsuz yapılamayacak- en kritik unsurlarından biridir bu bakımdan. Bu askeri imkân, 15 Temmuz gecesi PKK’ya değil, Türk halkına, demokrasiye karşı kullanılmıştır Gülen organizasyonu tarafından.
*
Kullanma emrini veren kişi, bu filonun bağlı olduğu İncirlik 10’uncu Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van’dır.
Üs komutanı, bütün günün akışını o gece yapılacak darbeye göre düzenlemiştir. Örneğin, devresi Akıncı Üssü’nün komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim gibi o da cuma günü bayrak törenini öne alarak mesaiyi erken bitirmiş, böylelikle darbeci olmayan bütün personelin üssü erkenden boşaltmasını sağlamıştır ki, bir an önce hazırlıklara başlayabilsinler. Bu görev için seçilmiş olan personele o gece ya da cumartesi günü uçuş olacağı 15 Temmuz günü öğle saatlerinde iletilmiştir.
Van, darbenin erkene alınması üzerine bütün ekibe hemen üsse gelmeleri emrini o akşam saat 21.00’de vermiştir. Ardından, darbe gecesi üç tanker uçağı kaldırarak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın 15 Temmuz günü saat 19.05’te yayımladığı Türk hava sahasını bütün askeri uçuşlara kapatan “Hiçbir askeri uçak kalkmayacak” şeklindeki emrini çiğnemiştir. Bunu yaparken kalkıştan önce uçakların başına gidip hazırlıklara bizzat nezaret etmiştir.
*
Kalkıştan sonra, Eskişehir’de Türk hava sahasının komutasından sorumlu Birleşik Hava Harekât Merkezi’nin (BHHM) tanker uçaklarına inmeleri yönünde yaptığı birçok uyarı karşısında, Tuğgeneral Van uçak personeline telsizden “Uyarıları dinlemeyin, yolunuza devam edin” talimatını vermiştir.
Bitmedi... O gece Van’ın komutası altındaki İncirlik Üssü’nden Alarm Reaksiyon nöbeti tutmakta olan iki F-16 uçağı da kaldırılmıştır saat 01.10’da. Bu talimat Akıncı’daki darbe komuta merkezinden gelmiştir.
Ayrıca Van, 15 Temmuz gecesi genel bir ‘temassızlık hali’ içindedir. Örneğin Adana Valisi Mahmut Demirtaş kendisini telefonla aradığında bir türlü ulaşamamış, o da savcılık ifadesinde “Beni iki kez aradı, kendisini sesinden tanıdım, konuşmaya çalışmama rağmen beni duymadı” savunmasını yapmıştır. Keza Eskişehir BHHM’deki görevlilerinin kendisine telefonla ulaşma çabaları da başarısız olmuştur.
*
Akşam 22.45 sularında ilk partide birbiri ardına kalkan iki tanker uçağının her ikisi de sabah 06.00 suları üsse inmiş bulunmaktadır. Van, uçakların pilot ve teknik ekipten oluşan toplam sekiz personelini brifing odasına çağırıp, “Arkadaşlar bu emri size ben verdim, görevin terörle mücadele harekâtı olduğunu söyledim. Sizler benim verdiğim emri yerine getirdiniz. İfade verirseniz bu şekilde anlatın” demiştir. Böylelikle, darbe faaliyetine katılan ve bugün hepsi de Akıncı davasında FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla tutuklu olarak yargılanan personele nasıl ifade vereceklerini de bizzat dikte etmiştir.
Gece boyunca yürüttüğü faaliyetlere baktığınızda, bir darbe organizasyonuna hava üssünden katkı sağlamak ve bunu organize etmek anlamında önemli bir beceri sergilediği tartışma götürmez Bekir Ercan Van’ın. Ancak iş tanker uçaklarını darbe görevine gönderme talimatını kimden aldığı sorusuna geldiğinde bir “uyuklama” sorunu ile karşılaşıyoruz.
Van, savcıya ifadesinde “(Ankara’daki) Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi’nden üste bulunan tanker uçaklarının havalandırılması konusunda askeri telefonda emir aldım” diye konuşuyor. Van, bu talimatı kimin verdiği hususunda savcıya, “O sırada uyukladığım için kiminle konuştuğumu tam olarak hatırlamıyorum” diye konuşuyor.
*
Kendi ifadesine göre bu bildirimin yapılmasından bir buçuk saat sonra da (21.45 suları) Ankara’da Genelkurmay Karargâhı’nda haberleşme sistemini ele geçiren darbeciler tarafından gönderilen bir mesajda, ülkede sıkıyönetim ilan edildiği ve kendisinin Adana Sıkıyönetim Komutanı olarak görevlendirildiği duyurulacaktır.
Darbenin Adana Sıkıyönetim Komutanı Van’la ilgili çok önemli bir nokta daha var. Sizce en yakınında koruması ve şoförü olarak görev yapan kişi kimdir dersiniz? Söyleyelim: Astsubay Uzman Çavuş Muhammet Emrah Kuzu...
Soyadı okurlara yabancı gelmemiş olabilir. “Menfez Paşası” lakabıyla bilinen, 16 Temmuz 2016 sabahı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı derdest etmek üzere helikopterle Marmaris’e giden MAK timinin önemli aktörlerinden Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu’nun oğludur Emrah Kuzu.
Emrah Kuzu, komutanının yanından ayrılmamıştır gece boyunca; o içeride makamındayken de karargâhın kapısında namlusuna kurşun verilmiş bir MP5 makineli tüfekle nöbet tutmuştur.
Bakın İncirlik’ten bahsediyorduk birden karşımıza Menfez Paşası çıktı...