Hürriyet yazarı Sedat Ergin, darbe girişiminin ardından tutuklanan Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanı Hava Tümgeneral Kubilay Selçuk'un ifadesiyle ilgili olarak "Tümgeneral Selçuk’a şeref salonunda kürsüden metin okuma provası yaptıran uzun saçlı, sivil kıyafetli kişi, daha sonra 143. Filo’nun koridorunda güvenlik kamerasında kaydı olan, sabah saatlerinde de üssün yakınında 'yatırım amacıyla arsa baktığını' söyleyen Harun Biniş olmasın?" dedi.
Sedat Ergin'in "15 Temmuz ve Akıncı Üssü (3): Darbe üssündeki atkuyruklu adamın esrarı" başlığıyla yayımlanan (13 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
Bütün gece Akıncı Üssü’nde 15 Temmuz darbesinin sevk ve idaresinde kilit rol oynayan Gülenci sivil “yönetici kadro”nun kalkışmanın sabahında üssün civarında yakalandıktan sonra “darbeden haberdar olmadıklarına” ilişkin anlatıları, ciddi bir inandırıcılık sorunuyla malul.
Örneğin, bu ekipten Bylock kullanıcısı Harun Biniş, savcılık ifadesinde 15 Temmuz gecesi “televizyonu izlemediğini, eşinin darbeyle ilgili bir şeyler söylediğini”, kendisinin de “Olmaz ama öyle bir şey dediğini” iddia ediyor. Keçiören’de oturan Biniş’in bir gece önce F-16’ların ses duvarını aşarak Ankara hava sahasında yarattıkları büyük gürültüyü, patlama seslerini duymadığı anlaşılıyor.
Biniş, “Bende vertigo var, bir kulağım duymuyor. Ankara’da olan bombalama ya da bunun dışındaki saldırıları duymadım. Televizyondaki görüntülere bakmadım. Darbe olacağına inanmadığım için olan olayları ciddiye almadım, yatıp uyudum” diye konuşuyor.
Jandarmanın kendisiyle birlikte yakaladığı diğer şüpheli olan işadamı-yönetici Kemal Batmaz ise darbe girişimini 16 Temmuz sabahında Harun Biniş ile sabah 08.00’de Ankara Çayyolu’nda buluştuğu sırada öğrendiğini ileri sürüyor.
Batmaz, cumartesi sabahı gerçekleşecek “arsa bakma” amaçlı buluşma için cuma gecesi İstanbul’dan yola çıktığını anlatıyor. Batmaz, savcılık ifadesine göre, Nilüfer firmasının bir otobüsüyle Ankara’ya gitmeyi tasarlamış, Anadolu tarafındaki Kavacık’ta terminale gitmiş, ancak buradaki bir değnekçi “Abi Ankara’ya gidiyorsan tanıdığım biri özel aracıyla gidecek, benzin parasını paylaşırsan sizi de aracına alabilir” demiştir.
Batmaz, “Bunun üzerine isminin Ahmet olduğunu bildiğim, cep telefonunu ve kimliğini bilmediğim şahıs gri renkli Toyota marka araçla Ankara Çayyolu’na Günaydın Restaurant’ın yakınına Ahmet isimli şahıs beni bıraktı. Ahmet isimli şahsı görsem tanırım, ancak kimdir, necidir bilmiyorum” diyor.
Bu durumda, Batmaz’ın 15 Temmuz Cuma gecesi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün hemen çıkışındaki Kavacık Otobüs Terminali’ne gittiğinde, köprünün darbeci askerler tarafından tutulmuş olduğunu ve orada nasıl bir kargaşanın yaşandığını hiç fark etmediği anlaşılıyor.
*
İfadelerine bakarsanız her ikisi de Akıncı Üssü’nde bulunmamıştır 15 Temmuz gecesi. Oysa o gece Akıncı Üssü’ndeki 143. Filo karargâhının güvenlik kameralarının kayıtları Batmaz ve Biniş’i teyit etmiyor. Aynı durum yine civarda yakalanan bu grubun bir diğer yöneticisi Nurettin Oruç açısından da geçerlidir.
Örneğin, 16 Temmuz sabahı 143. Filo koridoru güvenlik kamerasında 03.17.53 ile 03.17.58 zaman aralığındaki görüntülerde uzun saçlı bir sivil şahıs bir odaya girerken, 03.20.10 ile 03.20.23 arasında ise odadan çıkıp koridorda yürürken görülüyor. Daha sonra Olay Yeri inceleme Şube Müdürlüğü’nde fotoğrafı çekilen Hakan Biniş adlı şahsın güvenlik kamerasındaki şahısla aynı kişi olduğu kesinleşmiştir. Ancak Biniş, görüntüdeki kişinin kendisi olduğunu reddediyor, “Ben üsse gitmedim” diyor.
Biniş, bununla birlikte, saçının uzun olduğunu inkâr etmiyor: “Cezaevine girdiğim zaman saçlarım uzundu. Ankara Emniyeti’nde çekilen fotoğraflarda da saçlarım uzundu, omuz hizama kadar geliyordu.”
*
Bu saç meselesi söz konusu olunca, başka bir faktörü dikkate alabiliriz. O gece Akıncı Üssü’nün konuklarından biri de 15 Temmuz günü öğle saatlerinde “eğitim çalışması yapalım” diye düşünerek, İzmir’den askeri uçağa binip Ankara’ya gelen Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanı Hava Tümgeneral Kubilay Selçuk’tur. Orgeneral Hulusi Akar Akıncı Üssü’ne götürüldüğünde üs komutanının odasında kendisini karşılayanlar arasındadır Tümgeneral Selçuk ve bütün gece Akar’ın etrafında görünmüştür.
Selçuk’un savcılık ifadesinde en dikkat çekici noktalardan biri, “uzun saçlı, sivil giysili biri”nin prova yapması için kendisine yaptığı öneridir. Bakın Kubilay Selçukne anlatıyor:
“Şeref salonuna geçtiğimde uzun saçlı, sivil kıyafetli biri bana sunumu yapacak kişinin gelemediğini söyledi ve benden bu sunumla ilgili kürsünün üzerinde bulunan metni okuyup okuyamayacağımı sordu. Ben de ‘Bir bakayım’ dedim. Kürsünün başına geçtim. Burada A4 kâğıdının ilk paragrafını genel tavrım itibarıyla sesli bir şekilde okuduğumda bunun bildiri olduğunu anladım. Bunun üzerine devamını okumadan uzun saçlı sivil kişiye ‘Böyle bir şeyi ne ben gördüm ne de sen bana verdin. Buradan çık git’ dedim. Akabinde ben tekrar üs komutanının makamına geçtim. Kendisinden bir araç isteyip üsten ayrılacaktım. Bir müddet sonra makamın kapısı açıldı. İçeriye önde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar girdi. Yüz ifadesinden sinirli olduğu ve kızgın olduğu anlaşılıyordu.”
*
Peki Tümgeneral Selçuk’a şeref salonunda kürsüden metin okuma provası yaptıran uzun saçlı, sivil kıyafetli kişi, daha sonra 143. Filo’nun koridorunda güvenlik kamerasında kaydı olan, sabah saatlerinde de üssün yakınında “yatırım amacıyla arsa baktığını” söyleyen Harun Biniş olmasın?
Uzun saçlı şahsın Tümgeneral Selçuk’a prova yaptırdığı metin, darbecilerin –ikna edebildikleri takdirde- Orgeneral Akar’a Akıncı Üssü’nden TRT yayınıyla halka seslenmesi için okutmayı planladıkları bildiri olmasın?
Bu konuya devam edeceğiz.