Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın tüm maçları tek tek takip ettiğini söyledi. Yerlikaya'nın bu ifadelerini hakemlere yönelik söylemesi dikkati çekti.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 2018-2019 Sezonu MHK Kış Semineri kapanış ve kokart töreni, Antalya'da bir otelde yapıldı. Törende konuşan Hamza Yerlikaya, özetle şunları söyledi:
"Hakemin tarafı ve kulübü yoktur. Birbirimize karşı adil olacağız. Herkes oynar, maçtan bir zaifiyet olduğunu mutlaka kusurlu hakemdir. İşiniz zor, göreviniz zor ama güzel. Adalete teslim olabilmek anlamında işiniz güzel. Allah yolunuzu açık etsin. Büyük başarılara imza etsin, Cüneyt Çakır gibi başarılara imza atmak size nasip olsun.
İnşallah dünya sıralamasında ilklerin yerinde olursunuz. Eleştirmek kolay, ama biz doğruyu yapacağız. Siz maçı yönetiyorsunuz, bir de Cumhurbaşkanımız an be an elinde cep telefonu ile izliyor. Her anı, pozisyonu böyle tek tek inceliyor. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu şikayetleri hep birlikte engelleyeceğiz. Birlikte Türk futbolunu daha iyi yerlere getireceğiz."
Erdoğan, "Kitap yerine özet okuyorum" demişti
Erdoğan, Başbakanlık döneminde kitap yerine özet okuduğunu söylemişti. Hatta, Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından Başbakanlık’ta bir “özet çıkarma” ekibi olduğu ortaya çıkmıştı.
2008 yılında Sabah gazetesinde yayınlanan haber şöyleydi:
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın zamanı olmadığı için, aralarında Orhan Pamuk'un kitabının da bulunduğu bazı romanların gazetelerde yayınlanan tanıtım yazılarını okumakla ya da kendisi için hazırlanan 'özet'ten okuduğunu söylemesi, edebiyat dünyasında tartışma yaratırken, Başbakanlık'ta bir 'özet ekibi' olduğu ortaya çıktı. Alınan bilgiye gore, Erdoğan edebiyat dünyasında olup biteni, Nabi Avcı ve Mustafa Şahin başta olmak üzere danışmanlarından öğreniyor. Bu isimler okudukları kitapları genellikle uçak yolculuklarında sözlü olarak Erdoğan'a anlatıyor. (Aynı ekip basındaki günlük haberleri de, yine özet halinde Başbakan'a yazılı olarak hazırlıyor.) Erdoğan'ın yolculukları, genellikle edebiyat sohbetine dönüşüyor. Roman okumayı sevmediğini söyleyen Erdoğan, romanlardan 'özet' olarak haberdar olurken, genellikle şiir, tarih, siyaset ve güncel kitapları okumayı tercih ediyor.
Edebiyat çevreleri ise "roman özeti" konusunda ikiye bölündü. Ünlü yazar Yaşar Kemal bu konuda yorum yapmamayı tercih ederken, Adam Yayınları editörü Semih Gümüş, SABAH'a şunları söyledi: "Başbakan'a özet sunmuş olabilirler. Ancak, artık çocuk romanlarının bile özeti yapılmıyor. Romanda, asıl olan onun, yazısal değeri. Özetinde anlatılan sadece konusu olabilir. Bir romanı, roman yapan unsurlar arasında konu en önemsizidir. Edebiyat dışındaki metinlerin ise özetleri pekala olabilir."
Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Doç Yakup Deliömeroğlu ise, "Bu tip özet faaliyetleri yapanlar var" dedi ve şöyle devam etti: "Bazı gruplar kendi aralarında, yoğun olduğunu düşünenlere bu tip çalışmalar yapıyorlar. Her grup kendi alanında bir görevlendirme yapıyor ve bir kitabı özetliyorlar. Ben bunlardan birkaç grup tanıyorum. Mesela bir asker hekim grubu var, bazı bürokrat grupları var. Başbakan da bu tip kitap özetiyle güncel yayınları ya da istediği türde bir yayını takip etmek istiyordur. Çıkan yayınları özetlerden takip etmek kitabın tadını vermez. Ama başbakan düzeyinde, bakan düzeyinde ya da yoğun çalışanlar için bu durum takdire değerdir. Tebrik etmek lazım." Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın bu konudaki görüşleri de şöyle: "Öğrencilik yıllarında ilk kitap özetini Andre Gide'in 'Dar Kapı' romanını çevirerek yaptım. En zor işlerden biridir. Bir kitabı 200 kelimede özetleyeceksiniz. Bir tekniği vardır. Yani 'mavi gözlü bir adam eve koşarak girdi' cümlesini kısaltacaksınız vee anlam bozulmayacak. Özet, ihtiyaçsa yapılır. Ben romanın rahat bir atmosferde okunmasını isterim."