Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak, para ve faiz politikalarını eleştirdiği Merkez Bankası'nı hedef göstererek, "Bu kurumdan beklenen başka odak ve merkezlerin bir şubesi gibi hareket etmemeleri, artık Yeni Türkiye'nin bir kurumu olarak düşünsel ve kurumsal merkezlerine ülkenin menfaatlerini koymalarıdır" dedi.
Albayrak'ın Sabah'ta "Başka merkezin Bankası" başlığıyla yayımlanan (1 Eylül 2014) yazısı şöyle:
Bu yıl sonu gibi enteresan gelişmeler bekliyoruz. Özellikle hem siyasi hem de ekonomik iklimde global anlamda ciddi sıkıntıların yaşanması kuvvetle muhtemel diye düşünüyoruz.
Nitekim sadece Fed'in faiz arttırması konusunda değil ama Doğu-Batı denklemindefinansal piyasalar üzerinden yaşanabilecek bazı restleşmeler görmemiz mümkün. Buna bağlı Avrupa gaz ihtiyacında ciddi sıkıntılar yaşanmasını da bekleyebiliriz. Bunun gibi küresel piyasaları ciddi anlamda etkileyebilecek senaryoların sayısını arttırabiliriz.
Ortada bir gerçek var ki, o da 2023 yolunda son dönemece girdiğimiz şu süreçte çok daha dikkatli olunması gerektiğidir. 2009 yılında ciddi hatalar yapılan ve bedeli iktidar tarafından pahalı şekilde ödenen, 2014 yılında bir kısım bürokratların hatalarına rağmen nispeten daha iyi yönetilen süreçlerin bir benzeri 2015 seçimlerinden önce tekrar yaşanması ihtimal dahindedir.
Bu kadar önemli ve kırılgan bir dönemden geçtiğimiz şu süreçte, para ve faiz politikası noktasında en önemli vazifeyi yüklenen Merkez Bankası'nın oynayacağı rol çok önemlidir. Son aylarda piyasaların sakinliğine rağmen farklı bir dengeyle ürkek adımlar atan, bunun yanında yukarıda bahsi geçen iki süreçte de başarısız bir imtihan veren bu kurum, önümüzdeki günlere acaba nasıl hazırlanıyor?
Kurum tek bildiği faizi arttırma ezberinin dışında, piyasalara hangi zamanlamayla, hangi noktalarda ve hangi enstrümanlarla müdahale senaryolarını ne yoğunlukta ve ciddiyetle çalışıyor. Forward, swap, likidite vs. enstrümanlarıyla bu defa çeşitli çalışma ve hazırlıklar yapılıyor mu?
İnşallah bu konuda gene "söylemiştik" demek durumunda kalmayız.
Kurumla ilgili bazı sıkıntılar artık Ankara'yı aşmış tüm Türkiye'de konuşulur olmuştur. Burada hakikaten samimiyetle iyi şeyler yapmaya çalışan bazı şahısları tenzih ederim. Ama bazılarının hangi amaca hizmet ettikleri gayet endişe verici. Peki ya suya sabuna dokunmadan, hiçbir konuda insiyatif almadan, fikir beyan etmeden ülkenin bu kadar önemli bir kurumunda koltuk işgal edenlere ne demeli?
Bu kurumdan beklenen başka odak ve merkezlerin bir şubesi gibi hareket etmemeleri, artık Yeni Türkiye'nin bir kurumu olarak düşünsel ve kurumsal merkezlerine ülkenin menfaatlerini koymalarıdır.
Not: Geçtiğimiz hafta iktidar partisi, çok duygusal ama bir o kadar da güçlü birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği bir kongre gerçekleştirdi. Türkiye'yi hem siyasi hem de ekonomik olarak farklı bir lige taşıyacak olan 2023 yolculuğunda bu yıl gerçekleşen iki seçimden sonra bir eşik daha güçlü bir şekilde aşıldı. Bu gelişmelerin Yeni Türkiye resminden rahatsız olan herkesi endişeye düşürdüğünü söyleyebiliriz. Bu saatten sonra bu kesimlerin beyhude çabaların ürünü olarak sadece fitne ve tefrika mekanizmalarını harekete geçirmekten başka çareleri kalmadığı açık bir şekilde görülüyor. Ellerinde de ne millet ne de devlet nezdinde zerre itibarı ve inandırıcılığı olmayan üç beş tetikçi kurum ve şahıstan başka bir şey kalmadı. Bunun da güçlü Türkiye davasına gönülden inanmış bireyler için hiçbir kıymet-i harbiyesi olmadığını hatırlatırken, kim ürürse ürüsün Yeni Türkiye yolculuğunun birlik ve beraberlik içinde tekrardan tüm ülkeye hayırlı olmasını dileriz.