Arazisinde yapılan kazıda cephanelik çıkan İSTEK Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan, bulunan silahlarla ilgilerinin olmadığını, araziyi askerlerin kullandığını söyledi.
Söz konusu arazide kazı çalışmalarının başlatılması üzerine bulunduğu ABD’den dün gece Vatan gazetesinden Barlas Yurtsever’i arayan Dalan, “19 yıldır askeri bölge ilan edilmiş, SAT komandolarının eğitim alanı olarak kullandığı bir arazide bulunan silahlardan bizim hiçbir sorumluluğumuz yok” dedi. Dalan, Vatan’ın sorularını şöyle yanıtladı:
O araziyi ne zaman ve ne amaçla aldınız?
19 yıl önce 17 milyon dolara aldık. 80 dönümlük bu arazide okul yapmak istiyorduk. Aldığımızda imar durumu tarım alanıydı. Ancak biz aldıktan hemen sonra yanımızda SAT Komando Okulu yapıldı. Bölge askeri alan ilan edildi ve sivillerin girmesi yasaklandı.
19 yıldır araziye gidemediniz mi?
15 yıldır yolu kapattılar. Deniz Kuvvetleri’ne bağlı SAT komandol okuluna ait eğitim alanı olarak kullanıyorlar. Kendi arazileri dar olduğu için bizim araziye yayıldılar. Arazi İSTEK Eğitim AŞ’nin üzerine ama gidin bakalım sizi içeri koyuyorlar mı. O bölgede Keçili Çiftliği’ne sivillerin giremeyeceğini herkes bilir. Oraya bilinçsiz giren sivil ölü çıkar. Neden? Çünkü orası fiilen SAT komandolarının eğitim alanı.... Yol üzerinde kontrol noktası var. Jandarma, “Yasak, geçemezsin hemşerim” der.
Siz arazinize hiç gitmediniz mi?
10-12 sene önce gitmek istedim. Sokmadılar. Komutandan izin alarak girebildik. Benim söylemek istediğim şu: Bulunan silahların İSTEK ismiyle beraber anılması bizi rencide eder.
Neden hiç sesinizi çıkarmadınız? Haklarınızı korumadınız?
Birkaç defa şikayet ettik. Komutanlarla görüştük. Bize “Siz Türk milliyetçisisiniz. Bize dokunmayın” dediler. Biz de cebelleşmedik. Şöyle düşündük, nihayet devletin kullandığı arazi. Devlet seferberlik ilan etse, arazimiz de, malımız da onun. Sesimizi çıkarmadık. Böylece fiilen askeri alan olarak kaldı.
Kıymetli bir araziyi nasıl yok sayarsınız?
2 yıl önce Milli Savunma Bakanlığı orayı istimlak etmek istedi. Biz de haklarımızı korumak için mahkemeye gittik ve istimlak bedeli tespit davası açtık. Dava sürüyor. Bundan iki ay önce avukatımızla Beykoz hakimi keşif için araziye gitti. Jandarma yine “Geçemezsiniz” diyor. Durumu anlatıyorlar. “Komutana sormam lazım” diyor. Komutanla birlikte keşif yapıyorlar. Arazinin durumuna hakim de şahittir. Orada bulunan silahlardan orada her gün 5-10 tane patlatılıyor. O arazinin tapusu bizde ama 15 yıldır fiilen bizim değil.
Orada gömülü bulunan silahlara ne diyeceksiniz?
Hiç kafamı yormam. Hakimler, savcılar, askerler yorsun. Birisi patlatması gereken bombayı, aldı, patlatmadı, gömdü mü, onu da bilemem.
Silahlar sizin sorumluluğunuzda olan bir arazide bulundu ama...
Ormanda silah bulunsa, Başbakan mı sorumlu diyeceğiz. Arazinin kullanımı bende değil ki, bana sorumluluk çıksın. Vakfın başka yerlerde de arazileri var, oralarda çıkarsa anlarım ama buradaki silahlarla İSTEK ismini yan yana koymak insafsızlıktır, iftiracılıktır.
Niye Türkiye’ye dönmüyorsunuz?
Tabii döneceğim, orası vatanım.
Ne zaman döneceksiniz?
Siz beni boşverin. Türkiye, dünyanın 3 önemli organ nakli cerrahından biri olan, eli insan kurtarmak için yaratılmış denen Haberal’ı terörist ilan etti. Başka bir şey söylemeyeceğim.