Gündem

Dağdan inenler ne iş yapacak?

Güngör Uras, teslim olan 34 PKK'lının ülke ekonomisine nasıl etkiler edeceğini köşesine taşıdı.

23 Ekim 2009 03:00

Mahmur Kampı ve Kandil'den gelen 34 PKK'lı geçtiğimiz günlerde Habur'dan girerek teslim oldu. Güngör Uras, teslim olan 34 PKK'lının ülke ekonomisine nasıl etki edeceğini köşesine taşıdı. Uras'ın Milliyet gazetesinde yayımlanan bugünkü (23.10.2009) yazısı:

Dağdan inmenin, yurtdışından ülkeye dönmenin, demokratik açılımın ekonomisini düşünen yok.

(1) Kısa sürede dağdan inenler, ülkeye dönenler ne iş yapacak? Geçimlerini nasıl sağlayacak? Yaşamlarını nasıl sürdürecek?

(2) Orta ve uzun dönemde Güneydoğu’da belli şehirlerde veya bölgenin bir bölümünde yönetim sorumluluğunu üstlenecek olanlar o şehirlerde ve bölgelerinde yaşayanların iş ve aş taleplerini nasıl karşılayacak?

Eğer demokratik açılım denilen paket uygulanabilir ve sonuç verirse çok şey değişecek.

-  Beğenilsin beğenilmesin, yeterli görülsün görülmesin, hükümetler bugüne kadar Güneydoğu’da Kürtlerin yönetim sorumluluğuna talip oldukları bölgeler için kalkındırma paketleri oluşturuyordu, önemli harcamalar yapıyordu.

Demokratik açılım paketindeki gelişmelerden sonra Güneydoğu’da yönetim sorumluluğunu üstlenecek olan Kürt yönetimleri nereden para bulabilecekler?

-  PKK’nın dağlardaki kadroları ile yurtdışındaki kadroları, değişik kaynaklardan parasal destek görüyordu. Kadrolar bu parayla besleniyor, yiyor, içiyor, giyiniyor, savaşıyordu. Silahı bırakanlar, köylerine dönenler ne yiyecek, ne içecek, ne iş yapacak? Nereden para bulacak?

Parasız olmuyor

Demokrasi insanlara belli haklar tanır ama, belli sorumluluklar da yükler. Yönetim gücünün temeli paraya dayanır.

Mustafa Kemal Milli Mücadele’den sonra ne demişti? “Kılıçla zaferi kazandık. Şimdi orakla, çekiçle (tarımda ve imalat sanayiinde üretimle) zaferi korumak zorundayız” demişti.
PKK kadroları da uzun silahlı çatışma sonunda elde ettikleri ve “demokratik açılım” sonucu elde edecekleri hakları koruyabilmek için belli mesuliyetleri üstlenmek zorunda kalacaklardır. Bu ise Kürtlerin yönetim kadrolarının “Güneydoğu’da kendi kendilerine yetecek bir ekonomik yapıyı oluşturmak zorunluluğudur”.

Hükümetten yönetim gücünü talep edenlerin daha sonra aynı hükümete dönerek, “Buraları biz yönetelim ama, siz de gelin bizi kalkındırın... Buradaki insanlara iş ve aş bulun” demeleri mümkün olamayacaktır.

İşte bu nedenle yönetime talip olanların, Güneydoğu’nun iç dinamiklerine dayalı bir ekonomik programı gecikmeden hazırlamaları gerekir.

İş ve aş sorunu önemli

Terör döneminde, PKK militanları (terör denen çatışmanın gereği olarak) Güneydoğu’da yol makinelerini, şantiyeleri tahrip etti. Barajların, yolların yapılmasını engelledi. Meraların ve köylerin boşaltılmasına, altyapının zarar görmesine yol açtı. Terör sona erecekse, bundan sonra PKK yandaşları tam tersine bir yaklaşımı benimsemek, kendi güçleriyle ekonomik sorunlarına çözüm getirmek arayışında olacaklardır. Altyapıyı iyileştirmeye çalışacaklar, öncelikle de hayvancılığı geliştirmeye yönelmek zorunda kalacaklardır. Çünkü Güneydoğu’da hayvancılık kısa sürede geliştirilmesi mümkün en önemli iş ve aş kaynağıdır.

Bu süreçte en büyük sorun, uzun yıllar dağda kalan, uzun yıllar silahla savaşmada uzmanlaşan kadroların bir gün içinde silahı bırakarak, sivil yaşama (farklı bir yaşama) geçebilmelerindeki güçlüktür. Silahı elinde işi ve aşı düşünmeyenler, iş ve aş peşine düşecek, uzun yıllar silahlı kadroları yöneten lider kadrolar, silah bırakanlara ve yönetecekleri bölgede yaşayan halka iş ve aş bulma sorumluluğunu üstleneceklerdir.