Gündem

Cumhuriyet: Her olanağı kullanarak yayını sürdürmeye çalışıyoruz

Orhan Erinç: Cumhuriyet ne hükümet ne parti gazetesidir. Cumhuriyet demokrasinin savunucusudur

03 Kasım 2016 14:58

Yönetici  ve yazarları gözaltına alınan Cumhuriyet'in önünde açıklama yapan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç "Biz Cumhuriyet'i yayımlamak için elimizden gelen her olanağı kullanarak yayını sürdürmeye çalışıyoruz" dedi.

Erinç, soruşturmanın Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül için verdiği tahliye kararıyla çeliştiğini söyleyen Orhan Erinç, "Bildiğiniz gibi Can Dündar ile Erdem Gül'ün tutukluluk konusunda AYM'nin gerekçesiyle tahliye edilmelerini gerektiren bir karar vermişti. Gerekçede sadece yazılara dayalı, sadece gazeteciliğe dayalı bir suçlamanın olamayacağına ilişkin AYM karar vermişti. Bugün de yine yazılar, başlıklar söz konusu ama o eksikliği gidermek için Cumhuriyet Vakfı'nı da araya katmak gibi bir görüntü ortaya konuyor" diye konuştu.

Orhan Erinç şunları söyledi:

Ben, biraz bilgi iletmek bir de teşekkür etmek için Türkiye'deki editöryel bağımsızlığın vurgulandığı tek gazetedir. Cumhuriyet yöneticileri, yazarlarının söylediklerine bir şey ekleme ihtiyacı duymazlar. Ben 1963 yılında geldim. Yunus Nadi'nin, İlhan Abi'nin sorumlu olduğu dönemlerde çalıştım. Sonunda nöbet bana kaldı. Ben de daha gerideki arkadaşlarıma bırakacağımı diliyorum.

Şimdi Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasını anlamayanlar var. Bilmezden gelenler var. Bilip de bilmezden gelenler var. Biz niye bu içerikte yapıyoruz sorusuna Cumhuriyet'in yayıncısı, Cumhuriyet Vakfı'nın senedinin başlangıç bölümünü anımsatmak istiyorum çünkü bizim yayın politikamız Yunus Nadi'nin 7 Mayıs 1924'te yazdığı başyazısındaki kuralların uygulanmasını sürdürmektir. Bunlar da şudur; Cumhuriyet gazetesi toplum yaşamına katıldığı 7 Mayıs 1924'te yayınladığı ilk yazısında Yunus Nadi'nin kalemi belirlemiştir. Cumhuriyet ne hükümet ne parti gazetesidir. Cumhuriyet demokrasinin savunucusudur.

Cumhuriyet Atatürk devrim ve inkılaplarının açtığı yolda, laiklik ilkesinin toplumca benimsenmesi için çaba gösterecektir. Cumhuriyet gazetesini kuran Yunus Nadi, kurumsallaştıran Nadir Nadi'dir. Yunus Nadi'nin ölümünden sonra her türlü güçlüğe karşı yöneten Nadir Nadi, 20 Ağustos 1991 günü gözlerini yaşama kapamıştır. İlkeleri ve amaçları bu üzün süre içinde belirlenip toplumda kök salan Cumhuriyet'i yaşatmak bir ödev niteliğine dönüşmüştür. Cumhuriyet Vakfı bu ödevi yerine getirmek için kurulmuştur. Size ana yayın ilkelerimizi okudum, başta da söylediğim gibi bir hatırlatma yaptım. 

 

"Kumpas kuruldu"

 

Şimdi Cumhuriyet gazetesi bağımsız olan tek yayın organı olma niteliğini de korumaktadır. Vakıf senedinde belirtildiği gibi herhangi partiye, hükümete bağlı değildir ama Cumhuriyet'in yayınlarının yarattığı rahatsızlık sonunda Cumhuriyet'e de bir kumpas kurulmasını getirmiştir. Yapılan itirazlara karşın Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün seçimlerin usulüne, yasalara uygun olduğunu belirten raporundan sonra başlayan bir hukuki süreçte Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne yapılan imzasız bir başvurunun Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bildirilmesinin üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü kendi baş müfettişinin hazırladığı ilk raporunu yok saymış ve yeni hazırlattığı raporda seçimin kurallara aykırı olduğu sonucuna varmıştır.

 

"Raporlar gizli değil"

 

Bu değişiklik Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma göre doğal sayılabilir ama bu raporlar gizli değil. Seçimin iptali için, yani kurallara uygun raporun üzerine Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan davada hem Cumhuriyet Vakfı'nın hem de Vakıflar Genel Müdürlüğü avukatının "İptalini isteriz" demesinin ardından bu değişikliğin yapılması zuldür. 

Cumhuriyet vakfı ve Cumhuriyet gazetesi çalışanları olarak gösterilmekte ve gösterileceği anlaşılan tepkinin karşısında okurlarımıza, siyasi partilerimize teşekkürlerimizi iletmek durumundayız. Biz Cumhuriyet'i yayımlamak için elimizden gelen her olanağı kullanarak yayını sürdürmeye çalışıyoruz. Bugün gazetede biliyorsunuz soruşturma üç günde çöktü diye bir başlığımız var. Cumhuriyet soruşturmasını açan, gözaltı kararlarını yürüten Cumhuriyet Savcısı FETÖ üyesi olmaktan sanık olarak yargılanıyor. Bu da FETÖ'cülerin açtığı soruşturma olarak gözüküyor.

 

"AYM kararıyla çelişiyor"

 

Cumhuriyet daha 1970'lerde Fethullah Gülen ile ilgili yazıları yayımlamaya, araştırmaları, değerlendirmeleri yayımlamaya başlamıştır ben de şöyle bir baktım 1999 yılında yazdığım bir yazıyı buldum ve 2016'da onu yayımladım. Tabii bu tür iddialar olsa olsa "şöyle olduğuna göre böyle olmuştur" yorumlarıyla açılan davalardır. Hukuk varsa -ki olması gerektiğine inanıyoruz - bu içi boş, sadece yazılara ve haberlere, başlıklara dayanan soruşturmadır ama bu sefer şöyle bir şey yapmışlar; bildiğiniz gibi Can Dündar ile Erdem Gül'ün tutukluluk konusunda AYM'nin gerekçesiyle tahliye edilmelerini gerektiren bir karar vermişti. Gerekçede sadece yazılara dayalı, sadece gazeteciliğe dayalı bir suçlamanın olamayacağına ilişkin AYM karar vermişti. Bugün de yine yazılar, başlıklar söz konusu ama o eksikliği gidermek için Cumhuriyet Vakfı'nı da araya katmak gibi bir görüntü ortaya konuyor.