Gündem

Cumhuriyet davası Çağlayan'da: Mahkemenin 2. gününde neler yaşandı?

Dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra önceki gün başladı

26 Temmuz 2017 09:53

"Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" iddiasıyla tutuklanan Cumhuriyet yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra önceki gün başladı. 12'si tutuklu 19 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşması dün görüldü.

Cumhuriyetçilerin yargılandığı davanın ikinci gününde Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet gazetesi hakkındaki suçlamalara cevap verdi. Davanın gazetecilere gözdağı vermek için açıldığını söyleyen Sabuncu, “Hangi bedel ödetilmeye çalışılırsa çalışılsın, Mumcu, Selçuk, Dink, Anter ve Göktepe’nin yolundan dönmedik, dönmeyeceğiz” dedi.

Cumhuriyet'te yer alan haber şöyle:

Örgüt çıkaramazsınız

Cumhuriyet avukatlarından Bülent Utku, son dönemde yaşanan hukuk ihlallerinden örnekler vererek “Zamanın ruhunun bizleri getirdiği nokta budur. Bu koşullara ve ruha karşı çıkıyorum. İnsanların cesaret hakkı vardır. Ben bu hakkımı sonuna kadar kullanacağım” diye konuştu. Bülent Utku, “Cumhuriyet’ten örgüt çıkaramazsınız” dedi.

Aradığı kişi pideci!

Cumhuriyet Gazetesi Ombudsmanı Güray Öz, FETÖ şüphelisi bir kişiyle iletişim kurduğu suçlamasına çarpıcı bir yanıt verdi. Güray Öz, “İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya’da bir pidecidir. Ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin, hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım ki” diye sordu.

Ele geçirme değil seçim

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Önder Çelik, vakıf seçimi nedeniyle ceza davası açılmasının hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak “Vakıfta ele geçirme yok, seçilme var” dedi. 6 yıl önce oto tamir parası olarak 345 TL gönderdiği hesap sahibinin, 8 yıl önce çalıştığı şirket hakkında işlem yapıldığı için kendisinin şüpheli sayıldığını anlatan Çelik “Bu kadar olmaz” dedi.

Ahmet Şık duruşmalar nedeniyle bu hafta olan açık görüş haklarınn verilmeyeceğni bu sorunu mahkeme heyetinin çözebileceğini söyledi

Önder Çelik'in savunması bittikten sonra Ahmet Şık söz istedi. Şık, 'Cezaevinde bir hak kısıtlamasıyla karşı karşıyayız. Bu hafta ailelerimizle birlikte görüşeceğiz. Bizlere, 'Eğer mahkemeye gitmeyip burada kalırsanız görüş hakkınızı kullanabilirseniz' dediler. Yani ya benimsin ya 27'nci Ağır'ın demek istiyorlar Dolayısıyla bu sorunu siz çözersiniz' dedi.

Savcı adeta rehin

Cumhuriyet avukatlarından Mustafa Kemal Güngör, savcı Murat İnam hakkında ağırlaştırılmış müebbet istendiğine işaret ederek “adeta rehin bir savcının” açtığı soruşturmada tutuklu olduklarını vurguladı. Savcılığın, geçerli olmayan bir hükümle kendilerini suçladığını söyleyen Güngör “Toplu cezalandırma anlayışı engizisyon döneminde bile yok” diye konuştu.

Hepsini istiyoruz

Cumhuriyet yazar, çizer, muhabir ve yöneticilerinin yargılandığı davayı takip eden, “Cumhuriyet Davası Koordinasyonu”, “Bu dava Türkiye’de demokrasinin varlığı ya da yokluğunun test edildiği, başta basın ve ifade özgürlüğü olmak üzere tüm dünyada kabul görmüş evrensel düzlemdeki hak ve özgürlüklerin kullanılıp kullanılmadığının sınandığı bir dava” dedi.

Cumhuriyet Davası Koordinasyonu, davayı takip eden avukatlar ve Dışarıdaki Gazeteciler, gazetemizin davasının ikinci gününde Çağlayan Adliyesi’nde buluştu. “Hepsini istiyoruz, bu Cumhuriyet davası” pankartı açan grup, “Adalet, hakikat, özgürlük” dövizleri ve tutuklu Cumhuriyetçilerin fotoğraflarını taşıdı. Açıklamada ilk sözü alan avukat Kemal Aytaç, duruşmanın tüm dünyanın gündeminde olduğunu belirterek, “İki gündür duruşma sürüyor. Şu ana kadar dört arkadaşımız savunmasını ve ifadesini verdi. Aslında arkadaşlarımız ifade vermiyorlar, sorguluyorlar. Buradaki arkadaşlarımızla birlikte adaletin özgürlüğün peşindeyiz” dedi. Koordinasyon adına açıklamayı okuyan gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, bu davanın sonucunun çok önemli olduğunu belirterek Türkiye’de 150’nin üzerinde gazetecinin tutuklu olduğunu söyledi. OHAL şartlarında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle yüzlerce kişinin işsiz kaldığını dile getiren Mavioğlu, “Binlerce gazeteci bu süreçte işsiz kaldı. İktidar medya kuruluşlarını ya ele geçirdi ya da boyun eğdirdi. Geriye kalan az sayıdaki muhalif medya ise ceza davalarının, para cezalarının kıskacı altında yok edilmeye çalışıyor. Sansürün kaldırılışının 109. yıldönümünde başlayan Cumhuriyet davası, tüm bu mesnetsiz, yalan ve düzmece iddialarla sürdürülürken, ilk iki günde yapılan savunmalar bile davayı tümden boşa çıkarmaya yetti” diye konuştu. Mavioğlu, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını talep etti.