11 Eylül 2018 21:24
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ekonomide yaşanan gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede "Türk ekonomisiyle ilgili panik havasının olmadığını" savunarak "Türbülans gibi görülen dönemin de kısa sürede aşılacağından eminiz" ifadelerini kullandı.
Tahran'da gerçekleştirilen Suriye zirvesinin canlı yayınlanmasını beklemediklerini ifade eden Kalın, "Cumhurbaşkanı'mızın gayretini tüm dünya görmüş oldu" yorumunda bulundu. İdlib'e yönelik saldırılarla ilgili de Kalın, "İdlib'e yönelik saldırı her şeyden önce şu ana kadar devam eden siyasi süreçleri dinamitleyecektir, ciddi bir güven bunalımına yol açacaktır" dedi.
Kalın, yerel seçimlerde MHP ile ittifak yapılıp yapılmayacağı konusunda "Cumhur ittifakının ruhunun muhafaza edilmesi, hem yerel seçimlere giderken yaşayacağımız önemsediğimiz bir yaklaşımdır. Bunun muhafaza edilmesi kabul edilen tutumdur. Daha detaylı, yerel seçimlerde bu ittifak nasıl uygulanır? Bunun çalışılması gerekiyor. Olgunlaştıktan sonra da liderlere arz edecekler" açıklamasında bulundu.
Kalın, "Karma eğitimin kaldırılması söz konusu değil, alternatif sunuyoruz, seçenekler çoğalıyor" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sona erdi. Toplantı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın değerlendirmelerinden satır başları şöyle:
"Türk ekonomisi uluslararası yatırımcılara güven veren bir ekonomi olarak yoluna devam etmektedir. Ekonomimiz dışarıdan gelen etkilere rağmen büyüdüğü görülüyor. Bilindiği gibi ekonomimiz 5,2 oranında büyüdü. Ekonomi ile ilgili bir panik havası yok. Bu türbülans olarak adlandırılan dönemi de aşacağımızı belirtmek isterim.
Bildiğiniz gibi hafta başında yeni eğitim yılı başlıyor. Milli eğitim bakanımızın sunumu oldu. Yeni dönemle ilgili alınan tedbirler takdim edildi. Güvenlik noktasında, bütün öğrencilerimizin huzur içinde yeni eğitim yılına başlaması için Milli Eğitim Bakanlığımız ile İçişleri Bakanlığımız arasında görevlendirme yapıldı. Gerekli bütün tedbirler alındı. Bu uygulamaları da hep birlikte göreceğiz. Pazartesi yeni güvenlik önlemlerini göreceğiz.
Bunun yanında yine Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız arasında 60 bin temizlik, 20 bin de sivil güvenlik görevlisinin görevlendirilmesiyle ilgili çalışma başlatıldı.
Önemli bir konumuz da cumhurbaşkanımızın son dönemdeki yurt dışı temasları oldu. Geçen Cuma günü Tahran’da idik. Orada yapılan görüşmeleri canlı yayından hepiniz de izlediniz. Açıkçası bizim de beklemediğimiz bir biçimde müzakere kısmı canlı yayınlandı. Bu da hayra vesile oldu. Cumhurbaşkanımızın insani duyarlılık noktasında, İdlib’e yönelik saldırının önlenmesi için nasıl gayret içinde olduğunu bütün dünya da görmüş oldu.
Tahran zirvesinden sonra bile geçtiğimiz günler içerisinde dün ve bugün, bir takım saldırıların devam etmekte olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın çok açık net çağrıları oldu.
Cumhurbaşkanımızın bugün yazısında da ifade ettiği gibi bu konuda sadece Türkiye’nin çaba göstermesi yeterli değildir. Dünya kamuoyunun da elini taşın altına koyması gerekiyor. İdlib’e yönelik saldırı, devam eden siyasi süreçleri dinamitleyecektir. Yüz binlerce insanın Türkiye’ye doğru göç etmesine sebep olacaktır. Zaten milyonlarca mülteciyi Türkiye’de barındırdığımız dönemde yeni bir göç dalgasının Türkiye’ye dönük gerçekleşmesi başka komplikasyonları ortaya çıkaracaktır. Buradan Avrupa’ya başka ülkelere de sıçrayacaktır.
Burada bir noktanın altını çizmek istiyorum. Zaman zaman Batılı ülkelerin ‘Esed rejimi İdlib’de kimyasal silah kullanırsa müdahalede bulunuruz’ açıklamalarının yetersiz ve tutarsız olduğunu ifade etmeliyiz. Şu ana kadar Suriye savaşında öldürülen yüz binlerce insanın yüzde 99’undan fazlası konvansiyonel silahlarla öldürüldü. ‘Kimyasal silah kullanırsa müdahale ederiz’ demek konvansiyonel silahlarla saldırmaya, şu andaki katliamları yapmaya devam edebilirsiniz demektir. Burada bütün silahlarla öldürmelerin tamamen durdurulmasına yönelik çağrıların yapılması, Esed rejimine yönelik bir takım başka girişimlerin devreye sokulması gerekiyor. Bu hususun altını özellikle çizmek istiyorum.
Bir diğer önemli konu, Cumhurbaşkanımızın BM ziyaretinin hemen ardından Almanya’ya bir ziyaret gerçekleştirecekler. 28-29 Eylül’de ziyaret gerçekleşecek. Almanya ile köklü, kapsamlı ilişkilerimiz var. Dolayısıyla bu ziyareti biz son derece önemsiyoruz. Pozitif bir gündemle gideceğiz. Alman mevkidaşlarımızın da çok kapsamlı bir hazırlık yaptığını biliyoruz.
Bu arada Cumartesi günü Cumhurbaşkanımızın Azerbaycan ziyareti olacak. Orada önemli büyük törenler, anma programları olacak.
Bir diğer önemli konu da Filistin meselesi… Bir müddettir müzakerelerin durduğu, Filistin halkının daha fazla baskıya maruz kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığında, bu konuyu mütemadiyen dile getiriyor. Tabi son gelişmeler bağlamında, özellikle ABD’nin FKÖ’nün ofisini kapatma yoluna gitmesi Trump yönetiminin Filistin meselesinde tarafgir bir tutum içinde olduğunu bir kez daha teyit etmiş oluyor. Bu genel olarak ABD yönetiminin Filistin meselesinde nasıl baktığıyla ilgili kaygı verici bir tutum içinde olduğunu göstermektedir.
SORU: AK Parti ve MHP arasında ittifak olup olmayacağı çok merak ediliyor. Gözler liderlerin görüşmesinde. Erdoğan’dan Bahçeli’ye bir davet oldu mu? Ya da sayın Bahçeli’den bir talep geldi mi?
- 14 Eylül’de İstanbul’da bir zirve gerçekleşecek. Sayın Erdoğan’ın ateşkes çağrıları olmuştu. İstanbul’da yeni çağrılar olacak mı?
Birinci sorunuzla ilgili dün AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamaları oldu. Cumhur ittifakının ruhunun muhafaza edilmesi, hem yerel seçimlere giderken yaşayacağımız önemsediğimiz bir yaklaşımdır. Bunun muhafaza edilmesi kabul edilen tutumdur. Daha detaylı, yerel seçimlerde bu ittifak nasıl uygulanır? Bunun çalışılması gerekiyor. Olgunlaştıktan sonra da liderlere arz edecekler. Onunla ilgili çalışmalar başlamış değil ama önümüzdeki günlerde başlayabilir.
Cumhurbaşkanımızın bir daveti söz konusu olmadı. Sayın Bahçeli’nin talebi de söz konusu değil.
Ayın 14’ünde İstanbul’da yapılacak toplantı bizim ev sahipliğimizde yapılacak. Burada Türkiye Rusya Almanya ve Rusya liderlerinin katılacağı zirvenin ön hazırlık toplantısı yapılacak. Bu toplantıda, biz liderlerin zirvede ele alacakları gündemi ele alacağız. Orada bir mutabakata vardıktan sonra bunlar liderlerimize arz edilecek. Onay alındıktan sonra da takvim üzerinde çalışacağız. Cuma günü mevkidaşlarımızla konuşacağız. Orada bir takvim de belirlemeye çalışacağız. Amaç Suriye başta olmak üzere bölgesel konuları eşgüdüm içerisinde ele almak. Bunun somut neticeler çıkaracağına inanıyoruz.
Demin de ifade ettiğim gibi bu meselenin bütün yükünü Türkiye’nin omuzlarına bırakıp kenara çekilmek adil olmaz. Türkiye olarak biz elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Ama meseleyi daha fazla büyütmeden nasıl çözebiliriz diye baktığımızda bütün paydaşların yer alması gerekiyor.
Tabi bu arada bahsettiğim dörtlü zirveden önce New York’ta da dünya liderleriyle bir çok görüşmesi olacak.
SORU: İdlib’e olası bir operasyonda yaşanacak bir göç dalgası pek çok ülkeyi etkileyecek. AB’den onları engelleyecek 10 bin kişilik bir güç oluşturuldu. AB ile temas kuruldu mu?
Biz de haberlerde okuduk. Tabi açıkçası bizde uyandırdığı intiba, güvenlikçi perspektiften bakıyorlar yaklaşımı oldu. İnsani noktadan ziyade, göçü nasıl durdururuz, nasıl sahip çıkarız kaygılarından ziyade, ülkelerimize almayalım, bu meseleyi uzağımızda tutalım yaklaşımının devamı olduğu izlenimi uyandı bizde. Umarım yanılıyoruzdur. Fakat son 3-4 yılda mülteci meselesinde Avrupa ülkelerinin takındığı tavrı dikkate aldığınızda bunun dışında bir yaklaşımın da pek hakim olmadığını görüyoruz.
Demin de ifade ettim, cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi; bu meselenin çözümü yerinde müdahale. İdlib meselesine müdahale. Yeni bir cephe açalım değil, tam tersine. Ateşi nasıl söndürürüz? Bu 10 bin kişilik güvenlik gücünü kurabilirler ama meseleyi çözmeyecek bu. Bu göç akını devam ettiği sürece, Esed rejiminin katliamları devam ettiği sürece insanlar kaçacaklar.
SORU: Başta MHP olmak üzere muhalefet partileri emeklilikte yaşa takılanların sorununu çözmek için Meclis’e yasa teklifi verdi. Hükümet olarak olaya nasıl bakıyorsunuz? MHP’ye destek verecek misiniz?
Bu konu bugün gündeme gelmedi. Şu anda hükümetin gündeminde bu konu yok. Teklif geldiğinde Ekim ayında bakılır. Ama bunun maliyeye üreteceği maliyeti de dikkate almak durumundayız. Bugün bu konu gündeme gelmedi, yarın da gündemimizde yok.
SORU: CHP ile AK Parti arasında son dönemde enflasyon-faiz-kur üzerinden polemik yaşanıyor. İki gün önce de sayın Kılıçdaroğlu, sayın Cumhurbaşkanına yönelik “Dolar baronlarının adamısın sen” dedi. Bu sözleri yargıya taşımayı düşünüyor musunuz? Ve bu eleştirilere neler söylersiniz
Merkez Bankası’nın toplantısı var. Faiz konusunda beklentileriniz nelerdir?
Karma eğitimle ilgili haberler yapıldı. Sizin ağzınızdan net cümleler duyabilir miyiz? Kalıyor mu, kalkmıyor mu?
Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu tür açıklamalarını ciddiye almak mümkün değil. Ana muhalefet liderine de yakışmayan zaman zaman açıklamalar yapıyor, daha kötülerini de yaptı geçmişte. Bunun kendisine bir faydası olmadı. Hele ki cumhurbaşkanımıza saldırılarla yol alabileceğini zannediyorsa, ne sayın cumhurbaşkanımızı ne siyaseti bilmediği anlaşılır buradan.
Ekonomiyle ilgili gerekli değerlendirmeleri yaptım, söyledim. Onları tekrar etmek istemiyorum.
Perşembe günü alınacak kararı kestiremem. Bilemiyorum, onu hep birlikte göreceğiz. Ama meselenin sadece bu konuyla ilgili olmadığını, bunun bir ekosistem olduğunu hepimiz biliyoruz. Atılan adımlar da bunu dikkate alan kapsamlı adımlar. Zaten o çerçevede de Hazine ve Maliye Bakanımızın hazırladığı program da bu ayın içerisinde açıklanacak. Bu ekonomik üretimle ilgili, dengelerle ilgili de yol haritası oluşturacak. OVP’yi beklemekte fayda var. Bu ayın içinde sayın bakanımız OVP’yi açıklayacak. Bu dar boğazdan hep birlikte daha da güçlenerek çıkacağız.
Üçüncü sorunuza gelince, bakanlığımız bir açıklama yaptı. Mahkeme kararına istinaden yapılan bir mahkeme kararını esas alan bir düzenleme yapıldı. Bu karma eğitim kaldırılıyor gibi bir propagandaya dönüştürüldü. Kaldırılması söz konusu değil. Fakat, belli okullarda kız erkek ayrımı şeklinde eğitim verilmesine imkan sağlayan bir karar da var ortada. Burada tercihlerin çoğaltılması söz konusu. Demokratik toplumlarda da aslolan opsiyonların çoğaltılmasıdır.
Hiç kimse hiçbir veliye, ‘sen çocuğunu karmaya ya da olmayana göndermek zorundasın’ diye bir şey empoze etmiyor. Ama alternatifleri sunuyoruz. İsteyen tercih edebilir. Burada kafa karışıklığına mahal verecek durum da yok aslında. Karma sistem devam ediyor, bunun yanında karma olmayan bir eğitim de verilebilir.
SORU: Daha önce sayın Cumhurbaşkanı da açıklamıştı. BM Genel Kurulu'nda Trump ile görüşmesinin olmayacağını ifade etmişti. Bu durumda değişiklik var mı? Trump'tan böyle bir talep geldi mi?
Sayın Trump ile görüşme planlanmıyor New York'ta. Ama bakalım o güne kadar ne olur, ne yaşanır onların hepsini görelim ona göre karar verilir.
SORU: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçince kurullar oluşturulmuştu. Atamalar ne zaman yapılacak? Takvimi var mı?
Kurullarla ilgili Cumhurbaşkanımız çalışmasını hemen hemen tamamladı. Çok yakın zamanda inşallah atamalar yapılacak ve kamuoyuyla paylaşılacak.
© Tüm hakları saklıdır.