Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ahmet Kaya'nın Paris'teki mezarını ziyaret etti.
Kaya'nın Paris'te Pere-Lachaise'deki mezarına çiçek bırakan Kalın, mezarın başında kısa bir süre dua okudu. Kalın, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, vefat yıl dönümünde Kaya'yı mezarının başında tekrar rahmetle, minnetle yad ettiğini söyledi.
"O, ülkesinin güzellikleri için kavga vermiş bir insandı"
Ahmet Kaya'nın, Anadolu topraklarının yetiştirdiği 'yüreği büyük, gönlü zengin, yetenekli sanatçılarından bir tanesi' olduğunu vurgulayan Kalın, şöyle devam etti: "Tabii burada hüzünlü bir gurbet hikayesi var. Zira ülkesini, vatanını, toprağını, o toprağının taşını, suyunu, güneşini, rüzgarını bu kadar seven bir insanın ahir ömründe yurt dışında vefat etmesi aslında çok hazin bir hikaye. Bizde gurbet kelimesi ile gariban kelimesi, garip kelimesi aynı kökten gelir. Gurbette olmak garibanlıktır. Aslında bu dünyada olmak da gurbette olmak gibi birşeydir ama Ahmet Kaya'nın yaşadığı 'gurbette gurbet' gibi birşey oldu. Tabii unutulup gitmek, terk edilip gitmek Ahmet Kaya'ya yakışan bir tutum değildi. O hep ülkesinin güzellikleri için mücadele etmiş, kavga vermiş bir insandı. O yüzden ömrü boyunca 'acılara tutunarak yaşamayı' öğrendi. 'Saçlarına yıldız düşmüş, koparma anne' dediğinde o aslında bütün anaların yüreğinde taht kuran bir evladı ifade ediyordu, onun duygularını ifade ediyordu."
Ahmet Kaya'nın sazıyla, sözüyle ve şiiriyle her zaman hakkın, haklının yanında olduğunu belirten Kalın, şöyle konuştu: "Yeri geldi bu ülkenin namuslu solcularını, sağcılarını savundu. Yeri geldi 28 Şubat'ta başörtüsü mağduru olan bayan kardeşlerimizi savundu. Yeri geldi, yine 28 Şubat sürecinde bir şiir okuduğu için hapse mahkum edilen Cumhurbaşkanımızı Pınarhisar'a uğurlayan o kutlu topluluk içerisinde yer aldı. Duruşu hep bu ülkenin milli değerleri, tarihi, coğrafyası, irfanı üzerine kuruluydu ve müziğin evrensel dilini kullanarak aslında ülkemizin hikayesini anlattı, eserlerinde, yorumlarında, bestelerinde. O yüzden de insanımızın kalbinde bir taht kurdu. Fikri görüşü ne olursa olsun, kentli olsun, köylü olsun, genç olsun, yaşlı olsun, bu nimete vasıl olmak diyeyim, her sanatçının arzu ettiği ama herkesin belki ulaşamadığı aslında büyük bir makamdır. Ahmet Kaya'yı bu yönüyle de tekrar rahmetle andığımızı yad ettiğimizi ben ifade etmek istiyorum."
"Tabii yıllar geçti vefatının üzerinden, özlüyoruz." diyen Kalın, kendisinin de halk müziği ile ilgilenen birisi olarak, Ahmet Kaya'nın eserlerini, yorumlarını dinlediğini, çaldığını ve söylediğini ifade etti.
"Ne mutlu ona ki, çok sevdiği ülkesinden uzakta vefat etmiş olmasına rağmen bugün ülkesi onu hayırla yad ediyor." ifadesini kullanan Kalın, şunları söyledi: "Şurada mezarının üzerine de yazmışlar. 'Hoşçakal sevgili ülkem' diye. Giderken de bu duyguyla gittiğine inanıyorum. Hayatı boyunca da hep bu duyguyla yaşadı. Ülkesini gerçekten seven bir insan olarak. Tekrar Allah rahmet eylesin. Kendisini tekrar hayırla rahmetle, hasretle yad ediyorum."
Ahmet Kaya'nın yurt dışına çıktığı Türkiye ile günümüz Türkiyesi arasında ne fark bulunduğu yönündeki soru üzerine Kalın, şunları kaydetti:
"Tabii Ahmet Kaya'nın başına gelen o büyük haksızlık, bir cinnet halinin oluşturduğu iklimde meydana geldi. Yani 28 Şubat sürecinde. O dönemde mağdur olan, binlerce, on binlerce insan gibi Ahmet Kaya da, o korku ikliminin içinde bu haksızlığa maruz kaldı. Sanatını, müziğini özgürce icra edip ülkesini daha iyi noktalara taşımak, Kürt'üyle, Türk'üyle, Çerkezi'yle, Arap'ıyla, dindarıyla laikiyle, sağcısıyla solcusuyla, köylüsüyle kentlisiyle, doğulusuyla batılısıyla bütün Anadolu insanını kucaklamaya çalışan bir çığlık iken, maalesef böyle büyük bir haksızlıkla karşı karşıya kaldı ama hamdolsun o günlerden bugünlere çok şey değişti. Artık bunların da biz muhasebesini yapıyoruz. Bu tür dönemlerin tekrar yaşanmaması için birlik beraberlik içerisinde çalışıyoruz. İşte o zaman Ahmet Kaya'nın hapse gönderdiği Cumhurbaşkanımız bugün bu ülkenin başında, 15 yıldır bu ülkeyi başbakan ve cumhurbaşkanı olarak yönetti, yönetiyor. Kendisi de Ahmet Kaya'yı hep çok sevmiştir, hep hayırla yad eder, ara ara fırsatımız olduğunda da bahsi geçer. İnşallah o günlerin bir daha yaşanmaması için, hele ki böyle kıymetli sanatçılarımızın bu tür haksızlıklara maruz kalmaması için hepimizin elbirliğiyle çalışmaya devam etmesi gerekiyor."
Ziyarette Kalın'a, Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa da eşlik etti.