Dünya

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Tahran sokaklarında son durum ne?

Seçimler, İran'da halkın beklentilerini, hayal kırıklıklarını, taleplerini ve öfkesini dışa vurduğu bir dönem olarak alan açıyor

Fotoğraflar: Gonca Tokyol

18 Mayıs 2017 12:17

Tahran

İranlılar, cuma günü cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gidecek. İran’a yönelik yaptırımların kısmen de olsa kaldırılmasını sağlayan nükleer anlaşmanın imzalanmasındaki en önemli isimlerden biri, -hatta en önemlisi olan mevcut Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani görev süresini 4 yıl daha uzatmak için mücadele ederken, anlaşmanın ülke ekonomisini yeteri kadar iyileştirmediğini savunan muhafazakâr aday İbrahim Reisi ise 1981’den beri cumhurbaşkanlarının tamamının üst üste iki dönem görev yaptığı İran’da bir geleneği yıkmak istiyor.

İran'da altı cumhurbaşkanı adayının portresi

Yaz sıcağının kendini hissettirmeye, Suudi Arabistan ve Irak’tan gelen toz bulutlarının da yavaş yavaş nefes almayı zorlaştırmaya başladığı başkent Tahran’daki seçim öncesi atmosfer beklenmedik bir renklilik ve politik hareketliliği yansıtıyor.

Havalimanından kent merkezine uzanan ve mesai saatinin yaklaşmasıyla birlikte İstanbul'u aratan trafiğin ilerlemeyi imkânsız kıldığı yolun iki yanına asılı posterleri gösteren 31 yaşındaki elektronik mühendisi Mohsen’e göre, seçimleri kimin kazandığı İran’da çok da büyük değişiklikler yaratmayacak. "Ülke yönetiminde asıl güç dini liderin elinde. Cumhurbaşkanı belli başlı konularda değişiklik yapabilse de, dini lider ve 12 üyesinin 6'sını onun atadığı Anayasayı Koruma Konseyi’nin onayı olmadan önemli değişiklikler yapmak mümkün değil" diyen Mohsen’in seçimlerin sonucunun kritik bir etkisi olmayacağını düşünmesinin sebeplerinden bir tanesi de Reisi'nin galibiyetine ihtimal vermemesi.

Asansör üreten bir şirketi bulunan Mohsen, "Nükleer anlaşmadan sonra İran birçok alanda diğer ülkelerle ticaret yapmaya başladı. Örneğin bizim sektör için çok gerekli olan Avrupa kaynaklı bir yazılımı anlaşma öncesinde İran’a getirmemiz mümkün değildi. Yaptırımların hafiflemesinden birçok sektör yararlandı. İranlıların eskiye dönmek istediğini sanmıyorum. Bence Reisi’nin kazanması neredeyse imkânsız” dese de; akşam saatlerinde üniversiteler bölgesinde bulunan Enqelab (İnkılap) Meydanı’na bağlanan yolların iki yanını dolduran Reisi taraftarları onunla aynı fikirde değil. 

2009’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden zaferle çıkan Mahmud Ahmedinejad’ın görevden alınması talebiyle bir araya gelen ve 1979 İslam Devrimi sonrasında ülkede yaşanan en büyük protesto gösterilerini düzenleyen ‘Yeşil Hareket’in eylemlerine de ev sahipliği yapması sebebiyle İran’in siyasi tarihinde önemli bir yeri olan Enqelab Meydanı ve çevresi, ellerinde Ruhani ve Reisi’nin fotoğraflarının bulunduğu afişler taşıyan, zaman zaman gerilimin dozu yükselse de çoğu zaman birbirlerine ‘nispet’ yaparmışcasına gülümseyerek yan yana slogan atan karşıt cepheleri yansıtan Tahranlılarla dolu.

Mor ve yeşil renkleri sahiplenen mevcut cumhurbaşkanının taraftarları karşısında sayıca az gibi görünseler de, İmam Rıza Türbesi'ne vakfedilen mal ve servetleri yöneten Astan-i Kudsi Rezevi Vakfı’nın başkanı olan ve ülkedeki bazı kesimler tarafından gelecekteki dini lider olarak görülen Reisi’nin destekçilerinin "Yalancı Ruhani" sloganları yer yer karşıtlarını bastırıyor. Ellerinde "Verdiğin sözler nerede kaldı?" yazılı dövizler taşıyan Reisi destekçileri, yolun iki yanında uzanan kaldırımlarda Ruhani taraftarlarıyla neredeyse ‘omuz omuza’ seçim çalışması yapsalar da, karşı tarafa yönelttikleri eleştirilerin dozu oldukça yüksek.

"O bir yalancı, bu adam ise doğrunun yolundan gidiyor” diyerek elinde tuttuğu Reisi posterini işaret eden Ahmet’e göre cumhurbaşkanı, göreve gelmesinden önce verdiği sözleri yerine getirmedi: 

"Ruhani’nin döneminde işsizlik azalmadı, nükleer anlaşma yoksul halkın hayatında herhangi bir değişiklik yaratmadı. Reisi’yi benim de doğduğum kent olan Meşhed’den biliyorum. O, bunların hepsini değiştirecek. Meşhed’deki vakfın başına gelmesinin ardından 6 bin kişiye iş olanağı sağladı. Bir de cumhurbaşkanı olursa neler yapacağını düşünün. Ruhani’nin yalanlarından bıktık, doğrular için Reisi’yi destekliyoruz."

Reisi’nin dini lider Hamaney tarafından geçen sene başına getirildiği Astan-i Kudsi Rezevi Vakfı, İran’ın petrol dışı ekonomisinde önemli rol oynayan ve ülkenin gayrisafi milli hasılasının yüzde 20’sini oluşturan ‘bonyad’ların en büyüklerinden bir tanesi. Yoksulluğu ve işsizliği bitirmek, yıllık geliri yaklaşık 210 milyar dolar olan vakfın başına geçmesinin ardından dar gelirli ailelerin yaşadığı bölgelere çok sayıda gezi düzenleyen ve kendisinin de yoksulluktan geldiğini sıklıkla vurgulayan Reisi’nin seçim kampanyasının en çok öne çıkan vaatlerinden biri. Meşhedliler, kent ekonomisinde oldukça önemli bir rol oynayan vakfın başkanı olarak Reisi’nin cumhurbaşkanı olması halinde yerel düzeyde çözüm ürettiği işsizliği ülke genelinde de geriletebileceğine ve daha çok iş olanağı sağlayacağına inanıyor. 

Ülkenin en iyi yüksek öğrenim kurumu olarak gösterilen Şerif Üniversitesi öğrencisi M. T.’nin olası bir Reisi zaferine yönelik öngörüleri ise çok daha farklı. Gelecek yıl doktora için ABD’ye gidecek olan M. T.’ye göre, nükleer anlaşma imzanmasaydı, çocukluğundan beri hayalini kurduğu yurtdışında eğitim olanağına ulaşması imkânsız olurdu ve Reisi’nin seçilmesi de birçok öğrencinin bu şansa veda etmesi anlamına gelebilir:

“Anlaşmadan önce riyalin dolar karşısındaki değeri çok düşüktü ve ABD’deki okulların ücretlerini karşılamak birçok öğrenci için bir hayaldi. Şimdi ise riyal hala çok iyi durumda olmasa da bunu karşılayabiliyoruz. Ancak Reisi seçilirse, İran’ın dış dünyayayla ilişkileri geriye gidecek. Bu da yurtdışında okumak isteyen öğrencileri etkileyecek.

Nükleer anlaşmanın işe yaramadığını ve yoksulların hayatında olumlu bir etki yaratmadığını iddia ediyorlar. Benim annem ve babam öğretmen, ülkenin en az maaş alan meslek grubu. Yani yoksul dedikleri benim ve diyorum ki, benim hayatımda önemli değişiklikler ve iyiye gidiş sağladı.

Yaz sonunda ABD’ye gideceğim ama burada Ruhani için seçim çalışması yapıyorum çünkü ben bir İranlıyım ve gidip de dönmemek gibi bir planım yok. Geri geleceğim ve burada yaşayacağım. Ülkemin daha ileri gitmesini istiyorum, bunun için de Ruhani’yi desteklememiz lazım. Hiçbir ilerleme bir anda sağlanmaz. Ruhani’nin yolu İran’ı ileriye götürüyor ama gelişmeleri görmek için biraz zaman lazım.”

Cumhurbaşkanı adaylarının seçiminde son sözü söyleyen Anayasayı Koruma Konseyi’nin onay verdiği Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bakır Galibaf’ın Reisi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri’nin ise Ruhani lehine adaylıktan çekildiği İran’da, şimdilik sandığa dört aday gidecek gibi gözükse de; asıl çekişme, ılımlıların ve reformistlerin adayı Ruhani ve çoğunlukla muhafazakârların desteklediği Reisi arasında geçiyor. 

Yarın gerçekleştirilecek olan seçimler, dış dünya tarafından baskı ve katı İslami kuralların ülkesi olarak görülen İran’da halkın beklentilerini, hayal kırıklıklarını, taleplerini ve öfkesini dışa vurduğu bir dönem olarak alan açıyor. Hafta sonuna girmeye hazırlanan başkentte, saatler gece yarısını göstermesine rağmen Ruhani ve Reisi destekçilerinin birbiri ardına gerçekleştirdikleri konvoylu kampanyaların korna sesleri gelmeye devam ederken, evdekilerin büyük bir kısmı da ‘karar günü’ öncesindeki son raund olan perşembe günü için enerji topluyor…