T24 - Radikal gazetesi yazarı Tarhan Erdem cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine bir yazı kaleme aldı. Erdem, Abdullah Gül'ün görev süresindeki muammaya açıklık getirdi.
Erdem'in "Cumhurbaşkanı seçimi ne zaman?" başlığı ile yayımlanan yazısı (10 Şubat 2011) şöyle:
Pazartesi günü, anayasa değişikliği tartışmalarının içeriğini ve üslubunu etkileyen CB seçim zamanına da kısaca değinmiştim.
Bugün, işin diğer yanlarını bir yanda bırakıp, sadece CB seçim zamanını açmak istiyorum.
Hukukta hatanın yayılma karakteri vardır: Anayasa Mahkemesi 2007’de, “CB seçmek amacıyla davet edildiği Meclis toplantısı ancak, yapılacak yoklamada 367 üyenin bulunması halinde açılabilir” gibi anlamsız bir karar verdi.
Bu kararın yarattığı karmaşa birçok yere yayıldı. Karmaşanın etkileri birçok konuyu etkiledi, bunlardan birini de günümüzdeki anayasa tartışmalarında görüyoruz. Bu yazı, sonuna varmış olmayı dilediğim, karmaşanın sonuçlarından biri üzerine yazılmıştır.
Anayasada değişiklik
CB’nin seçimi esaslarını ve TBMM seçim dönemi süresini değiştiren yasa, 31 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilmiş, 16 Haziran’da Resmi Gazetede yayımlanmış ve 21 Ekim’de halkoylamasına sunulmuştur. Halkoylamasında, seçmenlerin yüzde 63’ü “Evet” oyu vermiştir.
Bu yasayla, 1/TBMM seçimlerinin “beş yılda bir” yerine “dört yılda bir” yapılacağı kabul edilmiş; 2/ CB’nin “yedi yıllık bir süre için” seçilmesi kuralı yerine, “CB’nin görev süresi beş yıldır” kuralı getirilmiş; 3/ Bir kimse “iki defa CB seçilemez” kuralı kaldırılıp, “iki defa CB seçilebilir” kuralı konulmuştur.
2011 erken seçim mi: Bazı çevreler, 2011’in normal seçim tarihi değil, erken seçim tarihi olduğunu söylüyorlar; onlara göre normal seçim yılı, anayasa değişikliğinden önceki anayasada yazıldığı gibi beş yıldır.
Bu görüşü savunmak zordur. Çünkü, anayasa değişikliğinden sonra madde, “Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri dört yılda bir yapılır” haline gelmiştir. Bu madde, değişiklikten sonraki seçimlerle oluşan Meclis’in beş yıl süreceği biçiminde yorumlanamaz.
2011 normal seçimdir
Bu yazıyı yazmadan önce, Başbakan “2011seçimleri” sözünü ne zaman söylemiş diye baktım. Belirleyebildiğim, 26 Şubat 2010 günü, İl Başkanları toplantısında Ak Parti lideri Erdoğan, “Yaklaşık 1,5 yıl sonra, 2011 yılının ortalarında Türkiye bir kez daha seçimini yapacak” demiş. Erdoğan sözlerinin devamında, “5 yıldan 4 yıla indirmeyebilirdik ve o zaman 4 yılda bir seçim değil 5 yılda bir seçim yapmaya devam ederdik. … Cumhurbaşkanlığı seçimi dendi. 7 yıl olmaz. E ne olsun? 5+5 olsun dendi. Peki dedik. ... Bunu da millete götürdük. İstememelerine rağmen götürdük, … “ diye ekliyor.
O tarihten sonra, Erdoğan birçok basın kuruluşuyla görüşmesinde ve çeşitli konuşmalarında sık sık, “2011 seçimlerine aynı kararlılıkla hazırlanacağız”, “2011 seçimlerinde yepyeni bir anayasa değişikliğiyle halkın karşısına çıkacağız” gibi cümlelerle, 2011 seçimlerinin normal süre olduğunun altını çizmiş. Aynı zamanda, “erken seçim” olmadığını şu cümlelerle de güçlendirmiş:
“Halkoylamasında sonuç ne olursa olsun erken seçime gidilmeyecek, planımızı 17 Temmuz 2011 tarihine göre yaptık. Belki bir iki ay öne çekilebilir”. Yani seçim süresi en geç 17 Temmuz 2011’dir, olsa olsa iki ay öne çekilebilir. Bilindiği gibi, seçimleri öne almamak Erdoğan’ın politikalarından biridir.
Başbakan’ın söylediği 17 Temmuz tarihinin, milletvekili seçimlerini düzenleyen yasaya göre, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra gelen dört yılın bitmesinden önceki pazar günü olduğunu da burada not olarak yazayım.
Yedi yıl için seçilmiş CB’nin süresine gelince
Sayın Abdullah Gül, 28 Ağustos 2007’de, o zaman yürürlükteki anayasanın 101’inci maddesine göre, “yedi yıllık bir süre için” Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Meclis anayasadaki süreyi, CB seçiminden önce, CB’liği süresini değiştirmiş, yedi yıldan beş yıla indirmiştir. Süreyi değiştiren anayasanın, CB seçiminden iki ay sonra yürürlüğe girmiş olması, yeni yasanın geçerliğini değiştirmez.
31.05.2007 tarihinde Meclis’in kabul ettiği anayasanın, 120 gün sonra yapılan halkoylamasıyla yürürlüğe girmiş olması, arada seçilen kişinin yedi yıl CB’liği yapması sonucunu doğurur mu?
Ancak, teamüller böyle düşünmeye izin vermemektedir. Seçimle gelinen koltuklar, “müktesep hak” (kazanılmış hak) konusu da olamaz; kazanılmış hak, tayin veya seçimle kazanılan haklar (ücretin, emekliliğin, bir biçimde sıfatın) söz konusu olur, koşulları vardır.
Seçimler 2011’de yapılacaksa, cumhurbaşkanı 2012’de seçilir:Eğer 2011 seçimleri normal süresinde yapılan seçim ise, CB süresi de 2012’de bitecektir. Çünkü aynı anayasa değişikliği kanunuyla TBMM seçimleri süresi beş yıldan dört yıla indirilmiş; bu anayasa değişikliği kanunu da Millet Meclisi seçiminden (22 Temmuz 2007’den) üç ay sonraki halkoylamasıyla yürürlüğe girmiştir. Bir kanunun bir maddesi bir türlü, diğer maddesi başka türlü yorumlanıp uygulanamayacağı için, CB normal dönemi 2012’de bitecek ve seçimi de Haziran 2012’de yapılacaktır.
Anayasa tartışmaları
Anayasa tartışmalarını, CB seçimleriyle birlikte düşünmeyelim, bir yıl içinde doğru, yepyeni bir anayasa ile halkın karşısına çıkılamayacağını” göstermek için bunları yazdım. Bırakalım Erdoğan’ın CB seçilmek istemesini, binlerce yıllık devlet yönetim deneyimlerimize uygun anayasa yapma yoluna girelim.
Haydi, olmayacak işlerle kafamızı yormayalım, ihtiraslar içindeki acemi siyaset adamlarını bir kenara koyalım, bir adım kadar yakınındayız; çağdaş devlete geçelim!