Stuttgarter Zeitung, Erdoğan'ın bizzat önemli rol oynadığı Türk toplumundaki kutuplaşmayı bertaraf edeceğinden kuşku duymak gerektiğini ve güçlü bir devlet başkanına kavuşmuş olmasına rağmen Türkiye'nin belirsiz bir geleceğe doğru yol aldığını yazıyor. Badische Neueste Nachrichten gazetesinde ise şu satırları okuyoruz:
“Erdoğan en kısa zamanda anayasa değişikliğiyle başkanlık sisteminin şartlarını hazırlamaya çalışacak. Problem de işte bu noktada ortaya çıkıyor. Milletvekili sayısı anayasa değişikliğini meclisten geçirmesine yetmiyor. Seçim kampanyalarında ondan mahrum kalacak olan AKP önümüzdeki genel seçimlerde muhtemelen oy kaybedecek. Görülebilir zaman içinde Türkiye'nin başkanlık sistemine kayacağı anlaşılıyor. Erdoğan ABD'deki sistemi emsal gösteriyor ama ABD Başkanı'nın yetkilerinin karşı ağırlıklarla sınırlandığını söylemiyor. Ankara'da böyle bir yapılanma olmadığı için yeni cumhurbaşkanının önünü sadece Anayasa Mahkemesi kesebilir.”
Weiden'de yayımlanan Der neue Tag gazetesi cumhurbaşkanlığı seçiminin Türkiye'nin çevresindeki krizlerle bağlantısından şu sonucu çıkarıyor:
“Erdoğan'ın ne kadar özgüven sahibi olduğunu savunma paktındaki müttefikleri yakında hissedeceklerdir. Türkiye'nin sınırları adeta yangın yeri gibi. Suriye, İran, Irak ve IŞİD milisinin terör savaşı karşısında Türkiye sakin bir tampon bölgeyi andırıyor. Karşı saldırılara ve ikmal çalışmalarına topraklarını açan, içte daha otoriter davranmasının hoşgörüyle karşılanmasını bekleyebilir.”
Avusturya'nın Die Presse gazetesi Türkiye'de diktatörlük tehlikesi olmadığını ancak Erdoğan'ın yeni Türkiye vizyonunu otoriter tarzda gerçekleştirmeye çalışması durumunda, Ortadoğu'nun iktidar sahiplerinden farkı kalmayacağı görüşünü savunuyor.
Schwaebische Zeitung, Almanya'daki Türklerin sadece yüzde 8'inin cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanmış olmasının Erdoğan açısından bir yenilgi olduğunu ve Alman toplumuyla kaynaşan Türklerin ülkelerindeki siyasi gelişmelere eskisi kadar ilgi duymadıklarını yazıyor. Donaukurier gazetesinde ise Türk demokrasisinin geleceğinden endişe duymak gerektiği şöyle vurgulanmış:
“2023 yılında Cumhuriyet yüz yaşına basacak. 69 yaşındaki Erdoğan o tarihe kadar Türkiye'yi dünyanın ekonomisi en güçlü on ülkesi arasına sokmayı arzuluyor. Umalım, o zamana kadar demokrasi de can çekişir hale gelmesin.”
Almanya'nın en yüksek tirajlı gazetesi Bild Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesini şöyle yorumluyor:
“Seçmen iradesini kullandı. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan'ın kendine yol tayin etmesi ve şahsına tevdi edilen sorumluluğu nasıl kullanacağına karar vermesi gerekiyor. Türkiye'yi daha fazla Avrupa'ya yaklaştırıp medeni hakları ve demokrasiyi güçlendirir ve Avrupa ile Asya'nın kesiştiği noktada İslami çehreli modern bir devlet doğmasını sağlayabilir. Akıllı devlet adamının seçeceği ve geleceğe götüren yol bu olabilir. Erdoğan bu gücü kendinde bulabilir mi? Bulamazsa burnu havada bir otokrat olup zamanla despotlaşabilir. Yüzünü doğuya dönüp Türkiye'yi Doğu Akdeniz'in güç merkezi haline getirmeye çalışır. Şimdi ona geçmişle gelecek arasında tercih yapmak düşüyor. Umarız doğru karar verir.”