Ekonomi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Vergi sistemi modernize edilmeli" dedi; doğrudan vergilerde artış sinyali verdi

Yılmaz, toplumun bütün kesimlerinin vergi reformu beklediğini söyledi

08 Ağustos 2023 15:00

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "İşveren ve işçi kesimi de 'Vergi sistemine yeniden bakılsın' diyor. Hem işçi kesiminin hem işveren kesiminin doğrudan vergilerin artması, dolaylı vergilerin ise azalması yönünde ortak bir talebi var. Bu vergi sisteminin modernize edilmesi, güncellenmesi, sadeleştirilmesi, daha dengeli hale getirilmesi diyelim." dedi.

Yılmaz'ın başkanlığında, 2023 Yılı 2. Yarıyıl Ekonomi ve İstişare Toplantısı yapıldı. Ticaret Bakanlığındaki toplantıya, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı katıldı.

Toplantının ardından açıklama yapan Yılmaz, dünyanın ve Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin zorlu bir dönemden geçtiğini belirterek, toplantıda zorlukların yanı sıra içinden geçilen sürecin getirdiği fırsatların da ele alındığını söyledi.

Yılmaz, kamu ve özel sektörün ortak temel hedefinin istikrar içinde büyümek, kalkınmak ve sosyal refahı artırmak olduğunu vurgulayarak, büyümeyi istikrarlı bir şekilde ve istikrarlı bir ortamda gerçekleştirmenin önemli olduğunu kaydetti.

"Sosyal anlamda da son derece kıymetli"

Ekonomiye ilişkin hedeflere, serbest piyasanın ve rekabetin esas olduğu, güçlü işleyen bir hukuk sistemi içinde ulaşılması gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, toplantıda bu çerçevede finansal istikrar ve fiyat istikrarının önemine işaret edildiğini aktardı.

"Enflasyonla mücadele, fiyat istikrarını sağlamak, sadece ekonomik anlamda değil, sosyal anlamda da son derece kıymetli. Enflasyonla mücadele edilmesi gerektiği, bunun da sabırla, ısrarla yapılması gerektiği noktasında genel bir fikir birliği olduğunu ifade edebilirim" diye konuşan Yılmaz, siyasi istikrarın devamının, belirsizliklerin azalması ve öngörülebilirliğin arttırılması açısından ekonomi için son derece kıymetli olduğunu dile getirdi.

Yılmaz, eylül ayında kamuoyuyla paylaşılacak Orta Vadeli Programın (OVP), ekonomideki öngörülebilirliğin artırılması yönünde önemli bir işlev göreceğini belirterek, "Enflasyonla ilgili olarak girdi maliyetlerini düşürücü, aracı maliyetlerini azaltıcı, arzı arttırıcı politikaların yine önemi üzerinde duruldu." ifadesini kullandı.

Bütçe disiplini mesajı

Bu çerçevede gıda konusuna vurgu yapıldığını bildiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Konut arzının arttırılması, konut maliyetlerinin düşürülmesi noktasında da önemli katkılar, görüşler ifade edildi. Bir taraftan bütçede disiplini sağlarken bütçedeki deprem başta olmak üzere artan harcamaları, bütçe açığımızı belli bir düzeyin üstüne çıkarmaması bakımından yaptığımız çalışmalar var. Bu çalışmalar çerçevesinde temel hedefimiz şu; bütçede deprem ile ilgili yapılan tek seferlik harcamalar hariç, Maastricht Kriterleri civarında bir bütçe açığı ile Türkiye'nin yoluna devam etmesi. Bu çerçevede bazı tedbirler almış durumdayız, gelir tedbirleri aldık, biliyorsunuz. Ama bunlar yetmez, harcama tedbirleri de mutlaka alınmalı kamuda."

Kamu ve özel sektör iç tasarruf oranlarını artırdığında cari açığın da aşağıya çekilmiş olacağını dile getiren Yılmaz, dışa bağımlılığı azaltıcı yerli ve milli üretimin desteklenmesi, özellikle ara malların yurt içi üretimine seçici destekler verilmesi konusunda bir görüş birliğinin olduğunu anlatarak, işvereni ve işçisiyle toplumun bütün kesimlerinde, özellikle doğrudan vergilerin payının artırılmasına, vergi sisteminin sadeleştirilmesine dönük bir beklentinin bulunduğunu, bir taraftan sosyal adaleti sağlayan, diğer taraftan kamunun gelirlerini istikrarlı bir şekilde devam ettiren bir vergi reformuna ihtiyaç olduğunu belirtti.

"İhracat, yatırım ve üretim konuları istisna kılınmış durumda"

Yılmaz, toplantıda sanayinin arazi sorununun da gündeme geldiğini bildirerek, bu konuda uluslararası bazı mukayeselerle, çevreye, tarıma diğer hususlara da dikkat ederek, sanayinin ihtiyaç duyduğu araziyi uygun maliyetlerle sağlama noktasında bir çalışmanın dile getirildiğini ifade etti.

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansa erişiminin de gündeme getirildiğini aktaran Yılmaz, "Para politikamız çerçevesinde atılan bazı adımlar var biliyorsunuz. Kredilerde miktarsal sıkılaştırma denen uygulamalar yapılıyor. Ancak bu toplantıda da ifade edildiği üzere, ihracat, yatırım ve üretim konuları istisna kılınmış durumda bu sıkılaştırmada. Aşırı birtakım tüketim noktalarında veya büyüme ile çok ilgili olmayan noktalarda miktarsal sıkılaştırma yapılırken, ihracatımızı, yatırımımızı, üretimimizi arttıracak konularda daha esnek bir tutum olduğunu ifade edebilirim. Bunun yansımalarını önümüzdeki aylarda daha iyi bir şekilde göreceğimizi ifade etmek isterim." sözlerini sarf etti.

Yılmaz, ihracat ve döviz kazandırıcı faaliyetlerin, Türkiye için çok kıymetli olduğuna dikkati çekerek, "Bir taraftan ithal ürünleri yurt içinde üreterek, ama diğer taraftan da daha fazla ihracat yaparak, sadece mal ihracatı değil daha fazla hizmet ihracatı yaparak, döviz kazandırıcı faaliyetlerin geliştirilmesi gerekiyor. Burada, en az miktar kadar, katma değerinin de çok önemli olduğu ifade edildi." bilgisini verdi.

"Mesleki eğitimi daha geniş şekilde özel sektörle ele almamız gerekiyor"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, toplantıda Türkiye'nin teknoloji ve bilgi içeriği daha fazla, katma değeri yüksek ürünlere doğru dönüşümü noktasında genel bir fikir birliği olduğunu söyleyerek, "Bunun, geleneksel sektörleri, emek yoğun sektörleri de ihmal etmeden yapılması gerektiği de toplantıda ifade edildi. Bir anlamda, iki hatlı stratejiden bahsedebiliriz. Bir taraftan katma değeri, teknolojik içeriği yüksek sektörlerde ihracatımızı ve döviz kazandırıcı faaliyetleri geliştirmek, diğer taraftan emek yoğun, istihdam yoğun sektörlerde de bölgesel politikalarımızı da dikkate alarak dönüşümü desteklemek ve buraları da ihmal etmemek şeklinde ifade edebilirim. Dolayısıyla hem verimliliği, büyümeyi arttırıcı, hem de istihdamı ve bölgesel kalkınmayı destekleyici bir çerçeve üzerinde durulduğunu söyleyebilirim." dedi.

İstihdam hakkında en fazla dile getirilen konulardan bir tanesinin mesleki eğitim ve ara iş gücü ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Burada en fazla üzerinde durulan nokta eğitim sistemimiz ile iş gücü piyasamızın ihtiyaçları arasındaki örtüşmenin artırılması hususu oldu. Diğer taraftan Çalışma Bakanlığımızın yürüttüğü iş başında eğitim, staj imkanları gibi programlar üzerinde duruldu." diye konuştu.

Kamu ve özel sektör iş birliğinin de öne çıkan başlıklardan olduğunu dile getiren Yılmaz, "Özellikle son yıllarda prestijli bazı firmalarımızın mesleki eğitim alanına girmiş olmaları, çok daha üst noktada puan alan öğrencilerimizin de mesleki eğitimi tercih etmelerini teşvik ediyor. Bu da kayda değer bir gelişme. Önümüzdeki dönemlerde ekonomimizin, sosyal hayatımızın ihtiyaçlarını dikkate alarak mesleki eğitim konusunu çok daha geniş bir şekilde özel sektörle birlikte ele almamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yapısal reformlar

Yılmaz, toplantıda, verimliliği ve rekabeti arttırıcı yapısal reformlar üzerinde de durulduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

"Yapısal reformların iki boyutu olduğunu ifade etmek isterim. Birincisi, yapısal reformlar, orta vadede somut sonuçlar üreterek kıymetli bir değişime yol açarlar. Bu anlamda önemlidirler ama en az bunun kadar önemli olan, beklentiler kanalıyla yapısal reformların yaptığı etkidir. Yapısal reform yapabilen ülkeler, geleceği daha parlak ülkelerdir. Dolayısıyla beklentilerin daha hızlı iyileştiği ülkelerdir. Yapısal reformlar bu yönüyle kısa vadede de hemen beklenti kanalıyla etkilerde bulunurlar. Dolayısıyla Türkiye olarak hedefimiz para politikaları, maliye politikalarının yanı sıra sacayağının üçüncüsü olan yapısal reformlarla yolumuza devam etmek. Bu konuda, Orta Vadeli Programımıza dönük epeyce teklifler aldık. İnşallah eylül ayı içinde bu başlıkları toplumla paylaşacağız."

Yılmaz, toplantıda markalaşma ve markalaşma desteklerinin güçlendirilmesi konusunun da görüşüldüğünü aktardı.

Toplantı gündeminde Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, çevre ve sürdürülebilirlik konularının bulunduğunu açıklayan Yılmaz, şunları paylaştı:

"Aslında bu politikalar, cari açığımızı da doğrudan etkileyen politikalar. Türkiye biliyorsunuz enerjiyi çok yoğun kullanan ve ithal eden bir ülke. Dolayısıyla enerji verimliliğini, sürdürülebilirliği arttırdığımızda, yeşil ekonomiyi geliştirdiğimizde bu aynı zamanda cari açığımızı azaltıcı bir etki yapıyor. Enerji konuları başta olmak üzere, sürdürülebilirlik konusunda önümüzdeki dönemde yine adımlar atılmaya devam edilecek. Yenilenebilir enerji, yerli enerji, enerji verimliliği gibi konular, yine tartıştığımız hususlar arasında yer aldı."

"Dezenflasyon süreci ile iç talep dengelenecek"

Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin, gelecek dönemde dezenflasyon süreci içinde, iç talebin daha dengeli seyredeceği bir ülke olacağını belirterek, "Dolayısıyla iç talebin daha dengeli seyrettiği bir ortamda dış piyasalar daha fazla önem kazanacak. Yeni pazarlara açılma, yeni ürünlerle bunu destekleme, uzak ülkeler stratejisinden başka alanlara varıncaya kadar Türkiye'nin ihracat hedeflerini daha üst noktalara çıkarması, yine üzerinde durduğumuz önemli bir başlık oldu." ifadesine yer verdi.

Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme sürecinde, ilgili tüm taraflarla istişarelere devam edeceklerini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

"85 milyonun hükümeti olarak, ülkemizin hedeflerine ulaşmasında alt, orta gelirden üst orta gelire yükselmiş ve yüksek gelirli ülkeler ligini hedefleyen bir ülke olarak hedeflerine ulaşmasında, vizyonunu gerçekleştirmesinde ve çok daha güçlü bir şekilde uluslararası alanda yerini almasında üzerimize düşeni bütün toplumsal kesimlerle birlikte hayata geçireceğiz. Türkiye Yüzyılı, hepimizin yüzyılı. İşçisiyle, çalışanıyla, kamusuyla, özeliyle, sivil toplumuyla, sendikalarıyla, akademik dünyasıyla bütün kesimlerin katkısıyla inşa edilebilecek bir yüzyıl."

Yılmaz, bazen kısa vadeli gündemlerin, orta ve uzun vadeye bakılmasını engellediğine dikkati çekerek, "Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz, ülkemizin geleceği çok parlak. Zor zamanlarda önemli inisiyatifler aldı, dünyadan daha hızlı büyüdü, daha çok istihdam üretti ama bir taraftan da sorunlarımız var. Onlarla da hep birlikte ilgileniyoruz. Onları çözmek için de gayret sarf ediyoruz." dedi.

Toplantıya, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD), Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Sanayi Odası (İSO), Ankara Ticaret Odası (ATO), Ankara Sanayi Odası (ASO), Mersin Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (MESİAD), Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD), Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu (TAMPF), Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Türkiye Perakendeciler Federasyonu, Gıda Perakendecileri Derneği (GPD), Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES), Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) ve E-ticaret platformu temsilcileri de katıldı.

Kabine toplantısından son vergi mesajı vermişti

Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Kabine Toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlamıştı. Yılmaz, OVP'nin üç ayaklı olacağını belirterek, şu bilgileri vermişti:

"Bir para politikasının genel çerçevesi var. Detayları tabii ki Merkez Bankasının uhdesinde. Maliye politikasının detayları var. Bütçe, bütçedeki rakamlar hepsi var OVP'de. Bir de tabii ki üçüncü ayak olarak yapısal dönüşümler var. Rekabet gücünü, verimliliği artırıcı, Türkiye'yi dünyada daha avantajlı konuma getirecek tüm değişim ve dönüşümler. Yapısal dönüşümler, vergi reformundan tutun eğitimdeki dönüşümlere, hukuk alanında özellikle ekonomiyi ilgilendiren değişikliklerden yatırım ortamını iyileştirmeye daha çok verimliliği, rekabet gücünü, ekonominin potansiyelini geliştirici her türlü köklü değişimi kapsıyor olacak."

"OVP, eylül ayının ilk 10 gününde açıklanır"

OVP'nin muhtemelen eylül ayının ilk 10 gününde açıklanacağını, bunun biraz da çalışmaların seyrine bağlı olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:

"İstişarelerin bir kısmını bitirdik. İş dünyası, işçi kesimi, memurlar ve muhasebecilerle görüştük. Şimdi önümüzde tarım ve finans kesimiyle görüşme var. TZOB ve birlik başkanlıklarıyla bir görüşmemiz olacak. Henüz tarihini tam belirleyemedik ama kısa bir süre içerisinde Tarım ve Orman Bakanımızla birlikte görüşmeyi planlıyoruz. Finans kesimiyle olan görüşmemizi ise cuma günü İstanbul'da, İstanbul Finans Merkezi'nde yapacağız. Bankalar Birliği, kamu-özel sektör temsilcileri, banka genel müdürleri dolayısıyla finans kesimini temsil eden önemli aktörler olacak. Onların önümüzdeki 3 yıla ilişkin bakışı, beklentileri konuşulacak. Bir de TOBB ile bir organizasyon düşünüyoruz, bütün illerden başkanları davet edecekler, belki de tam gün ayıracağız. Bütün illerin, bölgelerin sorunlarını beklentilerini de almış olacağız."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, vergi reformuna ilişkin soruya ise"İşveren ve işçi kesimi de 'Vergi sistemine yeniden bakılsın' diyor. Hem işçi kesiminin hem işveren kesiminin doğrudan vergilerin artması, dolaylı vergilerin ise azalması yönünde ortak bir talebi var. Önümüzdeki dönemde, bu yönde birtakım çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu vergi artışı azalışı değil. Bu vergi sisteminin modernize edilmesi, güncellenmesi, sadeleştirilmesi, daha dengeli hale getirilmesi diyelim."yanıtını verdi. (AA)