Gündem

Erdoğan: Hiçbir işveren çalışanına 1300 liranın altında ücret ödeyemez

"Gelin biz milletçe yeni anayasamızı yapalım"

03 Aralık 2015 14:16

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücret düzenlemesine ilişkin olarak, "Şimdi Ocak 2016'dan itibaren 1300 lira asgari ücret ödemesi konuşuluyor. Asgari ücreti ne olarak tanımlıyoruz; 1300 liranın altında hiçbir işveren yanında çalıştırdığına ücret veremez. En az vermesi gereken rakam 1300 lira" dedi. "Kanaati hep işçiden beklemeyin" diyen Erdoğan, "İşveren olarak siz de kanaat ekonomisini öğrenin" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin olarak da "Gelin biz milletçe anayasamızı yapalım. Bir darbe anayasası değil, milletin anayasası ile geleceğe yürüyelim. Yeni anayasa meselesi tam manasıyla aslında bir memleket meselesidir. 1 Kasım'da önümüze çıkan tarihi fırsatı değerlendirelim ve yeni anayasa ile birlikte bunu taçlandıralım. Bunu başarırsak Türkiye değil 2023, onu bile geçecek bir ivme kazanacaktır" diye konuştu.

Erdoğan, dün Rusya Savunma Bakanlığı'nın da tekrar gündeme getirdiği "Türkiye'nin IŞİD'le petrol ticareti yaptığı" iddiasına değinerek, "Son günlerde Rusya'nın başını çektiği bir moda çıktı. Türkiye DAEŞ'ten petrol alıyormuş. Rusya, Türkiye'nin DAEŞ'ten petrol aldığını belgelerle ispat etmeye mecburdur, aksi halde bu bir iftiradır. Eğer ispat ederlerse ben Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmam" dedi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Asıl IŞİD'le petrol ticaretini yapan George Hasawi, ilk defa bu işin ticaretini yapan adamdır. Hem Rus pasaportu sahibi hem de Suriyeli olan kişi bu işin en büyük tüccarıdır. DEAŞ'tan petrolü alıp Esed'e satıyor. Bir de bu işin içinde Rusya'nın satranç ustası (Dünya Satranç Federasyonu Başkanı Kirsan Ilyumzhinov) var. Bunları elimizdeki belgelerle açıklamaya başlayacağız."

Erdoğan, Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen Türk-İş 22. Olağan Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"İşçi kardeşlerimin her birinin o pak alınlarından öpüyorum. Bizim inancımızda emek kutsaldır. Geçmişte ülkemiz bu konuda çok acı tecrübeler yaşadı. Bu ülke işçiyi istismar edenleri gördü. Sendika ağaları gördü. Türkiye uzun yıllar 1 Mayıs krizleri yaşadı. 1 Mayıs'ın İşçi Bayramı olarak kutlanması için pek çok girişim yapıldı. 

Bu konuda samimi olarak hükümetin gündemine getirildiğinde işin rengi değişmiştir. Başbakanlığım döneminde 1 Mayıs'ı resmen İşçi Bayramı olarak ilan ettik. 1 Mayıs bahanesiyle milletin huzurunu kaçırmak için uğraşanları bu da durdurmadı. Yine ortalığı yakıp yıkanlar polise saldıranlar var. Bunların 1 Mayıs'ı bayram olarak görmek diye dertleri yok. Zaten çoğu işçi falan da değil. Marjinal örgütlerin flamalarını taşıyarak ellerinde molotoflarla yollara düşenlerin amacı kaos çıkarmak.

Medya bu şovları görmese hiçbiri sokağa inmeye dahi cesaret gösteremezler. Bu tür olaylar üzerinden siyasi sonuç devşirmeye çalışmak olunca her yıl istenmedik görüntülere şahit oluyoruz. Ülkemizde tüm kurumlarımız demokrasilerin yanında yer aldığında bu sıkıntıyı da hep birlikte aşacağız. Ben bu konuda umutluyum. 

 

"Hiçbir işveren çalışanına 1300 liranın altında ücret ödeyemez"

 

Şimdi Ocak 2016'dan itibaren 1300 lira asgari ücret ödemesi konuşuluyor. Asgari ücreti ne olarak tanımlıyoruz;1300 liranın altında hiçbir işveren yanında çalıştırdığına ücret veremez. En az vermesi gereken rakam 1300 lira. Bu ister Batı'da olsun ister Doğu'da olsun geçerli. 2002 yılında ülkemizde emekli maaşarının tabanları 66 lira ile 376 lira arasında değişiyordu. Bugün 785 ile 1514 arasında değişen bir taban emekli maaşı var. Yılbaşından sonra da bin lira alt sınır haline gelecek. 

 

"İşveren olarak siz de kanaat ekonomisini öğrenin"

 

Tavan noktasında bir sınır yok. Az önce G20'de yaptığım konuşmayı ifade ettiler. Gelin bizim değerlerimizin içerisinde bir kanaat var. Her zaman işçiden beklemeyin, işveren olarak siz de kanaat ekonomisini bir öğrenin. İşverenler olarak kanaat ekonomisine inanırsak o zaman terini kendine sermaye edindiğin bu insanlarla o insanlarla paylaşıma girdiğin an kazandın da aynı zamanda bereketlenecektir. Buna aynı zamanda ben bereket ekonomisi diyorum. 

Türkiye bizim, hepimizin. Bu ülkede ne varsa hepimizin. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olacağız. 

7 Haziran seçimlerinin ardından yaşananlar büyük bir tecrübe oldu. İstikrar ve güven ortamındaki en küçük bir sarsıntının ne sonuçlar doğurabileceğini aynı anda hissettik ve gördük. İlk fırsatta 1 Kasım'da tercihini yeniden istikrar ikliminden yana halkımız kullanmıştır. Şimdi artık önümüze bakma zamanı. Bundan sonra yeniden 2023 hedeflerine yoğunlaşmalıyız. 

 

"Gelin milletçe yeni anayasamızı yapalım"

 

Mesele ne biliyor musunuz? Gelin biz milletçe bu üzümü  yiyelim ve anayasamızı yapalım. Bir darbe anayasası değil, milletin anayasası ile geleceğe yürüyelim. Yeni anayasa meselesi tam manasıyla aslında bir memleket meselesidir. 1 Kasım'da önümüze çıkan tarihi fırsatı değerlendirelim ve yeni anayasa ile birlikte bunu taçlandıralım. Bunu başarırsak Türkiye değil 2023, onu bile geçecek bir ivme kazanacaktır.   

 

"Rusya'nın Suriye'de olma mecburiyeti yok"

 

Birleşmiş Milletler'in böyle bir yetkisi varmış ve davet edilirse gidebilirlermiş. Böyle bir mecburiyetiniz yok. 380 bin kişinin ölümünden sorumlu Esed'in yanında yer almak zorunda değilsiniz. Bizim için Suriye'deki meşru muhatap Suriye halkıdır. Onları temsil eden ılımlı muhaliflerdir. Muhalifler arasında çok yakın akrabalıklarımızın bulunduğu gruplar da var Bayırbucak Türkmenleri gibi. 

 

"Rusya adına IŞİD'le petrol ticaretini yapan George Hasawi ve Rusya'nın satranç ustası..."

 

Rejim, DAEŞ rejimden beslenmektedir. Rejim ömrünü DAEŞ ile uzatmaktadır. Son günlerde Rusya'nın başını çektiği bir moda çıktı. Türkiye DAEŞ'ten petrol alıyormuş. Rusya, Türkiye'nin DAEŞ'ten petrol aldığını belgelerle ispat etmeye mecburdur, aksi halde bu bir iftiradır. Eğer ispat ederlerse ben Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmam. Rusya adına IŞİD'le petrol ticaretini yapan George Hasawi, ilk defa bu işin ticaretini yapan adamdır. Bir de bu işin içinde Rusların meşhur satranç ustası (Dünya Satranç Federasyonu Başkanı Kirsan Ilyumzhinov) var. Hele hele ailemi bu işe yakıştırmak bu işin hiç ahlaki olmayan yanıdır.

Türkiye'nin petrol aldığı yerler belli. Rusya, İran, Azerbaycan, Katar, Cezayir zaman zamanda Nijerya'dan karşılıyoruz. İran Devlet Başkanı'na dedim ki büyük yanlış içindesiniz. Böyle devam ederse karşılığı ağır olur bedelini İran olarak ağır ödersiniz. İftira ve yalan üzerine kurulu  sistemler bu işi kullanıyor. Bugüne kadar 12 milyonun yerinden edildiği, 380 bin insanın öldüğü Suriye'yi konuşuyoruz. Bu sorun çözülmeden ne terörde ne de mülteci krizinde sonuca ulaşamayız. 

 

"Katar, biz mültecilerden bir kısmını alabiliriz dedi"

 

Katar, biz mültecilerden bir kısmını alabiiliriz dedi. Nitelikli niteliksiz biz Katar'a bir kısım vatandaşımızı gönderebileceğiz ve bu noktada işssizler noktasında da bir değerlendirme yapmış olacağız. Bu millet aç kalır, açıkta kalır ama asla istiklalinden vazgeçmez."