Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlanan, PKK'lıların çaydanlıkla el yapımı hazırladıkları görüntülerle ilgili olarak, "Teröristler ya adalete teslim olacak, ya da kıstırıldıkları deliklerde etkisiz hale getirilecek" dedi. Nükleer Güvenlik Zirvesi için gittiği ABD'de kalp krizi geçirdiğine dair çıkan haberleri yalanlayan Erdoğan, "ABD'de dimdik ayaktaydım, kalp krizi geçirdiğimi söylediler. Başarısız olmamız için adeta kendilerini yırtıyorlar, sergilemedikleri çirkinlik kalmadı" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül için hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) için, "Avrupa ülkelerinde veya Amerika’da aynı suçu işleyen birine kimse gazeteci demiyor. Cezasını kesiyor. Anayasa Mahkemesi, kendi varlığına adeta ihanet edercesine Anayasa’ya aykırı karar verebiliyor. Değerli arkadaşlar, böyle olmaz. Türkiye şu anda terörle en yoğun mücadeleyi veren ülkedir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Kızılay'ın çok değerli mensupları, hanımefendiler beyefendiler sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Türk Kızılayı'nın olağan genel kurulunun başarılını geçmesini Allah'tan temenni ediyorum. Dünyadaki tüm insanların zor zamanlarında yanında olmak için 148 yıl için emek vermiş herkese şükranlarımı sunuyorum
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl Kızılay'ın KDV ve stopaj istisnasından yararlanmasını sağlayan kamu arsa ve binalarının bu kuruma tahsisine imkan veren yasa Meclis'te kabul edilmişti. Kızılay'a yakışır bir merkez yapılabilmesi için verilen arsanın da hayırlı olmasını diliyorum. Şıuanda mevcut yer Kızılay'ımıza yakıuşan bir yer değildi. Tarım Bakanlığı'nın yanındaki 30 dönüm arsaya Kızılay'ımıza yakışır merkezin yapımı daha çok yakışacaktır.
"Arkanızda millet varsa kimse sizi engelleyemez"
Kızılay geniş bir coğrafyada onlarca ülkede rol alan küresel bir yardım kuruluşu haline gelmiştir. Kızılay'ın böyle bir alt yapıya sahip olmasının vakti gelmiştir hatta geç kalınmıştır. Afete hazırlık için böyle güçlü bir alt yapıya ihtiyaç vardır. Kızılay'ın 2020 hedeflerine ulaşması için elimizden gelen desteği vereceğimizi belirttik. Bizim milletimiz samimiyetinden, dürüstlüğünden, gayretinden emin olduğu herkese her kurumu gönlünü de kucağını da imkanlarını da sonuna kadar açar bundan hiç endişeniz olmasın. Kızılay'ın bu yolda emin adımlarla ilerlediğini görebiliyoruz. Eğer arkanızda millet varsa kimse sizi engelleyemez, kimse sizin önünüzde duramaz.
"Kalp krizi geçirdiğimi söylediler"
Amerika’da çeşitli görüşmelerimiz, katıldığımız programlar oldu. Çok önemli bir uluslararası toplantıda bazı çevreler bizim orada yaptığımız her görüşmeninin, başarısızlığa uğraması için kendilerini yırttılar. Bölücü terör örgütünün, Ermeni çetecilerinin, paralellerinin yalanlarına kadar, sergilemedik çirkin şey bırakmadılar. Söylenenleri gördükten sonra Allah Türkiye’yi ve milletimizi bunlardan korusun demekten kendimi alamadım. Dimdik ayaktayım, kalp krizi geçirdiğimi söylüyorlar. Böyle garip garip şeyler. Başka bir yerde kendi ülkesine ve milletine karşı böyle büyük nefret duyan, böylesine büyük bir kinle saldıran başka bir kesim var mıdır bilmiyorum. Zaman zaman bu hastalıklı ruh halini anlamaya çalışıyorum. İzah edecek bir kelime bulamıyorum.
"Türkiye içindeki 79 milyon insanıyla birlikte batsa bayram edecekler"
Türkiye içindeki 79 milyon insanıyla birlikte batsa bunlar bayram edecekler. Milletimiz tek bir ferdi kalmayacak şekilde, sürgün edilse bunlar inanın zil takıp oynayacaklar. İşte böyle bir görüntü, hava içindeler. Halbuki aynı ülkede yaşıyorlar, toplumun bir parçası durumundalar. Meşhur bir örnek vardır ya 'içinde bulunduğu emiyi delmek' diye. Bunların yaptığı bu. Millete düşmanlıkta en önde yürüyorlar. Dün medyada bir haber gördüm, İstanbul’da yaşamaya karar veren Avrupalı bir piyanist gerçek yüzü ortaya dökmüş.
"Anayasa Mahkemesi, kendi varlığına ihanet edercesine anayasaya aykırı karar veriyor"
Tüm dünyada bu tür suçlar tamamen adil bir vaka olarak değerlendirilir ve cezası verilir. Konu Türkyie olunca bir anda ölçüler değişiyor. Bakıyorsunuz, şahıs asker vurmuş, terör örgütü mensubu, yakmış, yıkmış velhasıl terör örgütü kendisine ne emretmişse onu yapmış. Bu eylemleri yaparken cebinde de derginin tanıtım kartı var. Yakalandığında ben gazeteciyim diyor. İyi de sen gazetecilikten yakalanmıyorsun ki, sen terör örgütü üyeliğinden yakalanıyorsun. Avrupa ülkelerine veya Amerika’da aynı suçu işleyen birisine kimse gazeteci demiyor. Cezasını kesiyor. Gazeteci dahi olsa casusluk terör örgütü ve eylemlerini övme gibi somut tanımı olan şeyler. Takdirini yapacak yer yargı. AYM bile bunun etkisinde kalarak kendi varlığına adeta ihanet edercesine Anayasa’ya aykırı karar verebiliyor. Değerli arkadaşlar, böyle olmaz. Türkiye şu anda terörle en yoğun mücadeleyi veren ülkedir.
"Onların keyfi için Türkiye kendi bekasını tehlikeye atmaz"
Attığımız her adımda hukuk devleti ilkesine riayet ediyoruz. Temel hak ve hürriyetlere hassasiyet gösteriyoruz. Türkiye'de terör olaylarının onda birine muhatap olan ülkelerin aldıkları tedbirleri görüyoruz. ABD'de Sayın Obama'ya hakaretten daha geçenlerde 3 yıla mahkum oldu. Merkel'e hakaretten 2 yıla mahkum oldu. Bu açık gerçeklere rağmen ülkemizin üzerine bu kadar gelinmesinin demokratik hassasiyetle ilgisi olmadığına kanaat getirdim. Kimse kusura bakmasın onların keyfi için Türkiye bekasını tehlikeye atmaz.
"Bize demokrasi dersi vermeye kalkanlar, önce kendi ayıplarını görsünler"
Bize demokrasiyi insan hakları dersini vermeye kalkanlar, önce kendi ayıplarını görsünler. Birkaç yüzyıl geriye dönüp baktığımızda kimlerin insan haklarından söz etmeye hakkı olduğunu görüyoruz. Biz Türkiye olarak mağdur duruma düşmüş 3 milyon insana kucağımızı açmışken kendilerinde uzak tutmak için çırpınanlar ortada.
"Biz sizden para beklemiyoruz ki"
Ya biz sizden para beklemiyoruz ki, bu millet kendi yüreğinden gelenlerle bu adımı attı. Biz sarsılmadık, ayaktayız. Biz bugün her alanda büyük bir mücadele içindeyiz, neredeyse tüm terör örgütleri ülkemizi hedef almış durumda. Yanı başımızda insanlık tarihinin en büyük krizi yaşanıyor. Terör örgütü sivilleri kendine kalkan yapmak suretiyle savaş yürütüyor. Bizi eleştirenlerin benzer bir saldırıya maruz kalması halinde başvuracakları yöntemlerle yürütmeye kalksak operasyonlar 1-2 günde biter.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak terörle mücadele konusundaki fikirlerimi paylaşmak istiyorum. Ülkemize ve milletimize yöneltmiş son silahlar susturuluncaya kadar, son tehdit ortadan kaldırılana kadar buna devam edeceğiz. Değerli kardeşlerim bu konuda en küçük bir müsamamız tereddütümüz, geri adımımız yoktur.
"Bodrumda bomba hazırlayanları, kahkaha atanları görüyorsunuz"
Bodrumda bomba hazırlayanları görüyorsunuz, kahkaha atanları görüyorsunuz. Onları orada yok etmeseler, kim bilir o çaydanlıklar nerelerde nasıl ne kadar güvenlik veya sivil insaımızın şehit olmasına sebep olacak. Ara veremeyiz, biz çözüm süreci dedik bunlar aldattılar, her numarayı yaptılar. Hiçbir sözüne inanılmaz, artık geçti. Şimdi işi bitireceğiz, her şeyi bağlayacağız ve Allah’ın izniyle huzur ve refah ülkesi Güneydoğu’yu ortaya koyacağız. Şu anda hükümetimiz bölgede kentsel dönüşüm altında çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalarla birlikte inşallah bölge değişime tabi olacak. Terör örgütü yöneticileri, güdümünde hareket edenler zaman zaman müzakare, çözüm gibi laflar ediyor. Ortada müzakere edielcek bir konu yoktur. Bunun böyle bilinmesi lazım.
"Teröristler ya adalete teslim olacak, ya da kıstırıldıkları deliklerde etkisiz hale getirilecek"
Silahlarıyla, roketleriyle, canlı bombalarıyla, bombalı araçlarıyla güvenlik güçlerimizi ve vatandaşlarımızı hedef alan teröristlerin önünde iki yol vardır. Ya teslim olacaklar ya da kıstırıldıkları deliklerde birer birer etkisiz hale getirileceklerdir. Türkiye’nin önünde artık üçüncü bir yol kalmamıştır. Çünkü biz diğer yolları denedik, demokratik açılım dedik olmadı, milli birlik dedik olmadı, çözüm süreci dedik yine olmadı. Daha neyi deneyeceğiz ya? Her türlü riski göze alarak diğer alternatifleri hayata geçirmeye çalıştık, olmadı. Karşılığında mahallerleri tuzaklanmış şehirler, 79 milyonu hedef alan bombalı araçlar oldu. Yavrularımızı katlettiler, terör örgütünün söyledikleri hiçbir sözün geçerliliği, güvenirliği yoktur. Bizim de milletimizin de nezdinde en küçük bir itibarı yoktur. Teröristler ya adalete teslim olacak, ya da kıstırıldıkları deliklerde etkisiz hale getirilecek.
"Kanlı elleriyle dünyayı kandıramayacaklar"
Bundan sonra terör örgütü ve yandaşları, yalanlarıyla evrensel kavramların arkasına saklanmaya çalıştıkları kanlı elleriyle dünyayı kandıramayacaklar.
Ülkemizdeki her vatandaşımız gibi Kürt kardeşlerim de bu gerçekleri görmeliler. Güvenlik güçlerime sesleniyorum, terörle yürüttüğünüz mücadelede devletimiz de milletimiz de sonuna kadar yanınızdadır. Güvenlik güçlerimizi canları pahasına yürüttükleri mücadeleden dolayı tehdit etmeye kalkanlar önce şahsımı sonra milletimizi bulurlar, bunu bilmeleri lazım.
"Nasıl dostuz ya?"
Tek millet diyoruz. 79 milyon tek millet. Tek bayrak, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Kimse bu millete o paçavralarını bayrak diye dayatamaz. İşte Avrupa’da bize dost görünmeye çalışanlar, uluslararası toplantıyı yaptıkları yerin yanında paçavrayı ve resimlerini kurdukdukları çadırda sergiliyorlar. Ondan sonra da dost istiyorlar. Nasıl dostuz ya? Terör örgütü olarak ilan ettiğin bir örgütün paçavrasını orada nasıl dalgalandırırsın? O resimleri orada nasıl sergilersin?