Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'i eleştirirken, "Paralel devlet, neymiş o ya? ABD’ye kaçmış, güya devleti ele geçirecek. O zaman gel, niye kaçtın? Yoksa birileri korumaya mı aldı seni?" diye sordu.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Sosyal Sigortalar Kurumu'nun başında olduğu döneme ilişkin suçlamalarda bulunarak, "Affedersiniz, bırakın odalarda tuvaleti, koridorlar kokardı. Kimdi o zaman genel müdür, bu beyefendi" dedi. Erdoğan, "Böyle bayanlara hakaret etmekle prim yapmıyor siyaset" sözleriyle Kılıçdaroğlu'nun "Aile Bakanı birilerinin önüne yatmış vaziyette" açıklamasına bir kez daha eleştiri yöneltti.
Erdoğan, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Hizmet Binası Açılış Töreni'nde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Bu sağlık tesislerinin tamamı İstanbul’un depreme ve acil durumlara hazırlık projeleri kapsamında inşa edildi. Böylece bir yandan depreme dayanıksız hastane binalarını yıkıyor, bir yandan hem kapasite, hem modernizasyonla dünya çapında sağlık tesisleri kazandırıyoruz.
Biliyorsunuz. Devlet-i Aliye Osmaniye’nin önemli padişahlarından biri, Kanuni ne diyor? Halk için muteber bir nesne yok devlet, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Yeter ki sağlıklı bir nefes. Bu kadar önemli bu iş. Onun için de bu eserlerin yapımına çok büyük önem veriyorum. Hükümetimize, Sağlık Bakanı ve ekibine teşekkür ediyorum. Doktorlarımıza, yardımcı sağlık personelimize, idari personelimize teşekkür ediyorum. Tüm hastalarıma şifa temenni ediyorum. Sağlık kıymetini ancak kaybedince anladığımız nimetler arasında yer alıyor. Ecdadımızın çok veciz ifadeleri var. Bunun için 2002 kasımından sonra ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde önceliklerimizde bir eğitim dedik, iki sağlık dedik, üç adalet dedik, dört emniyet dedik. Yola böyle çıktık ve hamdolsun çok ciddi adımlar attık.
Ardından ulaşım dedik, enerji dedik, tarım dedik, gıda dedik, büyük adımlar attık. Bugün geriye dönüp baktığımızda en çok başarılı olduğumuz hizmetlerin başında sağlığın geldiğini görüyoruz. Şunu da unutmayalım, hafıza-ı beşer, isyan ile maluldür. İnsanoğlu çabuk unutuyor. Bilhassa yaşı 30’un altında olanlar, 2002 öncesi Türkiye’sini, sağlık hizmetlerinin durumunu pek bilmezler. 2002’ye kadar parası ve sigortası olmayanlar için sağlığa erişim adeta hayaldi.
Şu anda anamuhalefetin başında olan zatın, Sosyal Sigortalar’ın başında olduğu dönemi araştırın, hastanelerin durumu neydi öğrenin. Böyle bayanlara hakaret etmekle prim yapmıyor siyaset. Acil servislerde insanların nasıl can çekiştiğini çok iyi biliriz. Vatandaşın doktorun verdiği ilacı alamadığı dönemi çok iyi biliriz. Affedersiniz, bırakın odalarda tuvaleti, koridorlar idrar kokardı.
Kimdi o zaman genel müdür, bu beyefendi. Biz seni çok iyi tanırız. Hastalara senet imzalatılır, ödenmezse o kişi hastanede rehin tutulurdu. Bırakın, daha da ileri gideceğim. Öldü değil mi, ölü bile parası ödenmezse morgda rehin tutulurdu. Öyle herkes istediği hastaneye gidemezdi. Bunu 30 yaşın altı bilmez.
Tedavi oldun diyelim, tetkiki, tahlili ayrı macera, hadi hepsi bitti, ilaçları alabilmek çok daha ayrı bir sorundu. Bizlerin her birinin, o yıllara dair acı bir tebessümle hatırladığı hastane maceraları vardır. Benim var. İşte Türkiye, o günlerden bugünlere geldi. Sadece birkaç karşılaştırma dahi büyük dönüşümü göstermeye yetecektir.
Sevgili kardeşlerim, son 13 yılda ambulans sayımızı 617’den 5855’e çıkardık. Ayrıca, uçağından helikopterine... Bizim uçak ambulansımız, helikopter ambulansımız yoktu. Bitmedi, böyle karda kışta, dağlara tırmanacaksın. Nerede? Şimdi karda çıkabilmek için paletli ambulanslarımız var. Daha da ileri gidiyorum, teröre, terör bölgelerine yönelik zırhlı ambulanslarımız var. Her durum ve ihtiyaç için ambulanslarımız mevcut. 2002’ye kadar, cumhuriyet tarihi boyunca yapılan sağlık tesisi sayısı 1078’di. Biz 13 yılda ülke genelinde toplam bu sayıya 3228 adet sağlık tesisi daha inşa ederek milletimizin hizmetine sunmuşuz. Hastanelerimizdeki odaları koğuş sisteminden çıkartıp tek çift, bazı yerlerde 3... Buna benzer, banyosu, tuvaleti içinde olan, cihazları içinde olan, televizyonuyla, konforuyla odalara dönüştürdük ve buna devam ediyoruz.
Ülkemizin dört bir yanında yeni sağlık yatırımları sürüyor. Şimdi hayalim gerçekleşiyor. Şehir hastaneleri... Gecikmeli de olsa şehir hastanelerimizi yapıyoruz. 18 farklı şehirde 23 katrilyon lira yatırım maliyeti olan şehir hastanelerimizin inşası sürüyor. Bu hastanelere girdiğinizde yok yok... Girecek, bütün her şeyi, tetkik, tedavi yapılacak, çıkacaksınız. Bundan sonra adres, Amerika’nın Cleveland’ı değil. Her şehrin özel hastanesi olacak.
İhale süreçleri devam eden 14 şehir hastanemizin de en kısa zamanda yapımına başlayacak, 2018’de tamamlayacağız. Hamdolsun, alan el olmaktan çıktık, veren el haline geldik. Sağlık alanında da hizmet talep eden durumundan hizmet eden konumuna ulaştık.
"Yoksa ABD'de birileri seni
koruması altına mı aldı?"
Sene 99, Pensilvanya'ya git, bazı tohumlar at. Türkiye devletini nasıl ele geçiririz. Niye kaçtın, niye gelmiyorsun, birileri koruma altına mı aldı seni, gel. Zaten bunlarda imam çokmuş. Hepsi de kaçıp gidiyor. Bir kısmı cezaevinde, bir kısmı değişik ülkelerde dolaşıyor. Ne demiştik, inlerine gireceğiz. Girdik, giriyoruz, girmeye devam edeceğiz. Legal görünüm altında illegal terör örgütlerine bu ülkede müsaade edilmeyecek.
Zaman zaman sizlere yanlış yapıldığını duyuyorum. Acil servislerde, kliniklerde, personelimize yönelik saldırılar asla kabul edilemez. Bunlar insani, vicdani değildir. Bu tür yanlış yollara sapanları uyarmak istiyorum. Hiçbir gerekçe bu kardeşlerimize yönelik saldırıları mazur gösteremez. Terörle mücadelenin yoğun olarak sürdüğü yerlerde çok büyük başarı hikayeleri yazıyorlar.