Cuhmurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Tarihin her döneminde olduğu gibi bu büyük savaş yıllarında da yaşanmış acılar, trajediler olabilir. Bundan sadece Ermeniler etkilenmiş değildir. Balkanlar'da, Kafkasya'da tarihin en büyük Müslüman katliamları bu dönemde yaşanmıştır" dedi. ''Ey Ermeni diasporası, belgelerimiz burada. Senin ne kadar belgen var, çıkar belgelerini'' diyen Erdoğan, ''Ülkeleri dolaşmak ve bazı yerlerde para yedirmek suretiyle yapacağınız kampanyalardan bir netice alamazsınız'' diye konuştu.
Erdoğan, "Biz sadece kendi milletimizin son 100-150 yıllık yaşadığı acıların peşine düşsek, Ermeni iddialarından katbekat daha fazla söyleyecek sözümüz, soracak hesabımız çıkar" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "100. Yılında Dünya Savaşının Belgeleri” konulu Dünya Arşiv Yöneticileri Kongre ve Sergisi (Osmanlı Arşivleri) toplantısında konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Kim ne derse desin buraya atalarımıza yaraşır bir arşiv binası inşa ettiğimizi düşünüyorum. Eğer biz bu muhteşem mirasa layık hizmeti veremezsek mahcup oluruz. Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde bugün 64 ayrı devlet bulunuyor. Kendi tarihlerinin izlerini Osmanlı Arşivleri’nde sürüyorlar. Bu binanın faaliyete geçmesiyle araştırmacılarımız rahatlıkla çalışmalarını yapabiliyorlar. Yine bu binanın hizmete girmesiyle dijital belgelerin arşive girmesi de 8 kat arttı. Bugüne kadar 20 bin öğrencimiz burayı ziyaret ederek bu atmosferi teneffüs etme imkanına kavuştu. İnşallah ecdadımıza layık olabiliriz.
7 düvele karşı savaştık
Milletler tarihleriyle var olur, tarihlerinden beslenirler. Biz de tarihi geçmişte kalmış, olmuş bitmiş olaylar bütünü olarak görmüyoruz. Tarih geçmişimiz kadar geleceğimizdir. Kökü mazide olan atiyiz. Tercümede filan bir hata olmasın. Kökü geçmişte olan geleceğiz. Maalesef geçmişte tarihi belgeleri okumada tembellik yapıldı. Yıllarca bu milletin tarihinin 1923’te başladığı dikte edildi, zihinler böyle şekillendirildi. Türkiye Cumhuriyeti 1923’te kurulmuş olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti bizim ilk değil son devletimizdir. Cumhurbaşkanlığı forsundaki devletlerimizin geçmişi 2200 yıldan fazladır. Bakıyorsunuz bugün birileri ‘7 düvele karşı savaştık’ cümlesiyle alay ediyorlar. ‘Biz yenilmedik Almanlar yenildiği için yenilmiş sayıldık’ cümlesini küçümsüyorlar. Kendini bilmezlerin, tarihini küçümsemeyi adet haline getirmişlerin bu sözleri başarıyı asla engelleyemez. Biz 1. Dünya Savaşı’nda gerçekten 7 düvele karşı savaştık. 1. Dünya Savaşı onca yokluğa rağmen ordularımızın kahramanca savaşarak elde ettiği bir savaştır. Çanakkale’de bayrağımız gururla dalgalandırıldı. Halil Paşa komutasındaki ordumuz Kutul Amara’da 13 İngiliz generalini esir aldı.
1. Dünya Savaşı sona ermiş değil
'Osmanlı Çanakkale’de kuklaydı’ diyecek kadar şuurunu yitirmiş kimseler var. 1 Dünya Savaşı’nda bu milletin 3 kıta, 7 iklimde verdiği mücadele gerçekten ibretlik olaylar ve destanlarla doludur.1 Dünya Savaşı hâlâ sona ermiş değil. 1. Dünya Savaşı’nın açtığı uzun parantez hâlâ kapanmış değil. Bölgemizde, coğrafyamızda ne kadar sorun varsa, akan ne kadar kan varsa hepsinin arkasında 1. Dünya Savaşı ile getirilen düzeni görüyoruz. Bölgemizde ve dünyada bu dönemde kurulan kaosa dayalı düzen hâlâ işlemeye devam ediyor. Bu savaşta özellikle bizim coğrafyamızda ülkeleri bölmeyi hedefleyenler esasında kalpleri de bölmeyi hedefliyordu. Bizim coğrafyamızda süren karışıklıkların mimarı olan İngiliz ajanı Lawrence, ‘Biz su savaşı Türk ordusuna karşı değil, aklına ve kalbine karşı veriyoruz’ demişti. Bize karşı savaşanlar zihnimiz ve kalbimiz oradan sökülmeden istedikleri düzeni kuramayacaklarını biliyorlardı. Biz Ortadoğu’ya, Balkanlar’a, Kafkasya’ya, Kuzey Afrika’ya onlar gibi bakmıyoruz. Biz buralardaki insanlara kardeş nazarıyla, en kötü ihtimalle de bir dost nazarıyla baktık. Bir kardeşin yapabileceği ne varsa onu yapmaya çalıştık.
'Sadece Ermeniler etkilenmiş değildir'
"Biz 2015 yılını, şanlı mücadelelerimizin, zaferlerimizin 100. yıl dönümü olarak kutlarken, birileri de bu yılı, Türkiye karşıtlığının, Türkiye düşmanlığının bayrağı haline dönüştürmek istiyor. Ermeni diasporası dünyanın her yerinde soykırım iddialarına dayalı kampanyalarla Türkiye düşmanlığını geniş toplum kesimlerine aşılamaya çalışıyor. Dikkatinizi çekiyorum, bu kampanyaların amacı tarihin bir döneminde Ermenilerin yaşadığı acıları canlı tutmaktan ziyade doğrudan ülkemize ve milletimize düşmanlık yapmaktır. Tarihin her döneminde olduğu gibi bu büyük savaş yıllarında da yaşanmış acılar, trajediler olabilir. Bundan sadece Ermeniler etkilenmiş değildir. Balkanlar'da, Kafkasya'da tarihin en büyük Müslüman katliamları bu dönemde yaşanmıştır. Anadolu’da Ermeniler’in gördüğü kadar Ermeniler’den zarar gören yüzbinlerce insan vardır. Bu mesele uluslararası politikaya alet edilecek bir mesele değildir. Ey Ermeni diasporası, ey Ermenistan yönetimi, gelin, buyurun bizim arşivlerimiz, belgeler burada, bizim şu anda yüz binlerce, milyonu aşmış tasnifi yapılmış belgemiz var. Senin ne kadar belgen var? Çıkar belgelerini, tarihçileri görevlendirelim, arşivcilerimizi görevlendirelim, siyaset bilimcilerini görevlendirelim, hatta hatta arkeologları, hukukçuları görevlendirelim. Gelsinler, bu belgeler üzerinde çalışsınlar, her şey ortada, gerçeği burada arayalım. Ülkeleri dolaşıp oralara biraz da şöyle para yedirmek suretiyle, oralarda lobiler oluşturmak suretiyle, ahlaki olmayan yollara tevessül etmek suretiyle Türkiye'nin aleyhine yapacağınız kampanyalardan bir şey kazanamazsınız. Bu kampanyaların nasıl sürdürüldüğünü biz çok iyi biliyoruz. Biz bugüne kadar bu çağrılarımızın karşılığını bulamadık. Amaç gerçeği bulmak değil, oluşturulan algı üzerinden Türkiye'ye saldırmak, zarar vermek, başka bir şey yok. Hiç kimse kusura bakmasın, bizim bu konuda kimseye veremeyecek bir hesabımız yoktur. Biz sadece kendi milletimizin son 100-150 yıllık yaşadığı acıların peşine düşsek, Ermeni iddialarından katbekat daha fazla söyleyecek sözümüz, soracak hesabımız çıkar. Hiç kimse kusura bakmasın, bizim bu konuda veremeyecek bir hesabımız yoktur. Biz sadece milletimizin son 100-150 yılda yaşadığı acıların peşine düşsek Ermeni iddialarından kat be kat fazlası ortaya çıkar."
'Osmanlıca iyi bilindiği sürece belgeler artarak devam edecektir'
"İşte biz buralara bu yatırımları bunun için yapıyoruz. Tarihi belgelerimizi okuyabilmemiz için Osmanlıca’nın bu noktada iyi bilinmesi gerekiyor. Osmanlıca iyi bilindiği sürece bu belgeler artarak devam edecektir. Bu konuda yürütülecek projelere bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek olmayı sürdüreceğim."