Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik, 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumuyla ilgili olarak “'Hayır' oyu halkımızın tercihi ve saygı duyulacak bir netice ama böyle bir neticenin ülkeye ciddi bir istikrarsızlık getireceğini bilmek için siyaset bilimcisi olmaya gerek yok" görüşünü dile getirdi. "7 Haziran’da 'kantarın topunu kaçırdık' diyenler bu sefer işi toparlayacak 1 Kasım’ı da bulamayacaklar. İşte size istikrarsızlık senaryosu" diyen Çevik, "Pişmanlık fayda etmeyecek, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına almış olacağız. Ülkemize yazık değil mi?" ifadesini kullandı.
İlnur Çevik'in dün sosyal medya hesabında yaptığı ı "'Hayır' diyenler, 7 Haziran sonrası Türkiye'deki kaos ve istikrarsızlığı mumla arar" paylaşımı tepkilere neden olmuştu.
İlnur Çevik'in "17 Nisan'da istikrarlı bir Türkiye'de uyanmak" başlığıyla yayımlanan (8 Mart 2017) yazısı şöyle:
Bazıları bu referandumu yalnız sistem değişikliği için halk oylaması olarak görüyor ve esasında “hayır” oyu çıkarsa ülkede her şeyin normal akışında devam edeceğini hayal ediyor…
Yani bu seçimde cumhurbaşkanlığı el değiştirmeyeceğine göre ve Ak Parti iktidarı da olduğu yerde kalacağına göre mesele yok o zaman hayır olsa bile bir sıkıntı olmaz gibi bakanlar var…
Ama kazın ayağı böyle değil… “Hayır” oyu halkımızın tercihi ve saygı duyulacak bir netice ama böyle bir neticenin ülkeye ciddi bir istikrarsızlık getireceğini bilmek için siyaset bilimcisi olmaya gerek yok…
Sistem değişikliği referandumda ret edilirse Avrupa’da sipere yatmış bizi harcamaya hazır devletler el birliği ile “seçime gidin” diye baskı yapacaklar, bizi Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi üyeliklerimizi askıya almakla tehdit edecekler ve bugün karşılaştığımız zorlamaların, haksızlıkların beterini yaşatacaklar.
Ülke içindeki muhalefet ise “hayır” oyunun hükümete güvensizlik oyu olduğunu iddia edip seçim diye zorlayacaklar hatta cumhurbaşkanımızın durumunu bile sorgulayacaklar…
FETÖ, PKK ve diğerleri ortalığı daha da karıştırmak için ciddi bir çaba içine girecekler.
Türk ekonomisini çökertmek isteyen ülke içindeki ve dışındaki odaklar ise hem döviz üzerine oynayıp hem de borsayı çökertecekler… Bunlara muhalif medyanın ve bazı iş adamlarını çabalarını da eklerseniz nasıl bir tablo çıkacağını anlamak için uzman olmaya gerek yok.
7 Haziran’da “kantarın topunu kaçırdık” diyenler bu sefer işi toparlayacak 1 Kasım’ı da bulamayacaklar. İşte size istikrarsızlık senaryosu… Pişmanlık fayda etmeyecek, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına almış olacağız. Ülkemize yazık değil mi?