T24 - Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin 24 askerin şehit olduğu Çukurca saldırısıyla ilgili gündeme gelen "güvenlik "zafiyetleri"ni köşesinde yazdı.
Ergin'in "Çukurca’daki istihbarat zafiyeti neydi?" başlığıyla yayımlanan bugünkü (22 Ekim 2010) yazısı şöyle:
PKK’nın geçen çarşamba günü Hakkari Çukurca’da gerçekleştirdiği saldırılardan sonra Türkiye’de sokaktaki vatandaşın kafasını en çok meşgul eden iki soru şöyle özetlenebilir:
PKK’nın bu saldırıları nasıl olup da önceden haber alınamadı? Teröristlerin hedeflerin bu kadar yakınına sokulduğu nasıl fark edilemedi?
Bu sorulara yanıt aramadan önce PKK’nın Çukurca saldırılarını nasıl icra ettiğini kısaca hatırlamamız gerekiyor.
ÇOK DETAYLI BİR PLANLAMANIN SONUCU
PKK’nın geçen çarşamba gece yarısı Çukurca’nın muhtelif bölgelerinde eşzamanlı olarak gerçekleştirdiği baskının her yönüyle çok detaylı bir planlamanın ürünü olduğu belli.
Saldırı başlıca iki bölgeyi hedef alıyor. Birinci hedefte Çukurca ilçesi içindeki asker ve polise ait binalar, ikincisinde ise Çukurca’nın yaklaşık 15 km güneydoğusunda Keklikkaya mevkiinde bulunan askeri üs var. Saldırılarda 200 PKK militanının görev aldığı ve teröristlerin 100’er kişilik iki gruba dağıldığı tahmin ediliyor.
Önce Çukurca ile başlayalım. Irak sınırının bir kilometre içinde olan Çukurca’da saat 01.00 sularında tam 5 ayrı nokta hedefe aynı anda saldırıyor PKK.
Birinci hedef Çukurca’nın 1 km kadar dışında bulunan 20’nci Jandarma Tugay Komutanlığı. İkincisi, ilçenin içinde Cumhuriyet mahallesindeki Jandarma Asayiş Bölük Komutanlığı binası. Üçüncü hedef, buranın yaklaşık 400 metre uzağında çarşının hemen arkasında bulunan Emniyet Müdürlüğü binası. Dördüncü hedef, Emniyet binasının hemen yanındaki polis lojmanları. Beşinci hedef, buradan yaklaşık 200 metre uzaklıktaki İlçe Jandarma Komutanlığı.
Ancak baskının ana hedefi Çukurca’da ateş açılan merkezler değil, Keklikkaya’daki askeri üs. Çukurca’daki asker ve polis unsurlarına düzenlenen saldırının daha çok dikkat dağıtmak ve ana hedef olan Keklikkaya üssüne kasabadan takviye gitmesini önlemek amacını güttüğü anlaşılıyor.
Zaten toplam 24 şehidin 21’i Keklikkaya’daki çatışmada hayatını kaybetmiş. Çukurca’da 5 ayrı noktada meydana gelen çatışmalarda ölen askerlerin sayısı 3.
UYDU İSTİHBARATI AKSAYINCA
Haber almayla ilgili zafiyet analiz edilecekse, öncelikle PKK’nın Çukurca’ya bu büyüklükte toplu bir baskın planladığına ilişkin bir istihbaratın gelmediğini vurgulamamız gerekiyor.
Planlamadan icra aşamasına geçildiğinde de haber alma sorunu yaşanıyor. PKK militanlarının eşzamanlı olarak Çukurca ilçesine ve Keklikkaya mevkiine doğru hareketlerinin tespit edilemediği, özellikle Çukurca’da sınırdaki gözetleme noktalarında bulunan termal kameraların da bir şey yakalamadığı anlaşılıyor.
Burada bilmediğimiz bir nokta, PKK militanlarının ne kadarının Irak’tan geldiği, ne kadarının Türkiye’nin sınırları içinden baskın bölgesine intikal ettiğidir. Bu arada, bazı PKK unsurları bizzat Çukurca’nın içinden de saldırıya katılmış olabilir. Her halükarda çok sayıda PKK’lı, ağır silahlarla ilçenin içindeki 4 ayrı noktaya aynı anda saldırı başlatacak bir şekilde hareket edebilmiş.
Amerika’dan uydu istihbaratı gelmediği kesin. Bu durum hava koşullarından da kaynaklanmış olabilir. Çünkü olayın başlamasından sonra Genelkurmay da hava koşulları nedeniyle insansız hava araçlarını da bölgeye sevk edememişti.
KAMUOYU İZAHAT BEKLİYOR
Taktik düzeyde yerel insan unsuruna dönük istihbarat faaliyeti söz konusu olduğunda, en azından asker açısından bu kanal kesilmiş durumda. Ankara’daki Türkiye Ekonomi ve Politika Araştırmaları Vakfı’ndan (TEPAV) terör uzmanı Dr. Nihat Ali Özcan, 2005’te TCK’da yapılan değişikliklerle kişisel veri toplamanın yasaklandığını hatırlatarak, “Bu yasal düzenlemeler askerin yetkisini de kaldırdı. Asker, insan odaklı taktik istihbarat üretmeye kalkarsa suç işlemiş olur” diye konuşuyor.
Bir dönem Başbakanlık Terörle Mücadele Koordinatörlüğü görevinde bulunmuş olan Emekli Orgeneral Edip Başer ise “Taktik istihbarat kadar devlet istihbaratı da önemlidir. Örgütün içinde istihbarat elemanlarının da olması gerekir” diye konuşuyor.
Kuşkusuz, bu yöndeki görüşlerin önemi yadsınamaz. Ancak ne olursa olsun, istihbarat alanında yaşanan zafiyette ve PKK’nın hedeflerin yanına bu kadar kolaylıkla sokulabilmiş olmasında operasyonel açıdan yine de izaha muhtaç sorular var. Vatandaşların zihnini kurcalayan sorular hakkında ilgili makamların yapacakları bir incelemeden sonra kamuoyuna doyurucu bir izahat verilmesi isabetli olacaktır.