Gündem

Çubuklu: TSK’da artık ‘andıç’ kelimesinin yerine ‘onay’ kullanılıyor

Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, “En kısa zamanda teslim olacağım” dedi.

13 Ağustos 2011 03:00

T24 - ‘İnternet Andıcı’ davasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakkında yakalama kararı çıkardığı isimler arasında yer alan Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, “En kısa zamanda teslim olacağım” dedi. Tümgeneral, internet andıcı davasından sonra Türk Silahlı Kuvvetler’inde artık ‘andıç’ kelimesinin yerine ‘onay’ kullanıldığını söyledi.


Genelkurmay Başkanlığı tarafından kurulduğu ve hükümet aleyhine kara propaganda yaptığı iddia edilen internet siteleriyle ilgili açılan davada savcı Cihan Kansız 22 kişi hakkında yakalama kararı istemişti. İnternet andıcı iddianamesinin kabulünden 10 gün sonra kararını açıklayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti 22 şüpheliden 14 ’ü için önceki gün oy birliği ile yakalama çıkardı. İşte hakkında yakalama kararı çıkarılan 14 isimden Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, Vatan gazetesine konuştu. Asıl internet andıcıyla ilgili kara propaganda yapıldığını söyleyen çubuklu, “Bu konuda birtakım değerlendirmeler yapılırken, kulaktan dolma kara propaganda yapılıyor. Ben, hayatım boyunca hukuk dışında bir işlem yapmadım. Hazırlıklarımı yapıyorum, mahkemenin yakalama kararına itiraz edip, en yakın zamanda teslim olacağım. Biz hukukçuyuz, hukuk dışına çıkmayız” dedi.



‘Onay, hukuki belge’


Tümg. Çubuklu, internet andıcının resmi bir belge olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:


“Andıç dediğiniz bir onay, bir ‘olur’dur. Bizim geçmişte işlendiği iddia edilen bir suçu örtbas etmemiz mümkün olabilir mi? Böyle bir suçlamayla karşılaşmak hoş değil. Andıç, yani şimdiki adıyla onay, hukuki bir belgedir. Biz de görevimizi yaparken hukuka aykırı bir şey var mı ona bakıyoruz.”



‘Denetleme yapıyoruz’


Yılda 10 bine yakın belgeye baktıklarını ifade eden Çubuklu, şöyle konuştu: “Biz bu dosyalardaki işlemlerin hukuka aykırı olup olmadığını denetliyoruz. Uygunsa imzalıyoruz, uygun değilse ‘düzeltin’ diyoruz. Düzeltmezlerse neden onaylamadığımızı belirtiyoruz. Bu şekilde onlarca işlem var. Daha sonra dosyalar onay katına gidiyor. Onay makamı ‘uygun’ derse, bunu bizimle bağdaştırmalarını anlamak mümkün değil. Bu görev alanıyla ilgili bir konudur. Verilen karar işletmiyorlarsa, bunun sorumluluğu onay verene ait değildir. Örneğin insanları taşımak için, insanlığa yararlı olsun bir otomobil yapılacak. Siz onay veriyorsunuz. O otomobil gidip adama çarpıp, öldürüyor. Burada onayı vereni mi sorumlu tutmak gerekir? Tümgeneral Çubuklu, 12 Haziran 2009’da İrtica ile Mücadele Eylem Planı ortaya çıkınca, suç unsuru yayın yapan sitelerle ilgili arşivin bilgisayar kayıtlarının silinip, tüm evrakların imha edilmesi iddialarıyla ilgili olarak ise, “İmha işlemlerini kesinlikle ben yaptırmadım. Benim böyle bir emir vermem mümkün olamaz. Hatta haberim olsa durdurur, engel olurdum” dedi. İnternet Andıcı davası kapsamında mahkemenin yakalama kararı çıkardığı diğer komutanlarla ilgili kararı işleme koyacak mercinin kendisi olduğu iddialarına da yanıt veren Tümgeneral Çubuklu, “Burada yetki Türk Silahlı Kuvvetleri Merkez Komutanlıklarına aittir. Merkez Komutanlığı’ndaki rütbeli birisi tarafından yapılır. Bağlı kuvvetler tarafından ilgili görevlendirme yapılır” diye konuştu.



‘Koşaner değiştirdi’


Tümgeneral Çubukçu, Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Işık Koşaner döneminden itibaren Genelkurmay’da “andıç” adının değiştirildiğini, yerine “onay”ın kullanıldığını da belirtti.



Kontrollü olsun diye 4 siteye indirildi


Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, önceki gün sabah gazetesinden Nazlı Ilıcak’a da çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu: “Nisan 2009 tarihini taşıyan internet andıcıyla, suç unsuru taşıdığı iddia edilen diğer internet sitelerini birbirinden ayırmak gerek. 1999’dan itibaren, kurulan 43 internet sitesi var. İddianameye göre, sorun 2 siteyle ilgili. Bunlardan biri irtica.org, diğeri turkatak.gen.tr. 3 Ocak 2007 ile 24 Şubat 2009 arasında hükümet aleyhine yayınlar yapılmış. Tabii ki böyle bir yayın suçtur. Kim bu yayınları yaptı ise, görevini kötüye kullanmıştır.”



‘Terör, Ermeni, irtica’


“Daha sonra kontrollü olsun, bu iş 4 siteyle yapılsın denildi. Terör meselesi, Ermeni konusu, irtica... İrtica denince, cebir ve şiddete dayalı radikal gruplardan söz ediyorum. Bunlardan, kurum içine sızanları takip açısından... Türk Silâhlı Kuvvetleri, bu sitelerle ilişkili görülsün mü, görülmesin mi konusu da tartışıldı. TSK dışında bu 4 sitenin oluşturulması kararı verildi. Taraf gazetesi o zamanlar pek bilinmiyordu. Gazeteyi okumuyordum. Bu yüzden, o yayından (internet siteleri ile ilgili haber) haberim olmadı. Ben zaten adli müşavir olarak yerindelik denetimi yapamam. Sadece hukuka uygun olup olmadığını araştırırım. 5651 sayılı kanun kapsamında bir inceleme yaptım. Yasaya göre, internet siteleri ya gerçek kişiler, ya tüzel kişiler üzerine alınabilir. Kimlikler belli olacak, kredi kartıyla alınacak... Ben sadece hukuki zeminin uygun-luğunu inceledim. Bana yılda 10 bine yakın evrak gelir. Sadece hukuka uygun olup olmadığına bakarım.”