Gündem

Cübbeli Ahmet Hoca: Rüya tabiri İslam'a uygun ancak yorumu sessiz okuyun, tabirlerden en iyisini seçin

'Rüyaları sesli okumayın çünkü etrafımızda çok ahmak insan var'

29 Ocak 2015 13:10

Rüya tabirinin İslam’a uygun olduğunu söyleyen Ahmet Mahmut Ünlü, “Rüya öyle ciddi bir şeydir ki, tabir ilmi öyle büyük bir ilimdir ki, ehli bulunduğu takdirde yanına alacağın adamdan, evleneceğin kadından, doğuracağından bütün hayatınla ilgili her konuyu çözebilirsin. Tabir ilmi derin bir şey. Diyanet’in sitesinden bakılabilir. Resmi sitedekiler mutlaka o tabirnamelerden tercümedir” dedi.

Kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ünlü, “Çünkü şu anda Diyanet’te tabir edecek kadar derin bir âlim yok. Tercümeyi de yanlış yapacak kadar cahil değillerdir. Bunda bir sorun olmaz. Ama size önerim; mesela rüyanda kavun yediğini gördün. Açarsın kavun maddesine bakarsın 20 tane yorum çıkar. İyi de vardır, kötü de. İçinizden okuyun. Çünkü sen orda sesli okurken “Kavun yemek kötüdür” dersin, orada ki biri de “Hah senin başına bela gelecek” der seni bağlar, kitler. Onun için sesli okumayın. Çünkü ahmak insan çok var etrafımızda. Okuduğunuz yorumlardan da en güzel olanını seçin. ‘O ülkede kıtlık olacak’ bu yorumu niye seçiyorsun. Veyahut da ‘Memleketin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ölecek’ bu şekilde tabirler çıkabilir” dedi.

Ahmet Mahmut Ünlü’nün Vahdet gazetesinin bugünkü (29 Ocak 2015) nüshasında yayımlanan, “Rüyada başına gelecekler bildirilir” başlıklı yazısı şöyle:

 

‘Rüyada başına gelecekler bildirilir’

 

Rüya tabiri dinimizce uygundur. Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bazı sahabeler ve birçok âlim rüya tabir etmiştir. Rüyada Mevla kulun başına gelecekleri bildirir. Ancak bu iş çok ince bir ilim olduğundan işin ehli olması lazım.

Rü­ya  tabiri sünnettir. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) sabah namazlarından sonra rüya tabir etmiştir. Bu hadis-i şeriflerde zikredilmektedir. “İçinizden rüya gören var mıdır?” diye sorardı Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem). Kişiler rüyalarını anlatırdı, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) de tabir ederdi. Hatta Huzeyme ibni Sâbit (Radıyallâhu Anh) rüyasında Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in alnı üzerine secde ettiğini görmüş ve bunu Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e anlatmıştı. Bunun üzerine Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Rûh rûha kavuşur” buyurmak sûretiyle mübarek başını eğerek ona rüyada gördüğü gibi yapmasını emretti. Huzeyme ibni Sâbit arka tarafından Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in alnı üzerine secde yaptı. (Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:21885, 36/209; İbnü Hibbân, es-Sahîh, no:7149, 16/98)

Şimdi secde kime yapılıyor? Secde Allah’a yapılıyor. Allah’tan gayrına secde yok. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in mübarek temiz alnı seccade durumunda oluyor. Yani doğru anlamak lazım. Ayının postunu tabaklasan ayının postuna secde yapmak caiz oluyor, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in alnından daha temiz yer mi bulacaksın?! Ayrı dava ama sakın siz bunu kendi aranızda denemeye kalkmayın. “Hocam yat da ben senin alnına secde edeyim” gibi laflar sapıklığa gider. Bu Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) zamanında vâki olmuş.

Bakın Rasûlüllâh rüya tabiri hususunda ilimler beyan etmiştir.

 

Gayb bildiriliyor

 

Kur’an’ı Kerim’de Yusuf Suresi’nde rüya ile gayb bildirildiği buyruluyor. “İki hapis arkadaşından birinin idam edileceği, birinin kralın yakınına gideceğini” bildirmiştir. Peygamberlere de Allah gaybı bildirir. Velilere de keramet tarikiyle bildirebilir.

Rüyada zaten Mevla kulun başına gelecekleri bildirir. Bazı rüyalar tabire muhtaç değildir. Görüldüğü gibi çıkar. Bazı rüyalar çok derin manalar içerir, ters manalar içerir. Hani derler ya: “Rüya tersine çıkar” diye. Rüya tersine değil de, rüya tabir edenin tabirine göre çıkar.

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Rüya bir kuşun gagasında gibi durur, tabir edilene kadar kesinleşmez, tabir edildiği anda hangi şekilde tabir edildiyse o gerçekleşir” (İbnü Hibbân, es-Sahîh, no:6055, 13/420) buyuruyor.

Bundan dolayı tabircilere dikkat etmek lazım. Mesela seni kıskanan, seni sevmeyen, senin hakkında iyi şeyler düşünmeyen insanlara rüya tabir ettirmemek lazım. Çünkü adam iyiye hamledilecek rüyayı ciddi manada kötüye yorar. Kötüye yormakla da seni, o kötü işe müptela eder. Mesela “Sen kaza yapacaksın böyle görüyorum.” der. Hâlbuki bunu demese o olmayacak. O halde tabirin iyi niyetlere yaptırılması lazım. Bir de o kişinin “Tabir ilmi var mı, yok mu?” onu bilmek lazım.

 

Meşhur birkaç âlim var

 

Hadis-i şerife göre bir rüya seni ürküttüğü zaman, kalktığın zaman hemen 3 kere Eûzu çekip şeytandan Allah’a sığınıp, sola doğru 3 kere tükürdüğün zaman daha bu rüya sana zarar vermez. Ama tabi sen onu illa tabir ettireyim dediğin zaman tabiri çok iyi bilen, manasını çok iyi bilen insanlar arayıp bulman gerek.

Rüya tabiri konusu dinimizce uygundur. İmâm-ı Nablusi Hazretleri var bu konuda yetkili âlimlerden. “Ta‘tîrü’l-enâm fî ta‘bîri’l-menâm” isimli rüya tabiri kitabı var. Tercüme de edilmiştir. Bunun yanı sıra Diyanet’in sitesi var. Bazı siteler var ben onlara baktım. İmâm-ı Nablusi’nin tabirlerinde geçene uyuyor. İmâm-ı Cafer-i Sâdık’tan tabirler gelir, İmâm-ı Muhammed el-Mısîrî’nden gelir. Bu husuta meşhur birkaç âlim vardır. Çok fazla yoktur.

 

Güneş ve Ay’ın savaşı

 

Geçenlerde bir kitaptan çok ilginç bir şey okudum. Adamın biri Hazreti Ömer Efendimiz’e geliyor. “Güneş ve ayın birbiriyle savaştığını gördüm. Her birinin de yanında yıldızlar vardı” diyor. Hazreti Ömer de ona: “Sen hangisiyle beraberdin” diye soruyor. Adam da: “Ay ile beraberdim” diye cevaplıyor. Bunun üzerine Hazreti Ömer: “Seni bundan sonra hiçbir işimizle görevlendirmiyorum. Seni azlediyorum” demiş.

 

Adamı uzaklaştırmış

 

Adam hiçbir şey anlamamış. Hazreti Ömer neyi anladı rüyadan? Güneş: Hazreti Ali. Ay: Hazreti Muaviye. Her birinin etrafında yıldızlar var, yani sahabeler var. İkisinin etrafında sahabeler vardı ama Hazreti Ali haklıydı. Hazreti Ömer içtihat hatası da olsa “Hatalı tarafta bulunmuşsun. Benim işlerimde de hata yaparsın. İşlerimi bozarsın” düşüncesiyle adamı uzaklaştırmış. 

 

Tabiri sessiz okuyun

 

Rüya  öyle ciddi bir şeydir ki, tabir ilmi öyle büyük bir ilimdir ki, ehli bulunduğu takdirde yanına alacağın adamdan, evleneceğin kadından, doğuracağından bütün hayatınla ilgili her konuyu çözebilirsin. Tabir ilmi derin bir şey. Diyanet’in sitesinden bakılabilir. Resmi sitedekiler mutlaka o tabirnamelerden tercümedir.

 

Güzel olanı seçin

 

Çünkü şu anda Diyanet’te tabir edecek kadar derin bir âlim yok. Tercümeyi de yanlış yapacak kadar cahil değillerdir. Bunda bir sorun olmaz. Ama size önerim; mesela rüyanda kavun yediğini gördün. Açarsın kavun maddesine bakarsın 20 tane yorum çıkar. İyi de vardır, kötü de. İçinizden okuyun. Çünkü sen orda sesli okurken “Kavun yemek kötüdür” dersin, orada ki biri de “Hah senin başına bela gelecek” der seni bağlar, kitler. Onun için sesli okumayın. Çünkü ahmak insan çok var etrafımızda. Okuduğunuz yorumlardan da en güzel olanını seçin. “O ülkede kıtlık olacak” bu yorumu niye seçiyorsun. Veyahut da “Memleketin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ölecek” bu şekilde tabirler çıkabilir.

 

Zarar verirsin

 

Tabir de sultan der tabi yönetici manasında. Sen şimdi bu yorumu niye seçiyorsun?! Onu seçersen olmaz. Millete zarar verecek tabirleri seçmiş olursun. Bundan dolayı gördüğünüz rüya ile ilgili en iyi tabiri bulur, o tabiri seçersiniz.

 

Her kula özel muamele

 

Peygamberlerin rüyası vahiydir. Bağlayıcıdır. Ayet ve hadis gibidir. Peygamber olmayan salih adamların rüyası salihtir. Ama gavurun bile gördüğü rüya doğru çıkabilir. Mesela Yusuf (Aleyhisselâm)ın hapishanedeki arkadaşları daha gavurken o rüyayı görmüşler.

 

Ruh, kalp vermiş

 

Yani şirk içindeyken gördükleri rüyayı tabir etmiştir Yusuf (Aleyhisselâm). Dolayısıyla birine “Sen bozuk adamsın. Fasıksın, kafirsin senin rüyanın manası yoktur” denmemelidir. Allah’ın kulu olmak yeterlidir. Allah’ın her kuluna özel muamelesi var. Ruh, kalp vermiş. Rüya gösteriyor ona. Ama seni bağlamaz o ayrı dava. Rüya gören buna kendisi mana vermeli veya aklı başında âlimlere tabir ettirmelidir.