Gündem

Çözüm sürecinin bitmesinde etkili olmuştu; polise silahlı saldırı davasında 6 çocuk beraat etti

Gerekçe: Her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemedi

01 Mart 2018 11:31

23 Temmuz 2015’te 'çözüm süreci'nin bitmesinde etkili olan trafik polisi Tansu Aydın’ın şehit edildiği olaya ilişkin Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava sonuçlandı. Altı çocuğun yargılandığı davada mahkeme, tek kanıtın yüzde 50 oranında zihinsel engelli olduğu anlaşılan A.Ç. adlı çocuğun anlatımlarından oluştuğunu, suçlanan diğer beş çocuğun olay anında şehrin başka noktalarında bulunduğunu belirterek, 6'sının da beraata karar verdi.

IŞİD'in 20 Temmuz 2015’te Suruç’ta canlı bomba saldırısı düzenleyerek, 33 genci katletmesinden sonra PKK tarafından eylem çağrıları yapılmış; bir gün sonra Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis memuru evinde uyurken şehit edilmişti. 23 Temmuz’da da Yenişehir Belediyesi çöp kamyonunun karıştığı trafik kazasına müdahale için giden polis memuru Tansu Aydın şehit edilirken, arkadaşı da yaralanmıştı.

Saldırıdan sonra 17 yaşındaki A.Ç. adlı bir çocuk gözaltına alındı. A.Ç., saldırıyı arkadaşları H.K. ile M.A.’nın planladığını; N.A., Y.K. ve M.C.B.’nin olay yerinde olduğunu ileri sürdü. A.Ç., “M.A., Kobani için toplantı yapacağımızı söyledi. Bir kahveye gittik. Y.K., H.K. ve M.C.B. de oradaydı. Kahvede, polise eylem yapacağımızı söyledi. Polislere ateş edilirken oradaydım. M.A. ve H.K. ateş etti” dedi. İddianamede, eylemin PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H tarafından yapıldığı iddia edildi.

Olay yerinde değiller

Hürriyet gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre, Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 21 Ocak 2018’de görülen 11. duruşmasında savcılık, sanık çocuklara beraat verilmesini istedi. Mütalaada, polis Aydın’ın bu sanıklar tarafından öldürülmesine ilişkin şüphenin A.Ç.’nin beyanları üzerine doğduğu, bu kişinin savcılık aşamasında ilk ifadesini baskı altında verdiğini söylediği belirtildi. N.A.’nın o gün evden hiç çıkmadığı; kamera kayıtlarına göre Y.K., H.K. ve M.C.B.’nin olay yerine hiç gelmedikleri, 250 metre ile iki kilometre uzakta görüldükleri, M.C.B. ile Y.K.’nin farklı adreslerde bulundukları ve birbirlerine ters yönde hareket ettikleri ifade edildi. Bu nedenle “Her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği” için beraata karar verilmesi istendi. Bugün görülen karar duruşmasında, delil yetersizliğinden beraata karar verildi.