T24 - Emin Çölaşan, kendisi ve Bekir Coşkun için "Bunlar ikisi benim kankam" diyen İklim Bayraktar'ı ne zaman ve nasıl tanıdığını, en son ne zaman gördüğünü köşesinde yazdı.
Emin Çölaşan'ın Sözcü gazetesinde "Ve İklim Bayraktar olayı" başlığı ile yayımlanan bugünkü (11 Mart 2011) yazısı şöyle:
Yeri gelmişken, son olayların kahramanı olan İklim Bayraktar hakkında birkaç şey söylemek isterim. Bana ilk gelişini anımsıyorum. Hürriyet’e sanırım 1980’li yılların sonunda küçük bir kız çocuğu geldi. Gazeteci olmak istiyordu. İstanbul'da oturuyordu ve benim yapacağım bir şey yoktu.
Aradan uzun yıllar geçti, geçen yaz Ankara'da rastlaştık. Evlenmiş, Ankara'ya taşınmış.
Sözcü’nün Ankara bürosuna bir kez bundan aylar önce, bir kez de yaklaşık bir ay önce ziyaretime geldi. Son geldiğinde odatv'de yazmaya başlamıştı ama o iş kendisini kesmiyordu.
Para almadan Sözcü'de yazmak istediğini söyledi.
Böyle bir şeyin mümkün olmadığını, dışarıdan yeni birilerine bizim gazetenin yazı yazdırmadığını, bu konuda ilke karan alındığını anlattım.
O süreçte başka yayın kuruluşlarına gidip aynı istekte bulunduğunu şimdi öğreniyoruz.
Bir de kitap projesi vardı. Bazı yaşadıklarını, anılarını, uğradığı haksızlıkları ve başına gelenleri kitap yapmak istiyordu. Bana danıştı. İlginç olaylar anlatıyordu. Yazmasını söyledim.
(Konuştuğumuz zaman odatv olayı, gözaltılar, tutuklamalar ve CHP olayı yoktu.)
İstanbul'da savcıya verdiği ifade bizim gazeteye de ulaştı. Ekinde İstanbul'da polise verdiği 25 sayfalık ifadesi de vardı. Orada bir cümlesine takıldım. Biriyle yaptığı ve dinlenen telefon konuşmasında şöyle demiş:
"Bir savaşçı gibi ne yapacaksak yapalım. Bana yollayın şu belgeleri de, ben de tanıdığım gazetecilere yollayayım en azından. Bekir Coşkun’a, Emin Çölaşan'a. Bunlar ikisi benim kankam.
Ben ne dersem onu yapıyorlar yani."
Dün Bekir'i aradım, İklim’i tanıyıp tanımadığını sordum:
"Gazeteye gelip benimle bir röportaj yaptı, referans olarak da seni gösterdi. Beni Emin abiye sorabilirsiniz dedi" diye yanıt verdi.
Tanıdığım kadarıyla İklim, gazetecilik aşkı ve hırsıyla yanıp tutuşan, hep haksızlığa uğradığına, bu meslekte çok daha iyi yerlere gelmesi gerektiğine, kendisine fırsat verildiği takdirde çok başarılı işler yapacağına inanan biriydi.
Sonra olanlar için bir yorum yapamıyorum çünkü anlamıyorum!