Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, "Çok satan dini kitaplarla ilgili vahim iddia" başlıklı yazısında, Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nun "Türkiye'de en çok satan 20 dini kitabın 20'si de sorunlu kitaplardır" iddiasını okurları ile paylaştı. Öztürk, Bardakoğlu'nun "İsim vermeyeyim, 20'si de din konusunda zihinleri iyice alıp bir taraflara doğru savuran kitaplardır ve vahim bir durumdur" ifadesini aktardı.
Saygı Öztürk'ün "Çok satan dini kitaplarla ilgili vahim iddia" başlığıyla yayımlanan (13 Haziran 2017) yazısı şöyle:
15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu Raporu, daha çok Komisyon Başkanı Reşat Petek'in görüşlerini yansıtan bir belge oldu. Komisyonun yalnız CHP, MHP ve HDP'li üyeleri değil AKP'li üyeleri de raporda yer almasını istedikleri bölümlerin bulunmadığını anlattı.
150 bine yakın kamu görevlisi ihraç edildi, açığa alındı ya da haklarında adli‐idari soruşturma başlatıldı. Siyasi ayağı olmayan bir yapının bu kadar büyümesinin mümkün olmadığını herkes bilir bilmesine ama uzandığı tahmin edilen yerler nedeniyle bunun üzerinde durulmuyor. Sizce siyasi ayak hangisi ve ona niçin dokunulmuyor?
Damat beyler de aralarında
Darbe girişimine katılan askerler “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs”, FETÖ'ye destek verenler ise “terör örgütü yöneticiliği, üyeliği ve örgüte destek” suçlamalarından yargılanıyor. FETÖ bağlantılı ya da darbe girişimi içinde yer aldıkları gerekçesiyle 50 bin 402 kişi tutuklandı. Cezaevlerinde yer olsa tutuklu sayısı daha da artacak, “adli kontrol” kararıyla serbest bırakılan 47 bin 136 kişinin belki de önemli bir bölümü cezaevinde tutuluyor olacaktı. Şu anda, devletin neredeyse en büyük yatırımları cezaevleri için oluyor. Cezaevlerinin kapasitesinin önemli ölçüde artırılması için çalışılıyor.
Polis gelip evlerinden alınca, bu kişilerin örgüt mensubu, darbeci olduğu aklınıza geliyor. Öyle düşünmeyin. Bakın 4 bin 264 kişi emniyete götürüldü ama orada savcılığa bile sevk edilmesine gerek duyulmadan, 9 bin 233 kişi ise savcılık ya da mahkeme tarafından tutuklama veya adli kontrol kararı verilmeksizin serbest bırakıldı. Hakkında tutuklama kararı verilen 7 bin 969 kişi, cezaevine gönderildikten sonra yapılan itirazlar üzerine tahliye edildi. Bunlar arasında “damat beylerin” bulunduğunu da hatırlatalım. Hakkında adli işlem başlatılanlardan 7 bin 605 kişi ise kaçak durumda...
Şu anda 2 bin 581 yargı mensubu, 167'si general‐amiral olmak üzere 6 bin 982 asker, 8 bin 816 polis, 23 vali, 72 vali yardımcısı, 112 kaymakam ve 31 bin 550 sivil ve kamu görevlisi de tutuklananlar arasında...
"Çok acı bir sonuç çıktı"
Komisyon tutanaklarının satır aralarında çok önemli konular da yer alıyor. Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ile MHP'li Komisyon Üyesi Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan arasında şu konuşma geçti:
Erdoğan: Herkes bir dini yayın yapabiliyor bu ülkede. Belki hukuki olarak da buna bir engel yok. Ama İslam diniyle ilgili yapılan yayınları inceleyen bir yapısı var mı Diyanet'in? Bugüne kadar böyle bir şey yapıldı mı? Eğer bugüne kadar yapılmadıysa bundan sonra böyle bir şeyin yapılmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz?
Bardakoğlu: Türkiye'de en çok satan dini kitaplar üzerinde bir çalışma yapalım, Türkiye'deki dini hareketlilik, dini düşüncedeki yönelişler nedir diye bir çalışma yapalım dedik. Çok acı bir sonuç ortaya çıktı. Türkiye'de en çok satan 20 dini kitabın 20'si de sorunlu kitaplardır. İsim vermeyeyim, 20'si de din konusunda zihinleri iyice alıp bir taraflara doğru savuran kitaplardır ve vahim bir durumdur.
Erdoğan: Paralel yapıdan ülke olarak çok çektik. Bundan sonrası için ne gibi önlemler alınmalı?
Bardakoğlu: Türkiye'deki dini cemaatleşmelerin dikkatle izlenmesi ve kendi alanında kalmasının sağlanması gerekmektedir. Bir cemaatleşme, siyaset, ticaret ve eğitim gibi üç alana kaydığı sürece zihinlerde benzeri sapmaların yaşanabileceğini ve bunun da ileride bir başka boyuta doğru evrilebileceğini ben şahsen düşünürüm. Tarih boyunca böyle oldu. On dört asırlık İslam tarihi boyunca ne zaman bu sahanın dışına çıkılmış ise bu böyle olmuştur.
İlginç bir isim daha vardı
AKP'li üyelerin önerisiyle dinlenen isimlerden biri de FETÖ'nün eski Kıbrıs İmamı H.P. idi. Bu kişi, komisyon üyelerine verdiği ve arkasından “yanlışlık oldu” deyip toplamaya çalıştığı özgeçmişinde, referans olarak kabinedeki etkili bir bakanın adını yazmıştı. O bakanın cemaat okullarında okumasına rağmen cemaatçi olmadığını söylemek için geldiği anlaşıldı. “Bunu söylemek için mi geldiniz?” diye sorulduğunda, o bakanla iki yıldır dargın olduğunu söyleyip gitti. Reşat Petek'in başkanı olduğu komisyon aslında daha etkili bir rapor hazırlayabilirdi. Ancak o kadar müdahaleye rağmen bilgisine başvurulanlar arasında çok şey anlatanlar oldu. Bugün dikkate alınmayan belgelerden, ilerde yararlanacak olanlar mutlaka çıkacaktır.