Çocuk istismarlarıyla ilgili 6 bakanın görev yaptığı komisyonun 4 üyesi 24 Haziran sonrası kabine dışı kaldı. Şubat ayından beri hiçbir çalışma ortaya koymadığı iddia edilen komisyonun istismarlara yönelik herhangi bir somut adım atmadığı kaydedildi.
Birgün'den Rabia Yılmaz'ın haberine göre, çocuk istismarıyla ilgili altı bakanın görev yaptığı 15 üyeli komisyonun 19 Şubat 2018’de kurulmasının üzerinden 211 gün geçti. Yapılacak bir yasal düzenlemeye altyapı oluşturması amacıyla rapor hazırlamakla görevlendirilen komisyonun üyesi dört bakan 24 Haziran sonrası kabine dışı kaldı. Komisyon bu süreçte hiçbir çalışma ortaya koymadığı gibi siyasi iktidar da çocukları koruyacak politikalar konusunda somut bir adım atmadı. Çocuklar kaçırılmaya, öldürülmeye ve istismara uğramaya devam ediyor. AKP iktidarı döneminde çocuk istismarı yüzde 700 arttı, ancak her olaydan sonra gündeme gelen ‘hadım etmek’ ya da ‘idam’ tartışmaları arasında sorun görmezden geliniyor. Uzmanlar ve çocuk hakları savunucuları ise sorunun idam ya da hadım etmek ile çözülemeyeceği daha yapısal çözümler bulunması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Ceza son adım
Çocuklara yönelik cinsel istismarda, cezanın önleyici bir politika olmadığını ifade eden Çocuk Hakları Avukatı Seda Akço Bilen, “İstismar ailede, okulda, tanıdık çevrede ya da spor kulüplerinde yaşanıyor. Bazıları ensest biçiminde, bazıları küçük yaşta evlendirilme olarak yaşanıyor. Yapılma biçimi, dolayısıyla saikleri de birbirinden farklı. Bu nedenle bunların her biriyle farklı yöntemlerle başa çıkmak lazım. Ama önce sorunu anlamamız lazım. Daha sonra da tüm istismar biçimlerini önlemek için doğru bir sistem kurmak gerekiyor. Tek bir istismar biçimi engellenmekle aşama kaydedilemez” dedi.
Okullardaki istismarlara da dikkat çeken Av. Bilen, şunları söyledi: “Okuldaki öğretmen istismarının bu kadar yaygın olmasını cezayla önleyebilir misiniz? Önleyemezsiniz. Çünkü burada çok ciddi bir ahlaki sorun var. Toplumdaki yetişkinlerin çocuklarla evlenmesine normal bakan bu bakış açısıyla cezalandırma ile mücadele edemezsiniz. Peki, bu bakış açısıyla mücadele için devlet ne yapıyor? İstismarla mücadele için eğitim sistemi içerisinde bir düzenleme var mı? Meslek eğitimleri içerisinde bunlarla mücadele edecek unsurlar yer alıyor mu? Bu davranışta bulunanlar meslekten men ediliyor mu? Tüm bunlara bakmamız lazım. Mesela yeni dönemde okuldaki istismarların önlenmesi için ne yapıldı? Fiziksel, duygusal ya da cinsel öğretmen istismarını önlemek için yeni dönemde Milli Eğitim sisteminde neler yapıldı bunu sorgulamamız lazım.”
Yüzleşmekten kaçıyorlar
CHP Milletvekili Av. Sera Kadıgil de sorunun kökenine inilmesi gerektiğini ancak iktidarın her olaydan sonra sözde ‘çözüm’ler ürettiğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Cinsel istismar vakalarıyla ve bu vakalarda sıklıkla karşılaştığımız adaletsizlikle baş edemeyen daha doğrusu baş etmeyi tercih etmeyen mevcut iktidar, geçmişte olduğu gibi bugün de sadece popülist bir takım söylemlerde bulunmakla yetiniyor ancak sorunun kökeni tartışılmıyor. Hadımın ya da daha vahimi idamın makul çözüm önerileriymiş gibi tartışılmasının sebebi cinsel istismar davalarını ‘bir sapığın işi’ seviyesine indirgeyerek sorunun toplumsal kökenleri ile yüzleşmekten kaçınmaktan ibaret.
İdam çözüm değil
Burada idama özel bir başlık açmak gerekirse Hukukta cezanın caydırıcı ve rehabilite edici olmak üzere temel iki amacı vardır. İdam bu bağlamda bir ceza değil, ancak bir intikam yöntemi olarak yorumlanabilir. Kaldı ki bu tür suçlara ceza olarak idam getiren ülkelerdeki suç oranlarında herhangi bir azalma olmaması da idamın bir çözüm olamayacağının en somut
göstergelerinden biridir.”
10 yılda yüzde 700 arttı
Cinsel istismar faillerinin yüzde 5’i ortaya çıkarken, yüzde 95’i gizli kalıyor
Ensest ilişkilerden bin cinsel istismar failinden sadece biri açığa çıkıyor.
Adliyelerdeki dört tecavüz vakasından biri çocuklarla ilgili
İstismarların yüzde 66’sı akraba, komşu gibi tanıdık kişiler tarafından yapılıyor
İstismarcıların yüzde 9’u çocukla aynı evde yaşıyor
Son 10 yılda çocuk istismarı vakaları yüzde 700 arttı
Adalet Bakanlığı’nın 2015 verilerine göre, yılda ortalama 17 bin istismar davası açılıyor. Yılda ortalama 8 bin çocuk cinsel istismara uğruyor.
Eğitim Sen, 2016-2017 Yıl Sonu Eğitimde Cinsiyetçilik Raporu’nda 2017’nin ilk 5 ayında 182 çocuk istismara uğradı.
2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçti.
ECPAT 2015 yılı Türkiye Raporu’na göre; çocuklar, Türkiye’de cinsel şiddete en fazla maruz kalan grubu oluşturuyor. Türkiye’deki cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işleniyor.
Çözüm belli, uygulama yok
Seda Akço Bilen, Aile Bakanlığı’nın Çocuk Koruma Hizmetleri Koordinasyon Strateji Belgesi’nde istismarı önlemek için doğru sistemin nasıl kurulması gerektiğinin belirtildiğini, ancak somut bir adım atılmadığını kaydetti. Bu belgenin erken uyarı sisteminin bir parçası olduğunu ve olayın yaşanmadan fark edilmesini sağlayacağını ifade eden Avukat Bilen, şu değerlendirmeleri yaptı:
Araştıracağız, veri toplayacağız ve nerede sorun varsa oraya müdahale edecek bir biçimde çalışacağız. Bizim elimizde doğru düzgün veri yok. O nedenle ilk yapılması gereken şey; bu sorunu anlayamaya yarayacak düzgün veri toplamak, bu veriyi kamunun kullanımına açmak ve aynı zamanda da araştırmalar yapmak lazım. Bu alan çok zayıf.
Doğumundan itibaren çocuğun bakımında ebeveyne eşlik edecek bir kamu hizmetinin de bulunması lazım. Yani 0-2 yaş arası aile hekimi kontrolünde, 6 yaş sonrası da öğretmenler devreye giriyor. Ancak 2-6 yaş arasında bir boşluk var ve bu boşluğun doldurulması, çocuğun takip edilmesi lazım. Aile hekimi ile öğretmeni buluşturmak lazım.
Çocuk alanında çalışan kişiler, hangi ihmallerin istismara sebebiyet verdiğini biliyorlar. Eğer çocuğu devamlı takip eden bir kamu çalışanı olursa ve o evde bu işaretleri bilen birisi olursa, çocuk istismara uğramadan durumu fark eder ve müdahale eder.
Çocuk bir şekilde anlatır, yeter ki dinleyelim
Çocuğa yönelik istismarın uzmanlara göre çocukta bazı değişikliklere yol açtığı düşünülüyor. Önemli olanın çocukları korumak olduğunu belirten uzmanlar, yine de bazı durumları alarm olarak nitelendirebiliyor.
Uyku sorunu ve karanlıktan korkma.
Karın ağrısı ve iştah azalması.
Ruh halinin aniden değişmesi, durup dururken öfkelenme ya da başka tepki verme.
Bazı insanlara karşı korku ve onlarla yalnız kalmama isteği.
Biraz büyük yaştaki çocuklarda yatağa idrarını yapma, parmağını emme ve sadece tanıdığı kişilerle iletişim kurma.
Başka bir yetişkinle olan sırrını açıklamayı reddetme. Sürekli yeni ve kendinden oldukça yaşlı arkadaşından bahsetme.
Çocuğun aniden bol miktarda harçlığının olması.