Dünya

Çin'den Tokyo'ya: Sesimize kulak verin

Çin'in tartışmalı adaların bulunduğu bölgeye bin balıkçı teknesi gönderdiği iddialarını da yanıt verdi

18 Eylül 2012 20:24

 

Çin yönetimi, Güney Çin Denizi'ndeki takım adalar konusunda Tokyo yönetimine ''Çin halkının haklı sesine kulak vermesi'' çağrısında bulundu.
 
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hong Ley, bugün ülke genelinde yapılan protesto gösterilerine ilişkin olarak Tokyo yönetimini ''Çin halkının haklı sesine kulak vermeye'' davet etti. Çinli sözcü Hong, protesto gösterilerinin Japonya'nın adaları satın aldığını ilan etmesinin ardından meydana geldiğini de iddia etti.
 
Japonya'nın tek taraflı tutumundan vazgeçmesi gerektiğini söyleyen sözcü Hong, Tokyo yönetiminin bir an önce doğru tavrı takınması, bölgede barış ve istikrarı zedeleyecek eylemlerden uzak durması gerektiğini belirtti.
 
Çin'in 18 Eylül 1931 tarihini (Çin'e göre Japonya'nın Çin'i işgale başladığı tarih) unutmadığına vurgu yapan Hong, ''Çin, başkaları tarafından kolaylıkla zorbalık uygulanacak devirleri çoktan geride bıraktı. Ne Çin devleti, ne de 1 milyar 300 milyonluk Çin halkı ülke topraklarının satın alındığı gibi bir gerekçeyle işgale uğramasına seyirci kalmayacaktır'' ifadelerini kullandı.
 
Çin'in tartışmalı adaların bulunduğu bölgeye bin balıkçı teknesi gönderdiği iddialarını da değerlendiren Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hong Ley, ''Diaoyü adaları antik çağlardan bu yana Çin'in kendi toprağı, Çinli balıkçıların ise geleneksel avlanma bölgesidir. Dolayısıyla halkımızın balıkçılık amacıyla adanın çevresinde avlanması son derece doğaldır'' dedi.
 
 

ABD'ye füze kalkanı uyarısı

 
 
ABD ile Japonya arasında imzalanan füze savunma sistemi anlaşmasını da değerlendiren Çin Dışişleri Bakanı sözcüsü Hong Ley şunları söyledi: "Füze kalkanı meselesi tüm dünyanın ve bölgenin stratejik dengesi ve karşılıklı güven meselesidir. Ülkeler, kendi güvenliklerini koruma amacı ile başka ülkelerin güvenliğini tehdit edecek adımlar atmamalı. Umarız ABD, dünyada ve bölgede stratejik dengelerin ve istikrarın korunması ve karşılıklı stratejik güven ilişkisinin temini adına bu problemi dikkatli bir şekilde ele alır.''