T24 / Çeviri *
Çin’in Birleşmiş Milletler’de Suriye’deki kimyasal saldırıyı kınama kararında çekimser kalması, geçen hafta görüşen Çin lideri Şi Cinping ile Donald Trump arasında gelişen sıcak ilişkilerin en önemli işareti oldu.
2011'den bu yana BM Güvenlik Konseyi’nde altı ayrı Suriye tasarısını Rusya ile birlikte veto eden Çin, çarşamba günü düzenlenen ve ABD’nin geçen haftaki kimyasal saldırının kınanması için önerdiği oylamada çekimser oy kullandı. Bu durum, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın başlıca müttefiki olan Rusya’yı, karara itiraz eden tek veto yetkisine sahip ülke haline getirdi.
Oylama, Çin liderinin geçen hafta ABD liderinin Florida’daki evinde ilk defa bir araya geldiği Trump’la dostça ilişkiler kurma niyetini ortaya koydu. Trump’ın kimyasal saldırıya karşı Suriye’deki hava üssüne yaklaşık 60 kruz füzesi atma yönündeki tek taraflı kararı, Asya ülkelerinde Çin’in yakın müttefiki Kuzey Kore’ye de benzer bir saldırı olabileceğine yönelik endişeleri artırdı. Çin hükümetindeki dış ilişkiler danışmanlarından olan Pekin’deki Renmin Üniversitesi Amerika Çalışmaları Merkezi direktörü Şi Yinhong, Çin’in çekimser oy kullanmasını Trump’a karşı bir "iyi niyet jesti" olarak niteledi. Çin Suriye’de iç savaş başladığından beri Esad hükümetine karşı askeri eyleme karşı çıkıyor ve siyasi çözümden yana olduğunu söylüyor.
Şi, “Bu durum Çin liderinin Trump’la iyi ilişkiler kurma arzusunu gösteriyor, ancak sonuçta Rusya ile ilişkiler zarar görebilir. Özellikle Kuzey Kore’nin nükleer programı konusunda Çin’in uluslararası düzeyde daha fazla işbirliğine açık olduğunun bir işareti" dedi.
Çin yönetiminden ismini açıklamayan üst düzey bir isim ise, Çin’in çekimser oy kullanma kararında Şi’nin Trump ile yaptığı görüşmenin rol oynadığı görüşünde. Çin’in BM Büyükelçisi Liu Jieyi, oylamayla ilgili yaptığı açıklamada, kararın çeşitli bölümlerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi ancak ayrıntı vermedi. Trump da gazetecilere yaptığı açıklamada, Şi’den Kuzey Kore’nin ABD’ye saldırı kapasitesine sahip olan ve Amerika’nın müttefikleri Japonya ve Güney Kore’yi de endişelendiren nükleer silah programını terk etmesi için baskı yapmasını istediğini söyledi. Kuzey Kore’nin ABD yaptırımlarına karşı altıncı nükleer bomba denemesine hazır olduğuna yönelik kanıtlar, tansiyonu daha da yükseltiyor.
Trump, çarşamba günü Beyaz Saray’da NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile düzenlediği basın toplantısında, “Devlet Başkanı Şi doğru olanı yapmak istiyor. Sanırım Kuzey Kore konusunda bize yardım etmek istiyor” dedi.
Etkili torunlar
Hem Beyaz Saray hem de Çin devlet basını, geçen hafta yaptıkları 18 saatlik görüşmede iki lider arasında gelişen kişisel ilişkiye ve Trump’ın beş yaşındaki torunun Çince yeteneğini Şi’ye göstermesine vurgu yaptılar. Üst düzey bir yetkili de, Trump’ın torunlarının bu ilişkide büyük etkiye sahip olduğunu ifade etti.
Trump’ın ticaret, Kuzey Kore ve Tayvan konusunda Çin’e meydan okuma tehdidi, dünyanın iki lider ekonomisi arasındaki hassas diplomatik dengeyi sarsma riski taşıyor. Çinli yetkililer, iki lider arasında şubat ayında gerçekleşen ve Trump’ın uzun vadeli Tayvan politikasını yeniden dile getirdiği telefon görüşmesi öncesinde, haftalar boyunca kapalı kapılar ardında Trump’la ve ailesiyle ilişkileri tesis etmek için çalıştı. Sonunda iki lider geçen haftaki zirvede bir araya geldi.
Trump, Wall Street Journal’da çarşamba günü yayınlanan röportajda, uslu durmayan komşusuyla başa çıkması için yardım etmesi halinde Çin’e ticaret baskısını azaltma vaadinde bulundu. Çin, Kore Savaşı’nda ABD öncülüğündeki koalisyonun köşeye sıkıştırılması konusunda Kuzey Kore’ye yardım etmişti ve tecrit edilmiş ülkenin başlıca ticaret ortağı olmaya devam etti.
Ticaret ve güvenlik
“Büyük bir iş başarmak istiyorsanız Kuzey Kore sorununu çözün” diyen Trump, böyle bir çözümün Çin’le ticaret açığı yaşanmasına değeceğini kaydetti. Aynı röportajda ABD Başkanı, kampanya sürecindeki söylemlerinden geri adım atarak, yönetiminin Çin’i ticari avantaj sağlamak için para birimini maniple etmekle suçlamayacağını ifade etti. Çin, ABD’nin müttefiki ve komşusu Kuzey Kore’ye sınırlı da olsa bir askeri eylemde bulunmasına karşı çıkıyor. Böyle bir eylem, iki tarafı da daha büyük bir çatışmaya sürükler ve mültecilerin Çin sınırına akın etmesine yol açar. Devlete bağlı basına göre, Trump’la çarşamba günü telefonda görüşen Şi, Çin’in Kore Yarımadası’ndaki nükleer silahlardan kurtulmak için müzakerelerin tek yol olduğuna inandığını vurguladı.
ABD, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un dedesinin cumartesi günü kutlanacak doğum gününde yeni bir nükleer deneme gerçekleştirebileceği söylentileri arasında, bölgeye bir savaş filosu göndermişti. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, ABD’deki This Week programında, Suriye saldırısının Pyongyang’a da bir mesaj olduğunu belirterek, yönetimin Kuzey Kore’de rejimi değiştirme hedefi olmadığını söyledi.
Petrol ambargosu
Komünist Parti’ye yakın Global Times gazetesi, Çin hükümetinin Kuzey Kore’ye karşı önlemlerin artırılmasına destek vermek istediğine işaret etti. İsimleri açıklanmayan ABD’li yetkililerle görüşen Reuters’ın haberine göre, Trump yönetimi de, Kuzey Kore’ye petrol ihracatına ambargo getirilmesi, uçuş yasakları, teslimatların engellenmesi ve Kuzey Kore ile iş yapan Çin bankalarının cezalandırılması gibi daha sert ekonomik yaptırımları gözden geçiriyor.
Pekin’deki Tsingua Üniversitesi Ulusal Strateji Enstitüsü direktörü Zou Qi, BM kapsamında Kim’in nükleer programını engellemeye yönelik daha fazla adım atmanın Çin açısından mantıklı olduğunu belirtti. Zou, “Yeni ABD hükümetiyle işbirliği isteği çok açık. Kim nükleer programına devam ettiği sürece, Washington ve Pekin arasında birçok işbirliği alanı var” dedi.
* Bu yazı ilk olarak Bloomberg'den Ting Shi ve Jennifer Epstein tarafından kaleme alınmıştır