Gündem

Çiğdem Toker: Yeni iktidar döneminde şehir hastaneleri için imzalanan gizli sözleşmeler açıklanmalı

13 Ocak 2023 11:13

T24 yazarı Çiğdem Toker, içeriği "gizli" tutulan Kamu Özel İşbirliği sözleşmelerinden kaynaklanan zararı anlattığı, "Milletin Cebinden" kitabını, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı. Toker, “18 şehir hastanesi için devletin sırtına yüklenen yük, 81 milyar doları geçiyor. Vatandaş olarak 2040’lı yıllara kadar yaşayacağımızdan emin değiliz. Ülkemizin, ortamımızın nasıl olacağını bilmiyoruz ama şehir hastanelerini finanse eden kreditör kuruluşlar ve müteahhit şirketler, 2044’e kadar paralarını alacaklarını biliyorlar. Bu sözleşmeler, çok güçlü ve kuvvetli ticari sözleşmeler. Bir devletin, ticari sır diyerek sözleşmelerin içeriğini milletvekillerine bile açıklamamaya hakkı var mı? Bunlara ulaşılması gerekiyor. Yeni bir iktidar geldiğinde bunların içeriğini bilmeliyiz” dedi.

İşte Çiğdem Toker’in açıklamalarından satırbaşları:

25 yıllık sözleşme yapılması ve yapılan bu sözleşmenin ticari sır gerekçesiyle açıklanmaması antidemokratiktir. Siyasi ömrü sınırlı olacağı varsayılan bir iktidar birden fazla nesli borçlandıracak taahhütler içine giremez, girmemeli. Vatandaş olarak 2040’lı yıllara kadar yaşayacağımızdan emin değiliz. Ülkemizin, ortamımızın nasıl olacağını bilmiyoruz ama şehir hastanelerini finanse eden kreditör kuruluşlar ve müteahhit şirketler, 2044’e kadar paralarını alacaklarını biliyorlar. Böyle bir şey olamaz. Gençlerin refahını çalmaya hiçbir iktidarın hakkı yok.

"İktidarın reddettiği, yüzde 70’lik doluluk garantisi diye bir konu söz konusu"

Şehir hastanelerinde çalışan doktor ve sağlık çalışanları devlet memuru, kamu görevlisi ama şehir hastaneleri devlet hastanesi değildir. Yani kamu hastanesi değil, müteahhitlerin, alt şirketlerin ya da onların taşeronlarının. Bu bin yataklı devasa hastaneler inşa edilirken vatandaşın cebinden o an para çıkmıyor ama inşaat tamamlanıp hastane işletmeye geçtikten sonra 25 yıl boyunca katlanarak vatandaşın cebinden çok para çıkıyor.

İktidarın her fırsatta reddettiği, yüzde 70’lik doluluk garantisi diye bir konu söz konusu. ‘Hasta garantili’ diye bu çıktı ama Sağlık Bakanlığı bunu her fırsatta reddetti ama doğrudan adı, ‘hasta garantili’ olmasa bile görüntüleme üzerinden verilen bir garanti var o da yüzde 70’e tekabül ediyor. Görüntüleme hizmetleri; EKG ve EMAR gibi. Sağlık hizmetleriyle ilgili verilen tutarlar bunlar. O kapıdan içeriye o kadar hasta gelmeyecekse ki sonuçta ticari bir hizmete dönüşecek olan bu rakamları oraya koymanın ne anlamı var? Bir de bu sözleşmeleri açıklamıyorlar. Bu sözleşmeler çok güçlü ve kuvvetli ticari sözleşmeler. Bir devletin şirket çıkarlarını önceleyerek, bunlar ticari sır diyerek milletvekillerine bile açıklamamaya hakkı var mı? Bunlara ulaşılması gerekiyor ki bence siyasetin mahareti de burada. Eğer toplumun faydası için yapılıyorsa temel tez o dur siyasette, kamu yarını önceleyerek muhataplarını razı etmek durumunda. Açıklanması lazım, hepimizin biliyor olması gerekiyor. O tıbbi cihazlar, kaç liraya geliyor? Bu kadar pahalı olmasının bir sebebi de o. Çok büyük alanlara yayılıyorlar. Metrekare üzerinden hesap yapılıyor ve Hazine arazisi kullanıyorlar, kendi arazileri de değil. Arsaları, devlet bedava veriyor.

"18 şehir hastanesi için devletin sırtına yüklenen yük, 81 milyar doları geçiyor"

Devletin bu hastaneler için harcaması, 40 milyar lirayı aştı. Her sene bir para konuyor bütçeye. 18 şehir hastanesi için devletin sırtına yüklenen yük, 81 milyar doları geçiyor. Bunlar çok büyük paralar. Sağlık Bakanlığı’nın kira ve kullanım bedeli adı altında ödeyeceği paralar bunlar. İktidar, kamu–özel işbirliği usulüyle değil de normal Kamu İhale Kanunu'na göre yani yürürlükteki yasalara göre yapsa ki ona başladı 2-3 senedir, öyle yapmaya başladı. Çünkü maddi yükü anlaşıldı, o yüzden döndüler. 34 tane planlıyorlardı 18’de kaldılar. 19’uncusunu yapamıyorlar. Tahribatın çok büyük olduğunu gördüler. Kamu İhale Kanunu'na göre yapıldığında maliyetler çok düşüyor."