CHP'den yeniden aday olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İzmir'de yapılan mitingleri karşılaştıran Kocaoğlu, CHP mitinginin AKP mitinginden üstün olduğunu söylerken, "Farklı bir şey düşünülemezdi" ifadesini kullandı.
Yeniden aday olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, NTV'de 'Adaylar Konuşuyor'a konuk oldu. Kocaoğlu, "Zaten İzmir'de daha farklı bir şey düşünülemezdi" dedi.
17 Aralık süreci sonrası Binali Yıldırım'ın oylarında düşüş olduğu iddialarını da değerlendiren Kocaoğlu, "Bu söylem bir teselli, İzmirli'nin nereye ne kadar oy vereceği belliydi" diye konuştu.
"Sayın Başbakan'ın yaptığı mitingde de çok ciddi bir kalabalık vardı ama CHP'nin yaptığı mitinge en az 2-2.5 misli daha fazla katılım oldu. Kimilerine göre ise bu rakam 3 misli civarındaydı.
Tabii mitinglerde kalabalık ayrı bir şey; coşku da çok önemli. Oraya gelen kişilerin hangi koşullarda geldiği de çok önemli. İzmir'de sadece İzmir vardı. Bize en yakın olan Turgutlu ilçesinden kimse gelmedi.
Çünkü burada da miting vardı. Sayın Genel Başkanımız; önce Turgutlu'ya sonra Salihli'ye ve ardından da İzmir'e geldi. Sadece İzmirli hemşehrilerimiz geldi ve sağolsunlar bizi yalnız bırakmadılar.
Mitinglerde rakamlar çok konuşulur ve abartılır; artı eksi taraf tutulur. Ama bunu herke biliyor ki CHP'nin mitingi AKP'nin mitingine göre çok daha üstündü. Zaten İzmir'de de daha farklı bir şey düşünülemezdi.
İzmirli samimiyete, güvenilir ve itibarlı insana oy verir, İzmirli yaşam koşullarına oy verir, tabii ki hizmete de oy verir. Bu kentin bir kimliği var. İzmir'de herkes İzmirlidir. İzmir kentine göçle gelenleri İzmir kimliği içerisinde İzmirlilik bilincini aşılayabilen bir kenttir.
İzmirli yaşam koşullarından ödün vermek istemiyor. Hangi partiden olursa olsun 10 senelik belediye başkanlığım döneminde yaptığım hizmetleri her platformda tartışırız. Hizmetin yanında başka bir politika izliyoruz. Kenti toptan kalkındırmak için ayrı bir uygulama yapıyoruz. Ayrı bir strateji planımız var.
Yarış çok iyi gidiyor. Ben 17 Aralık süreciyle ilgilenmiyorum, o genel siyasetin konusu. 17 Aralık'tan sonra Binali Yıldırım'ın oylarında düşüş olduğu söylemi bir teselli. Binali Bey gelmeden önce İzmirli'nin nereye ne kadar oy vereceği belliydi.
Ne Binali Bey geldikten sonra ne de 17 Aralık'tan sonra bir şey değişti. Biz 17 Aralık'a güvenerek aday olmadık. Siyasette çok gerekçe üretilir. Seçimin kaybedileceği anlaşıldıktan sonra siyasetçiler ne söyleyeceklerini düşünmeye başlarlar.
Ben son seçimi 56.7 ile kazandım. Adalet ve Kalkınma Partisi de 30.5 almıştı. Hedefimiz, AKP'yi 30.5'in altına düşürmek ve kendimizi de 56.7'nin üzerine çıkarmak.
İzmir gibi bir kente köy diyorsanız o gökdelenlerin dikildiği İstanbul'a ne demeniz lazım? İstanbul'da çok daha fazla gecekondu var. Gecekondu köy olmayı getirmiyor. İzmir'e köy demek onu rencide etmektir. İzmir Binali Yıldırım'a muhtaç gibi sözler İzmir'in kimliğine aykırı sözlerdir. Kim hazırlıyorsa çok yanlış bir strateji, başka illerde belki tutabilir ama İzmir'de 'oy ver hizmet yapacağım' derse vereceği oyu da vermez.
İzmir'in trafik sorunu siyasi bir sorundur. Sayın valinin 'İzmir'de trafik bozuk' diyip AKP'nin adayına 3-5 oy gelir mi diye yaptığı bir uygulamadır. Bu da İzmirlilere eziyetten başka bir şey değildir. Bu nedenle sayın valiyi protesto ediyorum. Sayın vali geldiğinden beri İzmir'de valilik yapmıyor. Vali hükümetin de değil, AKP'nin adayı Binali Yıldırım'ın valisidir.
Ankara İzmir'e 12 senede 5.3 milyar liralık yatırım yaptı. Buna 11 milyar, 15 milyar, 21 milyar, 24 milyar dendi. Sayın Başbakan geçen aylarda geldiğinde 21 milyar dedi, bu sefer geldiğinde 24 milyar dedi. Bir ayın içerisinde 3 milyar liralık yatırım yaptı! İler tutar yanı yok. Resmi rakamlara göre 5.3 milyar liralık yatırım yapıldı."