Gündem

CHP'li Sarıhan'dan 'Nuriye ve Semih yaşasın' çağrısı

Özakça ve Gülmen, açlık grevinde 158 günü geride bıraktı

14 Ağustos 2017 16:12

KHK ile ihraç edilmelerinin ardından “İşimi geri istiyorum” talebiyle Ankara Yüksel Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı'nın önünde eylem başlatan ve şuanda Sincan Cezaevi'nde yatan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, açlık grevlerinde 158 günü geride bıraktı. CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, tutuklu eğitimciler Gülmen ve Özakça için 'Nuriye ve Semih yaşasın' çağrısında bulundu.

Sol'da yer alan habere göre "Yaşam hakkını korumak devletin asli görevidir! İnsan hakları sınavından geçmek için henüz vakit varken, iktidarı iki eğitimciyi görevlerine iade etmeye çağırıyoruz!" diyen CHP'li Sarıhan'ın açıklaması şöyle:

"İktidarın insan haklarıyla sınavının adı 'Nuriye ve Semih' oldu"

"İşlerini geri almak istemiyle başlattıkları açlık grevinde durumları her geçen gün kötüleşen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya ve onların yaşam hakkını korumaya çalışanlara yönelik ağır hak ihlalleri artarak devam ediyor.

'Nuriye ve Semih Yaşasın' diyenlere yönelik gözaltılar bir rutin halini almışken bu kez de bir tutuklama yaşandı. Beşiktaş ile Konyaspor arasında Samsun’da oynanan Süper Kupa maçında ‘Nuriye Semih Yaşasın’ pankartı açan taraftarlardan Volkan Çalışkan 'terör örgütü propagandası' yapmak iddiasıyla tutuklandı. Taraftarlardan 17’si hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

Öte taraftan İçişlerin Bakanlığı’nın “adil yargılama hakkı ve masumiyet karinesini” ihlal ederek Gülmen ve Özakça’nın örgüt üyesi olduğu propagandasını yaptığı kitabın ardından iki eğitimciye yönelik hak ihlalleri artmaya başladı.

Eğitimcilerin, zorla götürüldükleri Sincan Ceza İnfaz Kampüsü’nde ağır tecrit koşullarında tutulduğu ortaya çıktı. Açlık grevinin 159.gününe giren ve bedenlerinde ağır tahribatlar oluşan, hareket etmeleri nerdeyse olanaksız hale gelen Gülmen ve Özakça’ya refakatçi verilmediği, temizliklerini, içecekleri sıvıları ve diğer işlerini kendilerinin yapmak zorunda kaldıkları, telefon ve görüş haklarının kısıtlandığı yaşadıkları hak ihlallerinden sadece bir kaçıdır.

OHAL ile birlikte kendinin hukuktan muaf olduğunu zanneden iktidarın insan haklarıyla sınavının adı; Nuriye ve Semih olmuştur.

İçişleri Bakanı’ndan Adalet Bakanı’na, emniyetinden valisine dek neredeyse tüm yetkililerin Anayasa’yı yok saydığı, bir ortamda Türkiye’nin insan hakları sınavında başarılı olmasının her geçen gün biraz daha olanaksızlaştığını anımsatarak yetkililere bir kez daha ulusal ve evrensel hukuk kurallarını hatırlatıyoruz.

Yaşam hakkını korumak devletin asli görevidir!

İnsan hakları sınavından geçmek için henüz vakit varken, iktidarı iki eğitimciyi görevlerine iade etmeye çağırıyoruz!

Nuriye ve Semih Yaşasın!"