Gündem

CHP'li Öztürk: Terörist sanılan herkes öldürülebilir mi?

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Uludere kayıpları için Meclis araştırması istedi.

02 Ocak 2012 02:00



Hülya Karabağlı

T24/ ANKARA -
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Uludere kayıpları için Meclis araştırması istedi. “Terörist sanılan her önüne gelen kişi, rastgele öldürülebilinir mi” diyen Öztürk,  olayın askeri, ekonomik, sosyolojik gibi tüm yönleriyle Meclis Araştırma Komisyonu’nca ele alınabileceğine dikkat çekti. 


TBMM Başkanlığı’na verilen önergenin gerekçesinde, “Terörizm karşısında demokrasiler; şu temel sorulara yanıt vermek zorundadırlar. Terörist sanılan her önüne gelen kişi, rastgele öldürülebilinir mi? Demokrasi ve insan haklarına tehdit oluşturan terörist, insan haklarından yararlanabilir mi? Soruyu daha genel bir düzeyde sorarsak, demokrasiler, temel değerlerinden ödün vermeden, kendilerini terörizm tehdidine karşı koruyabilirler mi? Demokrasiler, demokrasi oldukları için, teröre karşı demokrasi ve insan hakları sınırları içinde mücadele etmek zorundalar.”


CHP’li Öztürk, “Devletler, demokrasi ve insan haklarından uzaklaştıkça teröristle ortak noktalar oluşmaya başlar. Demokrasileri güçlendiren, olağanüstü durumlarda da demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ilkelerinden vazgeçilmemesidir. Bunun için demokrasiler, teröre karşı tek kolları bağlı olarak mücadele etmek zorundalar. Türkiye cumhuriyeti Devleti; demokrasi ve insan haklarından ödün vermeden terörle mücadele edebilecek güçtedir.”


Uludere’de ölümle sonuçlanan saldırı ile şöyle denildi:


- 29 Haziran 2010 günü Hatay’ın Hassa İlçesi yakınlarında dağa kekik toplamaya giden 4 köylüyü terörist sanan askerlerin açtığı ateşle 3 köylümüz öldürülmüş, 1 köylümüzde yaralanmıştır. Buna benzer olay, 28 Aralık 2011 günü Şırnak, Uludere İlçesi yakınlarında yaşanmıştır.

- Genelkurmay Başkanlığı; Operasyonun, TBMM’nin verdiği yetki gereği sürdürülmekte olan sınır ötesi harekat kapsamında yapıldığını, çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt ele başlarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri ve sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerimize yönelik saldırı hazırlığı içinde olduklarının anlaşılması üzerine gözetleme gayretlerinin sınır boylarında artırıldığını,bu kapsamda  28 Aralık 2011 günü saat 18.39’da, Irak sınırları içinde hududumuza doğru bir grubun hareket halinde olduğunun, insansız hava aracı görüntüleri ile tespit edildiğini, grubun tespit edildiği bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiğinin değerlendirilmesi sonucu bu kişilerin, terörist sanıldığı ve terörist sanıldığı için de TSK hava kuvvetleri tarafından bombalandığını açıklamıştır.                      



En büyüğü 28 yaşında


- 28 Aralık 2011 günü saat 21.37- 22.24 arasında Uludere’de; en büyüğü 28 yaşında olan ve aralarında 12, 13, 14, 15, 16 yaşlarında çoğu çocuk olan 35 yurttaşımız neden bombalanarak öldürülmüştür? Bu insanların, suçları ve günahları neydi? Öldürülen kişilerin, terörist sanılmaları, terörist sanılarak da öldürülmeleri, bu acı olayın haklı gerekçesi olabilir mi?

- Genel Kurmay ;operasyonun, çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda yapıldığını belirttiğine ve MİT de, “istihbaratı biz vermedik..." dediğine göre Genelkurmay Başkanlığı, sınırdaki hareketliliği, PKK’ya bağlayan istihbaratı hangi kaynaklardan almıştır? İstihbaratı hangi kurum ya da kurumlar vermiştir?

- PKK’nın katırla geçiş yapacağı konusundaki istihbarat, olaydan 10 gün öncesi gelmiş midir? Bu istihbaratı kim vermiştir? F-16 bombardımanı ile ölenler, PKK’lı olmadığına göre istihbarat zaafının nedeni nedir? Yanlış istihbarat sonucu Genel Kurmay Başkanlığı, tuzağa mı düşürülmüştür?
        


Heron’dan alınan görüntülerle mi yetinildi?


- Operasyon yapılırken, Herondan alınan görüntülerden sonra karar aşamasında yer istihbaratı da yapılmış mıdır? Yoksa, heron’dan alınan görüntülerle mi yetinilmiştir? 
 
- Amerika-Irak ve Türkiye arasındaki istihbarat paylaşımı mekanizması, sağlıklı işlemiyor mu? A.B.D.'nin insansız hava araçlarıyla elde ettiği istihbaratın, A.B.D. istihbarat görevlilerince değerlendirilip işbirliği içinde çalışan Türk Hava Kuvvetlerine "bombala" emri olarak iletildiği doğru mudur? A.B.D. değerlendirilmesinin doğru olup olmadığını, kendi bilgilerimize göre neden değerlendirmeden operasyon yapıyoruz?

- Bölgede yapılan kaçakçılıktan bölgedeki komutanların bilgisi var mıdır? Burada bazen kaçakçılığa göz yumuluyor mu?

- Olayda ölen kişilerin, kaçağa gittiklerinin zaten bilindiği doğru mudur? 

- Askere bildirilmesine rağmen operasyon devam mı etti?

- Olayın, askere bildirilmesine rağmen hava bombardımanının devam ettiği iddiaları doğru mudur?

- Askerin kaçakçıları durduğu, köylerine dönmelerine izin vermediği iddiaları doğru mudur?

- 28 Aralık 2011 günü saat 18.39’da, Irak sınırları içinde hududumuza doğru bir grubun hareket halinde olduğunu, TSK’nın istihbarat amaçlı kullandığı Heronlar mı yoksa Irak hududu içindeki ABD’nin kontrolündeki “heronlar” mı tespit etmiştir?

- 12, 13, 14, 15 yaşındaki çocuklar; neden terör yollarında kaçak mazot, kaçak sigara ve kaçak şeker peşinde ekmek arıyorlar? Liberal ekonomide mazot, sigara neden hala kaçak sokuluyor? Çocuklar, neden hala kaçak mazot, kaçak sigara, kaçak şeker peşinde ölüme koşuyor?


Olayın araştırılıp, bu soruların yanıtlarını istemek, başta ölenlerin yakınları olmak üzere her yurttaşımızın hakkı; olayı araştırıp, soruları yanıtlamak da devletin görevidir. Bu olay, terörle mücadele gerekçesiyle örtbas edilemez