CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ben aşağıda olsaydım ağzının payını verirdim" sözlerine, "Ağzımın payını, bana verilmesi gereken dersi nerede vermek istiyorsa ben hazırım!" ifadeleriyle yanıt verdi.
TIKLAYIN - Erdoğan'dan CHP'li Özgür Özel'e: Ben aşağıda olsaydım ağzının payını verirdim
"Kendisine en yakın medya kuruluşunda, kendi belirlediği gazetecilerle, kendi istediği saatte, kendi istediği kadar danışman ve koruma ordusuyla karşısına çıkmaya hazırım. Ben tek başıma geleceğim" diyen Özgür Özel "Tasfiye sürecindeki Başbakan Binali Yıldırım'ın da, söylediklerimizden rahatsızlık duyduğu anlaşılmaktadır. Tarafımdan kullanılan ifadeler Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ergin Ergül, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın komisyona verdiği tutanak altındaki ifadeleridir" ifadelerini kullandı.
Özgür Özel'in konuya ilişkin T24'e yaptığı açıklama şöyle:
"Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bugün TBMM Genel Kurulu'nda kullandığım, tamamı Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu tutanaklarında yer alan ifadelerden rahatsızlık duyduğu anlaşılmaktadır. Kendisi benim ifadelerime yönelik gerekli cevabın verilmediğini düşünüyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak parlamenter sistemi savunuyoruz ve 24 Haziran'da da seçimleri kazanarak, kuvvetler ayrılığını yeniden tesis edecek, parlamenter sistemi geri getireceğiz. Sistemi değiştirmemiş olsalardı, hükümetin başı TBMM Genel Kurulu'nu yukarıdaki locasından değil, Genel Kurul salonunda takip edebilirdi. Bu durumda, buradan yanıtını verebilirdi.
"Kendisi istediği kadar danışman ve koruma ordusuyla gelsin, ben tek başıma geleceğim"
Ağzımın payını, bana verilmesi gereken dersi nerede vermek istiyorsa ben hazırım. Kendisine en yakın medya kuruluşunda, kendi belirlediği gazetecilerle, kendi istediği saatte, kendi istediği kadar danışman ve koruma ordusuyla karşısına çıkmaya hazırım. Ben tek başıma geleceğim. Demokrasilerde siyasi figürler 'bu kişi' diye işaret edilebilir. Cumhurbaşkanlığı makamı, milletin meclisine ve milletin vekillerine yukarıdan bakma ve hakaret etme yeri değildir. Erdoğan'ın dili bir siyaset dili değil bir tehdit dilidir. Demek ki Erdoğan, bundan sonra milletvekili ve grup başkanvekili belirlerken en iyi biat edeni, en sadık olanı değil, en iyi cevap verebilecek olanı tercih etmek durumundadır.
Tasfiye sürecindeki Başbakan Binali Yıldırım'ın da, söylediklerimizden rahatsızlık duyduğu anlaşılmaktadır. Tarafımdan kullanılan ifadeler Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ergin Ergül, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın komisyona verdiği tutanak altındaki ifadeleridir. Yarın bu ifadelerin tamamını kamuoyuyla bir kere daha paylaşacağım."
Ne olmuştu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin 23 Nisan Özel Oturumu’nda siyasilerin 15 Temmuz’da nerede oldukları tartışmasıyla ilgili “Başbakan Binali Yıldırım Tuzla’ya bırakılmış, tanklar ediyor diye evinden alınmış, bilinmeyen bir yere doğru yola çıkmış, Ilgaz tüneline saklanmış, Jandarma çakarlarının görülmesinden sonra geceyi Ilgaz tünelinde geçirmiştir" diyen CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'e "Ben aşağıda olsaydım ağzının payını verirdim" sözleriyle tepki gösterdi.
Erdoğan "Bana parmağını sallıyor. Ben yukarıdaydım aşağıda değildim. Aşağıda oturmuyorum. Oturduğum makam yukarıda ama aşağıda olmuş olsam onun sadece ağzının payını değil ona verilmesi gereken dersin en büyüğünü verirdim çünkü." diye konuştu.
Özgür Özel ne demişti?
TBMM’nin 23 Nisan Özel Oturumu’nda Kılıçdaroğlu'nun OHAL'e yönelttiği eleştirilere tepki gösteren AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın CHP'li 15 milletvekilinin İyi Parti'ye katılmasına atıfta bulunarak "Milletvekillerini kiraya vermenin huzursuzluğunu buraya yansıtmıştır" demesi ve CHP Genel Başkanı’nın darbe girişimi sırasında İstanbul’da bulunmasıyla ilgili tartışmalara atıfta bulunması üzerine söz alan Özgür Özel "Başbakan Binali Yıldırım Tuzla’ya bırakılmış, tanklar ediyor diye evinden alınmış, bilinmeyen bir yere doğru yola çıkmış, Ilgaz tüneline saklanmış, jandarma çakarlarının görülmesinden sonra geceyi Ilgaz tünelinde geçirmiştir" diye konuştu.
Özgür Özel şu ifadeleri kullandı:
"Çok kısaca sataşmasına cevap verecek olursak, 15 Temmuz akşamı hepimiz buradaydık, hepimiz birlikteydik, hepimiz birbirimizin şahidiydik.
Sayın Genel Başkanımız bize, Meclise gitme, Meclise, demokrasiye, seçilmiş hükûmete sahip çıkma konusundaki talimatı vermiş; kapalı olan hava yolu yüzünden Ankara'ya ulaşamamış, ilk fırsatta Ankara'ya geleceğini söylemiştir.
Ancak 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunda İstanbul Vali Yardımcısının ve İstanbul Emniyet Müdürünün kayıt altındaki tutanakları ortaya koymaktadır ki dönemin Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Binali Yıldırım Tuzla'daki evine bırakılmış, tankların Tuzla'ya hareket ettiği vehmi üzerine kendisi evden alınmış, bilinmeyen bir yöne doğru yola çıkmış…
Jandarmanın çakarları görüldüğünde Ilgaz Tüneli'ne saklanmış, geceyi Ilgaz Tüneli'nde geçirmiştir.
İkinci ve son husus: İstanbul Emniyet Müdürü bugünkü Genel Başkanlarının kendisini defalarca telefonla aradığını tutanak altında söylemiş, kule temizlendikten sonra, darbeciler havaalanından ayrıldıktan sonra inişe karar vermiş, inişten sonra hangarda geçen dört saat hâlâ izaha muhtaçtır izaha.
Son sözüm… Bazı rakamları okuyup bazı rakamları okumamakla olmaz. Cumhuriyet tarihinin en çok sözlü soru önergesi yanıtlamayan hükûmetiyle karşı karşıyayız. Ama bir örnek verecek olursak on yıl önce bugünkü Genel Başkanınızın Kısıklı'daki villasıyla ilgili verilmiş soru önergesi hâlen daha cevaplanmamıştır."