CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, partisi adına izlediği ve kamuoyunda “şike” davası olarak bilinen davada Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) büyük bir çelişkisini ortaya koydu. HSYK’nin kendisine gönderdiği bir açıklamada 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ile ilgili davaların sulh veya asliye ceza mahkemelerinde görülmesi kararı aldıklarını anımsattığını vurgulayan Oran, “HSYK itiraf etti bu dava ÖYM’de değil asliye ceza mahkemesinde görülmeli. Neden bu davaya ÖYM bakıyor? Mahkemeyi HSYK görevlendirmediyse kim görevlendirdi, hükümet mi başka güçler mi?” diye sordu.
CHP sadece şike davasını izlemiyor, Özel Yetkili Mahkemelerdeki bütün davaları izliyor. Ben de bu davayı partim adına izliyorum.
Neden? Çünkü Özel Yetkili Mahkemeler, DGM’lerin yerine kuruldu ama DGM’lerin ruhuna Fatiha okutuyor.
ÖYM’ler bağımsız değil, tarafsız değil, adil değil. Siyasetin ve paralel güçlerin elini kolunu soktuğu bir alan. Örnek? Denizfeneri davası. Yandaşlar çıktı, savcılar neredeyse hapse atılacak.
Bugün Türkiye’deki muhalefet ÖYM’lerin baskısı altında. Gazeteciler, öğrenciler, köylüler bile “örgüt üyesi” diye buralarda yargılanıyorlar.
- Gördüğümüz şey şu:
a) ÖYM’lerde normal hukuk yok, özel hukuk var.
b) ÖYM’lerde adil yargılanma yok, AKP tipi yargılama var.
c) ÖYM’lerde hukukun üstünlüğü yok, üstünlerin hukuku var.
- Özel yetkili mahkemeler, AKP’nin özel mahkemeleridir.
Şike davası mı, sporu ele geçirme davası mı?
Bugün davada 3 büyük kulübün adı geçiyor. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor. Bunun yanında Eskişehirspor, Sivasspor, Karabük, Manisaspor gibi sayısız takımın adı var.
Ben de bu davayı insan hakkı ihlali açısından izliyorum. Herkes adalet istiyor.
Ancak soruyorum;
1) Soruşturma başlamadan önce, emniyet görevlileri neden 2 Temmuz tarihinde Başbakan’a brifing verdiler? Yargı bağımsız değil mi?
2) 3 Temmuz gününden sonra neden bütün bilgiler medyaya sızdırıldı? Neden insanların manevi itibarları tahrip edildi?
3) 6 Temmuz günü neden Emniyet 19 maçta şike ve teşvik primi tespit ettik açıklaması yaptı? Emniyet spor hukuku uzmanı mı?
4) Başbakana yakın olanlar neden davadan ayrıldı? Neden korunuyorlar?
5) Başbakan TFF seçimlerine müdahale etti mi? Neden “kişilerle kurumları ayıralım” diye açıklama yaptı? Ne istiyor?
Bütün bu görüntüye bakınca şu soru aklımıza geliyor:
Yoksa hükümet, yargıyı, eğitimi, sanatı her alanı ele geçirmek istediği gibi sporu da mı ele geçirmek istiyor?
HSYK itiraf etti, mahkemenin davaya bakma yetkisi yok!
İddianamede Aziz Yıldırım Grubu var. Bu grubun işlediği suçların tamamı 6222 sayılı Kanun’da belirtilen suçlar. Yani şike ve teşvik. Aziz Yıldırım şike ve teşvik suçlarını işleyerek ekonomik çıkar elde etmek için örgüt kurmuş, iddia bu.
Peki 6222 sayılı Kanun ne diyor? Diyor ki örgütlü olarak işlenseler bile şike ve teşvik davalarına bakmakla yükümlü mahkeme, HSYK tarafından belirlenecek mahkemedir.
HSYK bana bir açıklama gönderdi. Diyor ki 12 Temmuz tarihinde biz bir karar aldık. Sonra kanun değişince bir karar daha aldık. Bu suçlara bakmakla yetkili mahkeme sulh veya asliye ceza mahkemeleri. İşte karar burada.
Peki bu davaya kim bakıyor? Ağır Ceza Mahkemesi. Bu davaya bakma yetkisi var mı? Yok. Yetkili mahkeme belirlenmiş mi? Belirlenmiş. Kanun emretmiş, HSYK bir karar vermiş. Ona rağmen mahkeme bu davaya bakıyor.
Soruyorum:
HSYK’nın başkanı olan Adalet Bakanı 12 Temmuzdan beri bu kararı uygulatmak için neden gereken adımı atmıyor?
Neden bu davaya özel yetkili mahkeme bakıyor? Mahkemeyi HSYK görevlendirmediyse kim görevlendirdi, hükümet mi başka güçler mi?
Savcılık Olgun Peker ve Aziz Yıldırım grubunu birbirinden tamamen bağımsız diyor, o zaman neden bu insanlar burada yargılanıyor?
Burada bir insan hakları ihlali var. Burada adil yargılanma ilkesi yok. Burada hukukun üstünlüğü yok.
SONUÇ:
Biz adalet istiyoruz. Trabzonsporlular da, Galatasaraylılar da, Fenerbahçeliler de herkes adalet istiyor.
Ancak siyasi sebeplerle açılmış bir davadan ne temizlik çıkar ne adalet çıkar. Ancak siyaset çıkar.
Hükümet ve bazı paralel güçler futbola da el attı. Sonuçta bugün ne görüyoruz? Başbakanın izniyle açılan bir dava var. 10 aydır insanlar tutuklu. Davaya da yetkisi olmayan bir mahkeme bakıyor.
Bu yüzden insanlar birbirlerine düşman oldu. Halkımızın psikolojisi bozuldu. Futbolun tadı kaçtı.
Yargı, medya, üniversiteler herkes baskı altında. Artık spor bile baskı altında. Bizim kavgamız bu otoriter rejimle. Bu adaletsizlikler sürdükçe de CHP olarak kavgaya devam edeceğiz.