Gündem

CHP’li Musa Çam: İstanbul'daki 121 gökdelenin 117'si Erdoğan'ın söz sahibi olduğu dönemde yapıldı!

"ANKAPARK ise AOÇ için bir başka ihanetin adıdır"

08 Kasım 2017 16:00

CHP’li Musa Çam, İstanbul'daki 121 gökdelenin 117'si Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın söz sahibi olduğu dönemde yapıldığını söyledi. Çam, "14 yıllık iktidarında yaklaşık 1.075 adet 47 metre veya daha uzun bina yapıldı" ifadesini kullandı.

Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın 2018 yılı bütçesi görüşmelerine İstanbul damgasını vurdu. Deprem alanları, gökdelenler, kentsel dönüşümlerle metropol kent İstanbul muhalefetin iktidar kanadına yüklendiği konular oldu. Komisyonun CHP’li Üyesi Musa Çam, Erdoğan'ın belediye başkanlığı yaptığı 1994'ten bu yana, İstanbul'da yüksek irtifalı binaların hem sayısının hem de yükseklik ortalamasının arttığını söyledi.

Çam, “AKP'nin on dört yıllık döneminde İstanbul'da yaklaşık 1.075 adet 47 metre veya daha uzun bina yapılmış. 2010-2015 arasında her sene 100’den fazla bu tarz yapı inşa edilirken, rekor 158 binayla 2013 yılına aittir” dedi.  

İstanbul'un siluetine en büyük darbenin özellikle son on yılda gökdelenlerin vurduğuna dikkat çeken Çam, Erdoğan'ın son çıkışına da göndermede bulunarak, “Şimdi şikâyet eder gibi yapmanın hiçbir inandırıcılığı da bulunmamaktadır”.

Çam’ın bakanlığın önceki gün komisyondan geçen bütçeyle ilgili konuşması şöyle:


MUSA ÇAM (İzmir) – Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi’nde yaptığı bir konuşmada “İstanbul müstesna bir şehirdir ama biz bu şehrin kıymetini bilemedik, biz bu şehre ihanet etti, hâlâ daha ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.” demiştir. Yine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde "Ben dikey mimariden yana değilim, ben yatay mimariden yanayım.
İnsan, topraktan uzak değil, toprağa yakın olarak yaşamalıdır, böyle düşünüyorum. Bugünün Türkiye'si, böyle bir çirkinliği, böyle bir nobranlığı asla hak etmiyor." demiştir. Ne var ki Erdoğan'ın belediye başkanlığı yaptığı 1994'ten bu yana, bir hayli söz sahibi olduğu İstanbul'da yüksek irtifalı binaların hem sayısı hem de yükseklik ortalaması arttı; tıpkı Erdoğan'ın kurucusu olduğu AKP'nin iktidara geldiğinden günümüze kadarki süreçte olduğu gibi.


 AKP'nin on dört yıllık döneminde İstanbul'da yaklaşık 1.075 adet 47 metre veya daha uzun bina yapılmış. 1994’te başlayan, 2007'de çoğalmaya başlayan dikey mimari, 2010'lara gelindiğinde tepe noktasını görmüş durumda. 2010-2015 arasında her sene 100’den fazla bu tarz yapı inşa edilirken, rekor 158 binayla 2013 yılına aittir. Ayrıca, Boğaz'ın, dolayısıyla da İstanbul'un siluetine en büyük darbeyi de yine özellikle son on yılda yükselen gökdelenler vurmuştur. Yani, AKP hükûmetleri dön eminde, Erdoğan'ın döneminde. Şimdi şikâyet eder gibi yapmanın hiçbir inandırıcılığı da bulunmamaktadır.


Aynı şekilde, AKP öncesi dönemde 24 olan gökdelen sayısı 2016 sonunda 121'i bulmuştur. Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığına başladığı 1994 yılına kadar ise sadece 4 gökdelen inşa edilmiş, bir anlamda İstanbul'daki 121 gökdelenin 117'si Erdoğan'ın söz sahibi olduğu dönemde yapılmıştır. Dolayısıyla, İstanbul'a ve ülkeye dair bu çirkin yapılaşmanın hesabını vermesi gerekenler bellidir. Belediye Başkanl arını zorla istifa ettirerek bu sorumluluktan kurtulmak mümkün değildir.
İstanbul'un Kadir Topbaş'lı on üç yılına bakıldığında da aynı noktaya geliyoruz. Topbaş'ın istifasının ayrıntılarını henüz bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey varsa o da Topbaş'ın AKP-Saray iktidarıyla birlikte on üç yıl boyunca İstanbul gibi kadim bir şehrin, en köklü, kadim kentlerinden birini yaşanılamaz noktaya getirmesidir. Topbaş döneminde, İstanbul'un imar ve inşaat rantı nedeniyle yapı yoğunluğu ana ulaşım aksları etrafında alt yapı, ulaşım değişkenleri hesaplanmadan arttırıldı. Yeşil alanlar, deprem toplanma alanları, kamusal alanlar emlak projelerine açıldı. Birçoğu iktidara yakınlığıyla bilinen projelere imar ayrıcalıkları tanındı, plan tadilatları yapıldı. Yetmedi, bu dönemde belediye, iktidarın desteklediği cemaat ve vakıflara kaynaklarını sınırsızca açtı. 17-25 Aralık öncesinde Gülen Cemaatine, şimdilerde Ensar Vakfı, TÜRGEV Vakfı gibi vakıflara son gaz arazi ve bina tahsisleri devam.
ediyor.

Ankara'da da durum farksız ne yazık ki. Melih Gökçek birçok kamusal alanı imara verdi, bunların başında Atatürk Orman Çiftliği geliyor. Gökçek’le birlikte birinci derece doğal ve tarihî sit alanı olan Çiftlik arazisi üçüncü derece sit alam statüsüne alındı ve Atatürk Orman Çiftliği arazis ine kaçak bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapıldı. Yüzlerce ağaç kıyımının yapıldığı, kamu kaynaklarının harcandığı, maliyeti 2 milyarı geçen oyuncak yığınından oluşan ANKAPARK ise AOÇ için bir başka ihanetin adıdır. ODTÜ hırsı hiç bitmedi, yıllar içinde orman arazisini yağmaladı. Tarihî yapılara savaş açtı, Ankara'yı parsel parsel ranta teslim etti.