Gündem

CHP'li kadın vekiller: Buradaki acıyı tarif etmek mümkün değil

"Saray'ın değil, Sur'un muhtarlarıyla buluştuk"

25 Aralık 2015 19:05

Sokağa çıkma yasağının 24 gündür uygulandığı Diyarbakır'ın Sur ilçesinde incelemelerde bulunan CHP'li 6 vekil, Kürt sorununun hendek, barikat ve şiddetle çözülemeyeceğini açıkladı. Heyete başkanlık eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, "Buradaki sorunun çözülmesi için siyasetin aktif rol alması gerektiğini gördük. Buradaki acıyı tarif etmek mümkün değil. İnsanlarının en temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı bir Türkiye'nin çağımıza yakışmadığını düşünüyoruz. Devlet, vatandaşının can güvenliğini sağlarken ayrımcılık yapmamalıdır" dedi. 

CHP milletvekilleri Selin Sayek Böke, Elif Doğan Türkmen, Melike Basmacı, Nurhayat Kayisoglu, Gamze İlgezdi ve Zeynep Altıok’tan oluşan heyet, bu sabah Diyarbakır’a geldi. 2 Aralık’tan bu yana sokağa çıkma yasağının uygulandığı Sur’un Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahalleleri ile Gazi Caddesi'nden göç eden mağdur aileler ve 8 mahalle muhtarı ile görüşen olan heyet, operasyon ve çatışmaların devam ettiği ilçeye girmek istedi. Ancak polis, "can güvenliği" olmadığı gerekçesiyle Sur'un yasaklı mahallelerine giremedi. 

Heyet üyeleri daha sonra Diyarbakır Mali Müşavirler Odası'nda basın toplantısı düzenledi. Heyet adına açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, "Buradaki acıyı tarif etmek mümkün değil. Muhtarlar sorunlarını aktarırken ağladı. 18 kişinin sığındığı bir evde insanların en temel ihtiyaçlarını karşılayamadığına şahitlik yaptık" dedi. 

Burada elde ettikleri izlenimleri Meclis'e taşıyacaklarını ifade eden Böke, sorunun şiddetle değil, siyasetle çözülmesi gerektiğini vurguladı. Böke, şöyle devam etti: "Biz burada duyduklarımızı, bir kadın, bir ana, bir insan duyarlılığıyla Meclis'e taşıyacağız. CHP'nin zaten söylediği bu iş siyasetle çözülür. Bu iş Meclis'te çözülür önermesini daha da yüksek sesle dile getireceğiz. Biz bugün buraya kalbimizi açıp geldik çünkü insanlığın en temel hakkı olan insan yaşamına dönük bir saldırının kabul edilemeyeceğini haykırıyoruz. 

 

"Devlet ayrım yapmamalı"

 

İnsanlarının en temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı bir Türkiye'nin çağımıza yakışmadığını düşünüyoruz. Şiddetin kabul edilemez bir şey olduğunu, devletin vatandaşının can güvenliğini sağlarken ayrım yapmaması gerektiğini, teröre son verirken vatandaşlarının temel haklarının da devamlılığı konusunda hassasiyet göstermesi gerektiğini vurguluyoruz. Buradaki sorunun çözülmesi için siyasetin aktif rol alması gerektiğini söylemeye geldik. 

 

"Yaşanan acının tarifi yok"

 

Burada yaşanan acıyı tarif etmemiz mümkün değil. Burada bir üçüncü bir yol olduğunu, hendeklerle, barikatlarla, terör ve şiddetle değil siyasetle bu işi çözebileceğimizi, CHP'nin bu çözümde öncü rol oynayabileceğini ve CHP'nin açık reçetesinin çok önemli olduğunu anımsatmak için geldik. 

 

"Saray'ın değil, Sur'un muhtarlarıyla buluştuk"

 

Ankara'da Saray'a gitmiş muhtarlarla değil, Sur'daki muhtarlarla bir araya geldik. Bunlar bize bugünün gerçeğini gözyaşlarıyla anlattılar. Bu barikatları Türkiye'nin aşması gerekiyor. Toplumsal barışın, barışın toplumsallaşmasından geçtiğini Türkiye'nin bilmesi gerekiyor. Bu iş siyasetle çözülür gerçeğini bir kez daha gördük. Bir umut var, 3'ncü bir yol var. CHP olarak demokratikleşme için Meclis'te atılması gereken adımların atılması yönünde ısrarcıyız. Bu iş için Anayasa değişikliği olmadan bir takım adımlar atılarak hayata geçirilmesi yönünde 27 kanun teklifi sunduk. Bize düşen bu tekliflerin kanunlaşmasını sağlayacak sosyal birlikteliğe katkı sunmaktır. CHP bu konuda öncüdür ancak çözüm Meclis'teki tüm partilerin biraraya gelmesiyle ortaya çıkacaktır. 

 

"Toplumsal mutabakat şart"

 

Meclis'te Toplumsal Mutabakat Komisyonu kurulması konusunda ısrarcıyız. Partilerin eşit temsil edileceği bir komisyon çok önemli bir adım olacaktır. Bu işi sadece Meclis içinde bir komisyonla değil Meclis dışında bu komisyonla birlikte çalışacağı bütün toplumu kapsayan STK'ları dahil edecek bir ortak akıl heyetiyle desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu bir adımdır ancak son adım değildir. Burada insanlarımızı dinlemeye devam edeceğiz." Diyarbakır'ın sesini Türkiye'ye duyuracağız."