CHP Balıkesir Milletvekili avukat Namık Havutça, Türkiye’de cezaevlerinin kapasitesinin 202 bin kişi olmasına rağmen 225 bin tutuklu ve hükümlü bulunduğuna dikkat çekerek, tutuklu ve hükümlülerin yatak sırası beklediğini söyledi.
Havutça, Adalet Bakanlığı’nın Bandırma Cezaevi’nde bir süre önce yaşanan darp konusunda TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na gönderdiği cevabi yazıda "Hükümlü kendini duvara vurdu" gibi gülünç bir iddiaya yer verildiğine dikkat çekti.
Havutça’nın Cezaevlerinde ve yargı sisteminde yaşanan sorunlarına ilişkin yazalı açıklaması şöyle:
“Adalet saraylarının fiziksel yetersizliklerden ve dosya yoğunluklarından dolayı birçok sorun ve sıkıntıyla karşılaşan yargı mensupları konunun çözümü için Adalet Bakanlığı’ndan gerekli adımların atılmasını bekliyor.
Ankara Adliyesi’nin fiziki yetersizliğinden dolayı dörde bölünmesi, hem yargıyı, hem savunmayı hem de vatandaşları sıkıntıya sokmaktadır. Ankara’nın dört bir tarafına dağılmış olan Ankara Adliyesi darma duman olmuş bir durumda.
Bir diğer sıkıntı cezaevlerinin kapasitesinin üzerinde tıka basa ve kötü koşullarda olması;
Darbe girişimine katılan hainlerin tutuklanması şart. Ama ilgili-ilgisiz herkesin tutuklandığını görüyoruz.
Ceza infaz kurumlarında 85 bin tutuklu, 140 bin hükümlü olmak üzere 225 bin kişi bulunuyor.
Türkiye genelinde cezaevlerinin kapasitesi 202 bin kişi.
46 bin tutuklu ve hükümlü bulunduğu cezaevlerinde yatak sırası bekliyor. Dönüşümlü şekilde cezaevlerinde 1 yatağı iki kişi veya üç kişi vardiyalı şekilde kullanıyor. Cezaevlerinin kötü koşullarının yanı sıra;
Cezaevlerinde yaşanan darp olaylarının üzeri örtülmekte, tutuklu ve hükümlülere uygulanan işkence ve şiddete ilişkin yapılan suç duyuruları işlemsiz bırakılmaktadır.
Bandırma Cezaevi'nde geçtiğimiz aylarda yaşanan darp olaylarına ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na yazı gönderiyor.
Verdiği cevapta;
'Hükümlü kendini duvara vurdu' gibi gülünç bir iddiaya yer veriliyor.
4 hükümlü Süleyman Gültekin, Mahmut Demirel, Cemil Yeğin, Halil İdiz ve Osman Bozkur’ın cezaevindeki gardiyanlar tarafından şiddetli bir şekilde darp edilmesi gibi cezaevlerinde yaşanan birçok işkence ve kötü koşulların bizlere de iletildiği ve bu konuda Adalet Bakanlığının duyarsız kaldığı görülmektedir.
Adalet Bakanlığının cezaevlerinde yaşanan işkence ve kötü koşullarla ilgili gerekli adımları atmasını, tutuklu ve hükümlülerin aileleri tarafından devlete emanet edildiğini unutmamaları gerektiğini AKP İktidarına hatırlatmak isterim."