Gündem

CHP'li Böke'den Çalışma Bakanı'na: Muhasebeleştirmediğiniz 45 milyarlık alacağın takibini nasıl yapacaksınız?

"SGK’nın 120,9 milyar lira alacağı var"

23 Ekim 2017 17:00

CHP Parti Meclisi Üyesi ve İzmir Milletvekili Doç. Dr. Selin Sayek Böke, geçtiğimiz günlerde yayımlanan ve Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) performans denetim sonuçlarını ve bulgularını içeren 2016 Sayıştay Denetim Raporu'nda, kurumla ilgili ortaya konulan kritik tespitleri Meclis gündemine taşıdı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu tarafından yanıtlanması istemiyle bir soru önergesi veren Böke, kurum kayıtlarında muhasebeleştirilmediği anlaşılan toplam 45,2 milyar liralık alacağın takip ve tahsiline dönük nasıl bir hazırlık ve planlama yapıldığını sordu.

Öte yandan kurumun toplamda 120,9 milyar liraya ulaşan alacaklarının bir an önce tahsiline dönük bir planlama/hazırlık olup olmadığını sordu.

Böke, Sayıştay raporunda yer alan, ölen 4.315 kişiye genel sağlık sigortası primi tahakkuk ettirilmesi, ilave istihdam şartını sağlamayan işverenlerin prim teşvikinden yararlandırılması, 3206 işyerine yersiz prim indirimi uygulanması işlemlerine dikkat çeken Böke, “Finansal sıkıntı yaşamasına rağmen alacaklarının takibini ve tahsilini yapmayan SGK’nın mevcut yönetilememe krizinin sürmesi halinde, hak kayıplarının artacağının, yeni mağduriyetler yaratılacağının farkında mısınız? Böyle bir durumda yeni kaynak yaratmak için, işçiler, emekliler ve sağlık hizmetine gereksinimi olan 80 milyon için yeni vergi getirme ve/veya mevcut sosyal güvenlik haklarında kısıntıya gitme yoluna mı başvuracaksınız?” diye sordu.

CHP’li Böke’nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Jülide Sarıeroğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi ve gerekçesi şöyle:

Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) performans denetimi sonuçlarını ve bulgularını içeren 2016 Sayıştay denetim raporu yayınlanmış, SGK mali rapor ve tablolarının incelenmesi sonucu, kurum alacaklarıyla ilgili yürütülen icra işlemlerinin muhasebe sistemine intikal ettirilmediği ortaya konulmuştur.

Sayıştay tarafından yapılan incelemede, icra takibinde bulunan SGK alacaklarına ilişkin izleme ve takip işlemlerinin diğer sistemler üzerinden yürütülerek, muhasebe sistemine intikal ettirilmemesi nedeniyle 30.11.2016 tarihi itibariyle icra takibinde olan toplam 45,2 milyar TL’lık kurum alacağının mali tablolarda raporlanmadığı bilgisi de denetim raporunda yer almaktadır.

SGK’nın 120,9 milyar lira alacağı var

Öte yandan Sayıştay raporunda, bütçe gelirlerinin önemli bir kısmı sigorta primlerinden oluşan SGK’nın şu anda toplam 120,9 milyar lira alacağının bulunduğu ve bu alacakların büyük kısmının, işverenlerin ödemedikleri prim borçlarından kaynaklandığı görülmektedir.

Sayıştay raporunda ayrıca:

· SGK’nın alacaklarını takip ve tahsilat sürecini etkin ve verimli şekilde yürütemediği,

· Sağlıkta Dönüşüm Projesinin finansmanı amacıyla kullanılan kredilere ilişkin tutarların mali tablolarda hatalı raporlandığı,

· İşverenlerin sigorta prim borçlarını ödemedikleri

· Ölen 4.315 kişiye genel sağlık sigortası primi tahakkuk ettirdiği,

· İlave istihdam şartını sağlamayan işverenlerin prim teşvikinden yararlandırıldığı,

· 3206 işyerine yersiz prim indirimi uygulandığı,

· Bazı hastanelerin muhtelif hastalar adına aynı tarihlerde en az iki farklı sağlık kurumunda yatarak tedavi işlemi kaydedilerek SGK’ya fatura ettiği ve 2016 yılına ilişkin SGK’nın mali rapor ve tablolarının doğru ve güvenilir bilgi içermediği tespitleri de yer almıştır.

SGK toplumun tüm kesimlerinin yaşlılık, sakatlık, hastalık, ölüm, işsizlik ve ve analık halinde korunmasını sağlamakla yükümlü olan ve en yüksek bütçeli kamu kurumlarından birisidir. Böyle bir kurumun mali rapor ve tablolarının doğru ve güvenilir bilgi içermemesi, alacaklarının yüksekliği ve bu alacaklarının çok önemli bir kısmını kendi muhasebe sisteminde takip ve tahsil edemediği tespitleri, Türkiye’de yaşayan 80 milyon için de olası çok büyük bir tehlikenin ön habercisi olarak görülmektedir.

Sosyal Güvenlik Sisteminde yaşanacak mali sorunun, Türkiye ekonomisi için sarsıcı bir soruna dönüşeceği, Sosyal Güvenlik Kurumundaki yönetim sorunu nedeniyle sistemde yaşanacak olası bir çöküşün bedelini 80 milyonluk Türkiye’nin ödeyeceği açıktır.

Nasıl önlem alacaksınız?

- Sayıştay raporunda yer alan, SGK’nın 2016 yılına ilişkin mali rapor ve tablolarının doğru ve güvenilir bilgi içermemesi ve kurum alacaklarının mali tablolarda tam, doğru ve zamanında muhasebeleştirilmemesi ve raporlanmaması tespitlerine ilişkin nasıl bir önlem ve yaptırım düşünülmektedir?

- Kurum kayıtlarında muhasebeleştirilmediği anlaşılan toplam 45,2 milyar liralık Kurum alacağının, önce Kurum kayıtlarına alınarak yasada verilen görev çerçevesinde takip edilmesi ve tahsiline dönük nasıl bir hazırlık ve planlama yapılmıştır?

- Kurumun toplamda 120,9 milyar liraya ulaşan alacaklarının bir an önce tahsiline dönük bir planlama/hazırlık yapılmış mıdır?

- Gelir-gider dengesi sürekli ‘’açık’’ veren SGK’nın, alacaklarını muhasebeleştirmemesinin ve etkin bir tahsilat sürecinin başlatılmamasının nedeni nedir?

- SGK’nın prim alacaklarını tahsil edemediği işverenler kimlerdir?

- SGK mülkiyetinde iken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına devredilen dinlenme ve bakımevi bedelleri ile Maliye Bakanlığına devredilen taşınmazların bedelleri ilgili Bakanlıklardan neden tahsil edilmemektedir?

- İdari takip süreci tamamlanan ve tahsil edilmeyen alacaklardan bir kısmının hükmen tahsil edilmek üzere hukuk birimlerine intikal ettirilmesi gerekirken bu işlem neden yapılmamıştır?

- Hukuki takibi başlatılan hazırlık aşamasındaki alacaklardan bazıları, neden ilgili avukatlarca HUYAP İcra programına girilmemiş ve takip süreci başlatılmamıştır?

- İdari ve hukuki takip süreci başlatılmayan ve borç oluşturulma tarihleri eski olan dosyaların zamanaşımına uğrama risklerinin olduğu belirtilmesine rağmen, Kurum zamanaşımı gelmiş ve gelecek dosyaların tespitine yönelik neden etkili bir takip yapmamaktadır?

- Finansal sıkıntı yaşamasına rağmen alacaklarının takibini ve tahsilini yapmayan SGK’nın mevcut yönetilememe krizinin sürmesi halinde, hak kayıplarının artacağının, yeni mağduriyetler yaratılacağının farkında mısınız? Böyle bir durumda yeni kaynak yaratmak için, işçiler, emekliler ve sağlık hizmetine gereksinimi olan 80 milyon için yeni vergi getirme ve/veya mevcut sosyal güvenlik haklarında kısıntıya gitme yoluna mı başvuracaksınız?