CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun avukatı Yiğit Acar, Zafer Arapkirli'nin Seyr-i Sabah programında hukuki süreçte yaşananları anlattı. Acar, anayasayı okuyan herhangi bir hukuk öğrencisinin bu kararı Berberoğlu lehine sonuçlandırabileceğini söyledi. Acar, "CHP'den yetkililerle henüz hangi kararı aldıklarına yönelik bir konuşmamız olmadı. Umarım bir protestoya gerek kalmaz. Usulen geçmesi gereken bir zaman var. Haftanın sonuna doğru Yargıtay'a itirazımızı yapacağız" dedi.
Berberoğlu CHP milletvekili iken, yargılanmak için kendi isteğiyle adli makamlara gelmesine rağmen kaçma şüphesiyle aylarca tutuklu olarak yargılandı. Yargılanma süreci boyunca yapılan başvuruların tamamına yakını ilgili mahkemeler tarafından neredeyse gerekçe göstermede reddedildi. Berberoğlu'nun avukatı Yiğit Acar, bu süreçte yaşananları değerlendirerek hukuksuzluk olarak niteledi.
"Anayasa çok açık. Bunu uzun uzadıya kararlarla atıf yapmaya gerek yok. Hukuk fakültesi birinci sınıfta Anayasa hukuku dersi alan bir öğrenci bu Anayasa maddelerinin anlamını, hükmünü, icrasını anlayabilir. Anayasada açıkça yasama dokunulmazlığının nasıl kazanıldığı, nasıl ortaya çıktığı anlatılır. Tekrar seçilmiş milletvekili yasama dokunulmazlığını kazanır. Enis Bey'in Türkiye'de yasama dokunulmazlığı bu biçimde gasp edilmiş tek milletvekili olması sebebiyle konu tam olarak anlaşılmayabilir. Enis Bey'in mazbatasını milletvekili olarak ben teslim aldım.
"14 ay boyunca AYM'den karar gelmedi"
'Geçici 20. madde bizim için istisna ve özel hükümdür her zaman geçerliliğini koruyacaktır. Bu maddeyle dokunulmazlığı asla geri getirmeyiz' deniyor. Muhalefet bunu farklı yorumluyor gibi bir algı oluşturulmasın. 316 AKP milletvekilinin onayladığı kanun teklifinde aynen şu yazıyor: 8 ay boyunca dokunulmazlığın kaldırılması meclisi kilitler o yüzden bir defaya mahsus dokunulmazlığı kaldıralım deniyor. Tüm görüşler ve konuşmalar 2016 Mayıs ayından beri bu yönde.
Bugüne kadar Enis Bey'in tahliyesinin reddedilmesi CMK dediğimiz usul kanunun takdir hükümlerine bağlıydı. Enis Bey ilk tutuklandığında hakkında usulü, yasaya, vicdana aykırı 25 yıl ceza verildi. Bu açıklanabilecek bir şeydi yargı açısından. Türkiye'de 20 yılın üstünde ceza verilirse hükmen tutuklama olur. Sanık bu kadar ceza aldıysa saklanacaktır, biz en iyisi onu tutuklayalım denir. Enis Bey ilk tutuklandığında biz seçme seçilme hakkına sahip bir milletvekili, yurt dışına çıkmamış, onu yargılayabilirsiniz ama tutuksuz yargılayın dedik. Ama ilk derece mahkemesi talebimizi gerekçesiz reddetti. Biz 23 Haziran 2017 günü Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptık. Ama 14 ay boyunca AYM'den bir karar gelmedi.
Yargıtay'dan Berberoğlu davasının durdurulması talebine ret
AYM Başkanı biz genelde başvuruları 6-9 ay arasında tamamlıyoruz diye övünüyorlar ama bir milletvekilinin başvurusunu 14 aydır geciktiriyorlar. Bu hukuk için yaralayıcı bir durumdur. AYM karar vermedi ama istinaf mahkemesi süreci yürümüştü. Mahkeme önce hükmü bozdu hukuka aykırılık var dedi ama ilk derece mahkemesi onun kararına direndi. Bu da yargıda görülmemiş bir durum: Enis Berberoğlu'nun başına gelmedik kalmadı. Bir koyundan kaç post çıktığını görür gibi bir davadan kaç hukuksuzluk çıktığını gördük. Her tahliye talebimize tek satırla gerekçesiz bir biçimde ret kararı verildi. AYM'nin direkt müdahil olması gerekiyordu. Mahkemelerin verdiği tek satırlık hukuksuz kararlar yerine kendisinin korumakla yükümlü olduğu Anayasa maddesini dikkate alması lazım AYM'nin. Biz iç hukuku tüketeceğiz. Eğer karar lehimize çıkmazsa AYM'ye bireysel başvurumuz öncekiyle birleştirilip tekrar yapılacaktır.
CHP ile konuşmadık, umarım protestoya gerek kalmaz
Enis Bey'le Pazar günü 21:00 itibarıyla son görüşmemizi yaptık. Enis Bey yaşanan bu süreçte başta ailesinin ve partisinin zarar gördüğünü, hem çok üzüldüğünü hem de kendi üstünden kirli pazarlıklarla herkesin yıpratılmaya çalışıldığını söyledi. Bunun için kendini tecride kapattı. Artık protesto amaçlı olarak insanlarla görüşmeme, partisinden gelebilecek temsilcilerle bir araya gelmeme kararı aldı. Bu bir vicdan çığlığıdır. Düşünün ki sanık haklarını kullanmaktan vazgeçiyor. Enis Bey'in bir kırgınlıkla bu eylemi yaptığını düşünmüyorum. Pazar günü uzun sohbetlerimizde asla böyle bir tavır görmedim. Tam anlamıyla ifade etmek gerekirse Anayasa hakları çalınmış bir milletvekili yasal haklarını kullanabilmek istiyor. Çok büyük bir payda sizin hakkınız sizden bunu çalıp yerine çok ufak bir pay vermeye çalışıyorlar. Siz de ben niye bunu kabul edeyim diye tepki gösteriyorsunuz. Enis Bey'in ailesiyle 24 saat görüşmesi hakkıyken onu ayda bir saat görüştürüyorsun. O da onu da istemiyorum deyip bu protesto kararını alıyor.
CHP'den yetkililerle henüz hangi kararı aldıklarına yönelik bir konuşmamız olmadı. Umarım bir protestoya gerek kalmaz. Usulen geçmesi gereken bir zaman var. Haftanın sonuna doğru Yargıtay'a itirazımızı yapacağız. Zaten bizim talebimiz Anayasa ve hukuk olarak yüzde 100 doğruydu. Bizim anlattığımız netlikte bir yanıt alamadık ama daha da netleştireceğiz. O kadar basit hukuk hatası yapıyor ki mahkeme o alanı yeniden anlatmamız gerekecek. CHP eylemsel bir kararı olumsuz bir süreçte alırsa bu AYM nezdinde başvuruyla gerçekleşecek diye anlıyorum basından gördüğüm kadarıyla.
"5 CHP'li seçim gecesinden beri tutuklu"
Eren Erdem ile ilgili hukuki bilgim yok, basından takip ettim. Görebildiğim kadarıyla tutukluluğun ceza olarak kullanılması örneği gibi. Sanki tedbir anlamına gelmesi gereken tutukluluktan vazgeçilmiş ve cezanın infazı direkt verilmiş gibi duruyor. Yargılamasının o yattığı süreye yönelik bir cezayla bitirileceği imajı var bende. Mahkemelerin en önemli sorumluluğu tarihe ve millete karşıdır. Mahkemelerin sayın üyelerinin ileride aynaya baktıklarında utanacak bir durumları olmaması için vicdanlarıyla karar vermesi gerekiyor. Bazen kraldan çok kralcı işlemler yapılabiliyor. Antalya'da 5 CHP'li çocuk seçim gecesinden beri tutuklu. Yaptıkları yüzünden maksimum 2-3 yıl ceza alabilecek çocukları tutuklu halde bırakmak asla anlatılabilecek bir şey değil."