Gündem

CHP’de MYK devrimi yaşandı!

CHP Genel Başkanı, açıkladığı yeni MYK listesi ile Sav ve ekibini 'tasfiye' kararı aldı.

04 Kasım 2010 02:00

T24 - CHP Genel Başkanı, açıkladığı yeni MYK listesi ile Sav ve ekibini 'tasfiye' kararı aldı. Daha sonra yaşanan karşılıklı restleşmeler sonucu Kılıçdaroğlu ve Önder Sav yolarını ayırdı. 

CHP lideri yaptığı basın açıklamsında parti içinde korku imparatorluğunu yıktıklarını söyledi. Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş'ın bugün (4 kasım 2010) yayımlanan yazısı şöyle: 


CHP’de (Baykal destekli) devrim!

Dün, bir umut doğdu CHP’ye. Çıkıp kürsüden restini çekti. Halkımı seviyorum, dedi, statükodan şikâyetçiyim, dedi, özgürlük dedi.
Genç, dinamik ve karşı taraf gibi ilerleyen yaşın verdiği rehavetle ‘apartman yöneticisi siyaseti’ yapmak yerine elini taşın altına sokabilecek yeni kadrosunu tanıttı.
Hayırlı olsun.
Böylece 5 ay önceki kurultayla CHP Genel Başkanlığı’nı alan Kemal Kılıçdaroğlu, sonunda partinin tepesine çöreklenmiş, Türkiye’nin ufkunu daraltan Önder Sav Politbürosu’nu tasfiye için düğmeye bastı.
Bastı, basmak zorunda kaldı, çünkü başka türlü olmayacaktı. CHP’de dün yaşanan kriz, sıradan bir hizip çekişmesi ya da sol partilerde sıkça görülen tüzük kavgası değil. Kaos hiç değil.
Türkiye’nin geleceğiyle ilgili iki zıt vizyon arasında kıyasıya bir mücadele bu...
Biri dünyaya kapalı, demokrasiye uzak, yıllardır sadece ‘laiklik de laiklik!’ diyerek ekmek yemiş ve bunu yaparken de her geçen gün küçülmüş Önder Sav vizyonu. Yaşlı ve tarihin çöp sepetini boylamaya mahkûm.
Diğeri ise yeni sol dil arayan; dünyayla bütünleşmeye hasret; toplumla, dinle, değişimle barışmak zorunda olduğunun bilincinde, henüz tam yolunu bulamamış ancak içgüdüsel olarak doğru şeylere meyleden Kılıçdaroğlu yürüyüşü. Sizce hangisinin şansı var?
Kılıçdaroğlu dün Önder Sav’ın restine karşılık vererek bana göre ilk gerçek liderlik sınavını geçti. Restleşmek değildi niyeti sabah kalktığında; ancak kan akıtmazsa ne kendi ne de muhalefetin hiçbir şansı olmadığını gördü sonunda.
Bundan sonraki günlerde başı çok ağrıyacak Kemal Bey’in. Statükocular, önünü kesmek için her gün yeni numaralar bulacak. Bu iş muhtemelen sonunda kurultaya kadar gidecek.
Ancak ben umutluyum. Kurultay delegesi de Önder Sav kadar harakiri meraklısı çıkmayacaktır. Özgür iradeyle karar veren insancıklar, kazanmaya, kazanmak için de tarihin doğru cephesinde olmaya meylederler. CHP kurultay delegesinin önünde net bir seçim var: Ya Kılıçdaroğlu ya erime. Ya değişim ya da ‘taş gibi bir yüzde 20’ ile iktidarı üçüncü kez AK Parti’ye hediye etme. Siz delege olsanız hangisini seçersiniz?
İş kurultayda biterse, Kılıçdaroğlu’nun bir şansı daha var. O da Deniz Baykal’ın desteği. Kılıçdaroğlu ve Baykal arasında zaten şimdiden dirsek teması var. Deniz Bey şu an sesini çıkarmıyor; ancak öteden beri kurultay istiyor. Hiçbir şey CHP’nin eski liderine Önder Sav’ı tarihe gömmek kadar haz vermeyecektir. Kemal Bey tek başına delege sayısını tutturamayabilir; ancak Deniz Baykal’la birlikte çok rahat alır kurultayı.
Dün Kılıçdaroğlu’nun “Yetki verin, izin verin; partiyi özgür CHP yapalım. Partideki korku imparatorluğunu yıktık, bundan sonra Türkiye’deki korku imparatorluğunu yıkacağız” sözleri önemli.
Kılıçdaroğlu ile sohbetlerimden biliyorum: Tayyip Erdoğan’la mücadele etmenin tek yolunun ‘daha çok demokrasi’ olduğunu biliyor. Ancak CHP’yi daha özgürlükçü bir çizgiye çekerse rekabet şansı olduğunu biliyor. Bunu deneyecektir.
Bütün bunlar Türkiye için güzel. Ben kendi adıma artık ekrana çıkar çıkmaz zapladığım Hakkı Suha Okay ve diğer aksi CHP’liler yerine, genç, yeni yüzler göreceğimden memnunum. Bütün memleket daralmıştı bu insanlardan...