CHP, iktidarın Meclis Genel Kurulu'na sosyal medya düzenlemesinin yasalaşması durumunda Anayasa Mahkemesine başvuracaklarını açıkladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, kameraların karşısına geçerek açıklamalarda bulundu. Söz konusu düzenleme ile "içerik kaldırma"nın kolay hale geleceğini, bununla iktidarın toplumun kolektif hafızasını silmeyi amaçladığını savunan Adıgüzel, "İktidar bu düzenleme ile FETÖ ile olan geçmişini toplumsal hafızadan silmeyi amaçlıyor." görüşünü dile getirdi.
2017'de yasalaşan 5651 sayılı Kanun'un bugünkü düzenlemelerle vatandaşın üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanan bir internet kanuna dönüştüğünü iddia eden Adıgüzel, bunun bütün aşamalarıyla da göz önüne serildiğini anlattı. Adıgüzel, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Eğer biz özgür bir internet ortamı yaratacaksak, Türkiye'yi yatırımı çeken bir ülke haline getireceksek böyle antidemokratik uygulamalarla, internet düzenlemeleriyle olmaz. Bizim bütün paydaşların katıldığı, muhalefetin, firmaların dinlendiği, akademisyenlerin dinlendiği bir düzenleme yapılmasıyla ilgili hiçbir çekincemiz yok. Tekrar ifade ediyorum, AKP'nin bu kanunu vatandaşın üzerinde sallanan bir kılıç haline gelmiştir. Muhalefeti susturma çabasıyla hazırlanmıştır. Biz CHP olarak bu kanunun yasalaşmaması için Mecliste sonuna kadar mücadele edeceğiz."
Onursal Adıgüzel, "Eğer kanun yasalaşırsa Anayasa Mahkemesine gidecek misiniz?" sorusu üzerine "Milyonlarca kullanıcının mağdur edilmemesi için, elimizden gelen mücadeleyi her platformda sürdüreceğiz. Bunun içinde Anayasa Mahkemesi seçeneği de var." ifadelerini kullandı.
Adıgüzel şunları kaydetti:
"İki gün önce Hürriyet gazetesinin 26 yıllık tecrübeli bir yazarının ifadeye çağrıldığını hatırlatmak isterim. İstanbul il başkanının 8 yıl önce atılmış tweet'lerinden dolayı yargılandığını hatırlatmak isterim. Küçük bir internet taraması yapsak her gün onlarca vatandaşın tweet paylaşımları yüzünden ifade vermeye çağrıldığını hatırlatmak isterim. Neden bu hatırlatmaları yaptım?
Almanya'da var bizde neden olmasın diye bir bakış açısı var iktidarın. İşlerine geldiği zaman Avrupa standardı diyen iktidar işine gelmedi aman bütün standartları yok sayarak hükümsüzdür demektedir. Bugün de oldu bittiye getirilen, sürecin paydaşlarıyla paylaşılmayan bir anlayışla karşı karşıyayız.
Geçen hafta dijital meralarla ilgili bir ihtisas komisyonunun kurulmasına karar verildi. Böyle bir komisyon oluşturulmuşken, milyonlarca vatandaşımızı etkileyen, ki Türkiye'De 50 milyondan fazla vatandaş farklı sosyal medya mecrasını kullanıyor, bu ihtisas komisyonunun da kurulduğunu görmezden gelerek oldu bitti yöntemiyle bir düzenleme meclis başkanlığına sunulmuştur. Bugün de adalet komisyonunda değerlendirilecektir. Biz de bu teklifi aldık. Bizle görüşmek istediler. Biz de bilmediğimiz bir teklifle ilgili görüş beyan etmeyeceğimizi söyledik. Sonra uzman arkadaşlarla yaptığımız değerlendirmeler sonucunda teklifin Türkiye'deki sosyal medya kullanıcılarına ciddi bir sansür getirdiğini gördük. Ve CHP olarak destek vermeyeceğimizi söyledik.
Neden bu düzenleme bir sansür düzenlemesidir dedik ve bu düzenlemenin 12 eylül darbecilerine rahmet okutacağını düşünüyoruz, açıklamak istiyorum. Sosyal ağ sağlayıcıları için o kadar özensiz bir tanım yapılmış ki yargı tarafından nereye çekseniz oraya gidebilir. Vatandaşların bireysel iletişimleri bile bu sürece dahil edilebilir. Ayrıca temsilcilik meselesi var biliyorsunuz. İktidar bunu çok basit söylüyor ama temsilcinin yerinin tarif edilmesi, Türkiye'de olunacağının söylenmesi aslında sansür sürecinin bir başlangıcı olacak."
"Bant daraltması uygulamasıyla internet erişim hakkını engelleyen bir imza atmak istiyorlar. Adalet Kalkınma Partisi bu arada diyor ki servis sağlayıcıları da Türkiye'de bulundurabilirsiniz."
"Görevin kaybetme tehlikesiyle aldığı kararlar bugün Türkiye'de ifade özgürlüğünün önünde engel olmaya devam ediyor. Türkiye git gide artan sansür olaylarıyla sosyal medya platfromlarında da eleştiriliyor. "
