T24 - Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteciler Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan’ın milletvekili adayı yapılması tartışmalara neden oldu. Radikal yazarı Ahmet İnsel, Balbay ve Özkan'ın CHP'ye katılması tartışmalarını "İnsan, AKP iktidarının pekiştirilmesini arzulayan menfur ellerin bir kapanı olup olmadığını düşünmeye başlıyor" diye değerlendirdi.
İnsel'in Radikal gazetesinde "CHP mesajı aldı mı?" başlığıyla bugün (25 Ocak 2011) yayımlanan yazısı şöyle:
Bu fikri ortaya ilk Yalçın Küçük mü attı, bilmiyoruz? Ama ona yakışan bir fikir olduğu kesin. Ne zaman yapıldığını bilmediğim bir toplantıda, Yalçın Küçük’ü her zamanki komik teatral havası içinde, tiz sesinin elverdiği kadar bağırarak, CHP Genel Başkanı’na can alıcı önerilerde bulunurken izlemenizi hararetle tavsiye ederim: “2011 seçimlerinde Doğu Perinçek’i, sevgili Tuncay’ı, sevgili Balbay’ı, sevgili Haberal’ı, büyük komutan Çetin Doğan’ı, büyük komutan Hasan Iğsız’ı Meclis’e sokacaksın. Bunu yapacaksın, aslına dön!”
Daha önce, “Kemal Bey 27 Mayıs’tan utanıyor, biz utanmıyoruz” diye tepiniyor Küçük. “40 tanesini daha yaparız!” diyor. Gerçekten yapar mı bilmiyoruz ama 2000’lerin ilk yıllarında yeni bir 27 Mayıs yapmaya kalpağı başında etekleri zil çalarak koşturmuş olması kuvvetle muhtemel. Şimdi Ergenekon davasında şüpheli. Yargılanıyor.
Yalçın Küçük’ün yaptığı bu öneri aslında CHP’nin askercil kanadının da gönlünde bir zamandan beri yatıyor. Silivri cezaevinin önünde, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağıran küçük grup için, Balbay’ın, Özkan’ın milletvekili adayı gösterilmeleri, çoğumuzun adil olmadığı konusunda hemfikir olduğumuz aşırı uzun tutukluluk sürelerine son vermek için bulunmuş bir taktik çözüm değil. Yeni CHP’nin en ön saflarında bu kişilerin yer almasını, Meclis’te CHP’nin Ergenekon mücahitleri grubu kurmasını arzuluyorlar.
Yeni CHP İzmir İl Başkanı ve Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği İzmir Temsilcisi Tacettin Bayır, Haber Express gazetesine verdiği demeçte, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ın ‘haksız bir yargılama sürecinde çok uzun süredir özgürlüklerini kaybettiklerini’ belirtip, Haberal’ı Ankara örgütüne havale edip, Balbay’ın adaylığını Genel Merkez’e önermekte bir sakınca görmediğini belirtiyordu.
CHP, Haberal’ı aday göstermek için MHP ile yarışacak mı, bilmiyoruz. Ama Balbay’ın İzmir’de liste başı olduğu bir CHP’nin yaratacağı ‘o güçlü toplumsal cazibeyi’ kendi dokularında en iyi duyan kişilerden biri olan Süheyl Batum, belli ki bu fikre çok sıcak bakıyor. İzmir’de Uğur Mumcu anma toplantısında, ‘AKP hükümetinin bilerek ve isteyerek Atatürkçü aydınları içeri tıkmak suretiyle kendi iktidarını hiçbir engel olmadan kurmak istediğini’, bu nedenle ‘oradaki Atatürkçü aydınları partiye alarak veya başka bir yöntemle’ iktidara baskı kurma amacında olduklarını ilan ediyordu. Bu yetmediği gibi, elli bin kişiyle Silivri’ye gidilseydi, mahkemenin böyle bir karar almaya cesaret edemeyeceğini, bunu gelecekte gerçekleştireceklerinden emin olduğunu da iddia ediyordu.
Geçen günlerde Ergenekon davasını izlemek için bulunduğu Silivri’de mahkeme kapısı önünde, ADD, ÇYDD, Yeni Parti ve Cumhuriyet Okurları ile omuz omuza, Yalçın Küçük’ün önerisini benimsediğini yeniden ima etti. “Biz aynı ilkeleri paylaşanlar olarak” diye başladığı konuşmasında, ‘biz’in kim olduğu hemen anlaşılıyordu ama ‘aynı ilkeler’in ne olduğu izaha muhtaçtı. ‘Atatürk cumhuriyetine giydirilmek istenen kılıfın CHP olarak farkında olduğunu’, ‘biz olduğumuz sürece’ bu kılıfı giymeyeceklerini söy-ledi. “Balbay’ı, Özkan’ı milletvekili yapın” sloganları atanların mesajını aldığını belirtmeyi ihmal etmedi elbette.
Kılıçdaroğlu’nun aslına dönme niyeti olup olmadığını bilmiyoruz. Ayrıca Kılıçdaroğlu gerçekten aslına dönmeye kalksa, “Mustafa Kemal’in askerleri”nin bundan o kadar memnun olacağı da şüpheli. Ama tastamam aslı gibi olan Süheyl Batum’un temsil ettiği CHP’nin, AKP’ye verilebilecek en değerli hediye olduğunu görebiliyoruz. Hatta DP’nin tek dişi kalmış ama insan sarrafı kurt politikacılarının neden Batum’u boşuna beklettiklerini de kendisi konuştukça daha iyi tahmin edebiliyoruz. İnsan bu Süheyl Batum’lu, belki Balbay ve Özkan’lı bir CHP’nin, AKP iktidarının pekiştirilmesini arzulayan menfur ellerin kurduğu bir kapan olup olmadığını bile düşünmeye başlıyor.
CHP içinde bu tuzağı boşa çıkaracak asgari siyasal akıl sahibi insanlar olup olmadığını ve bu oyuna gelip gelmeyeceklerini bil-miyoruz Ergenekon davalarındaki ağır adil yargılama ihlallerini teşhir etmenin ötesine gidip, CHP’nin Ergenekon avukatlığından Ergenekon partisi mertebesine terfi etmesine izin verecekler mi?