T24- CHP, Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu'nun kaldırılarak, yerine Vergi Denetim Kurulu oluşturulmasını öngören KHK'nın iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesine başvurdu.
CHP Grup Başkanvekilleri Akif Hamzaçebi ve Emine Ülker Tarhan ile 112 milletvekilinin imzasını taşıyan başvuru dilekçesinde, Maliye Bakanlığı vergi denetim birimlerinin tek çatı altında toplanması amacıyla Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı kurulmasına dair KHK'nın iptali istendi. Başvuruda, KHK'nın 9 maddesinin Anayasanın başlangıç, ''Cumhuriyetin nitelikleri'', ''egemenlik'', ''yasama yetkisi'', ''kanun önünde eşitlik'', ''vergi ödevi'', ''TBMM'nin görev ve yetkileri'', ''KHK çıkarma yetkisi verme'', ''Bakanlar Kurulunun görev ve siyasi sorumluğu'', ''bakanlıkların kurulması'' maddelerine aykırı olduğu savunuldu.
Dilekçede, 646 sayılı KHK'nın, bütünüyle hükümete KHP çıkarma yetkisi veren kanuna (Yetki Kanunu) dayanmadığı, bu nedenle Anayasaya aykırı olduğu ifadesine yer verildi.
Maliye Bakanlığının teşkilat yapısında değişiklik yapan KHK'nın 1. maddesinin, ''Yetki Kanunu''nun Bakanlar Kuruluna, diğer kanun ve KHK'ların teşkilat yapılarına ilişkin hükümlerinde değişiklik yapma yetkisi için de anayasa aykırı olduğu ifade edildi. Ayrı hukuksal durumlarda bulunan Maliye Müfettişi, Hesap Uzmanı ile Gelirler Kontrolörleri ve Vergi Denetmenlerinin tek bir unvan altında Vergi Müfettişi olarak belirlenmesine ilişkin hükümler içeren bu maddenin, ayrıca anayasanın ''kanun önünde eşitlik'' ilkesine aykırılığı öne sürüldü.
Maliye Bakanının siyasi, mali ve idari sorumluluğunun sağlanmasına ilişkin olarak bakanlık merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatıyla bağlı, ilgili kuruluşların faaliyetlerini, işlemlerini, hesaplarını denetlemede kullandığı Bakanlık Teftiş Kurulunu kaldıran KHK'nın, Anayasaya aykırı olduğu savunuldu.
KHK ile Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun, Harcırah Kanunu, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'da değişiklik yapıldığı; Hesap Uzmanları Kurulu Kurulmasını ve Maliye Bakanlığı Merkez ve İller Kadrosunda değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun'un yürürlükten kaldırıldığı belirtilerek, ''Bu kanunlarda değişiklik yapılmasına doğrudan veya dolaylı olarak yetki vermeyen 6223 sayılı Yetki Kanunu'na dayanılarak çıkarılan KHK'nın 2, 3, 9, 10 ve 13. maddeleri Anayasanın 91. maddesine aykırıdır'' denildi.
Vergisel durumlara ilişkin usul hükümlerinde değişiklik yapan KHK'nın 4 ve 5. maddelerinin de anayasaya aykırı olduğu için iptali istendi.
'Dengeyi bozar'
Dilekçede, KHK'lerin ancak ivedilik gerektiren belli konularda, kısa süreli yetki yasaları temel alınarak etkin önlemler ve zorunlu düzenlemeler için yürürlüğe konulduğu ifade edildi. Başvuruda, ''Yetki kanununda açık bir şekilde yer almayan ya da yetki kanununda yapılan açık olmayan genel düzenlemelere dayanılarak çıkarılan bir KHK'nın yasama, yürütme ve yargı erki arasındaki dengeyi bozarak, yürütmeyi, yasama organına karşı üstün duruma getireceği'' görüşüne yer verilerek, ''646 sayılı KHK, Anayasanın ve Anayasa Mahkemesinin, yetki yasalarıyla ve KHK'lerle ilgili anayasal ilkelere uymak zorundadır'' denildi.
İptali istenen KHK'nın dayanağı konumundaki 6 Nisan 2011 tarihli Yetki Kanunu'nun iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulduğu anımsatılarak, Yetki Kanunu'nun iptal edilmesi durumunda buna dayanarak çıkarılan KHK'lerin anayasaya aykırı hale geleceği ifade edildi.
Yetki Kanunu'nun amacının, ''mevcut bakanlıkların birleştirilmesi, kaldırılması ve yeni bakanlıklar kurulması sonucunda oluşan yeni yapı içerisinde bir kamu hizmetinin bakanlıklar arasında nasıl dağıtılacağına yönelik'' olduğuna işaret edilen dilekçede, KHK ile yeni bir bakanlık kurulmadığı, kaldırılmadığı, mevcut bir bakanlığın başka bir bakanlıkla birleştirilmediği kaydedildi.
Kararname ile Maliye Bakanlığının merkez teşkilatı içinde danışma ve denetim birimleri arasında yer alan Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu'nun kaldırılarak yerine Vergi Denetim Kurulu kurulduğu anımsatılarak, ''Maliye Bakanlığının yürütmekte olduğu bir kamu hizmeti aynı bakanlık içerisinde kalıyorsa, bu hizmetin görülmesine ilişkin yapılacak bakanlık içi düzenlemeler mezkur kanunun hem lafzını hem de maksadını aşmaktadır'' görüşü savunuldu.
Başvuru dilekçesinde, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının kurulması amacıyla çıkartılan 646 sayılı KHK'nın ''hukuki dayanaktan yoksun olduğunun, hiçbir tereddüte yer vermeyecek derecede açık olduğu'' savunuldu.
KHK çıkarılmasına ilişkin yetki ve bu yetkiye dayanarak çıkarılan KHK'lerin, Anayasada öngörülen koşullar ve sınırlar içinde kalmak kaydıyla yasama yetkisinin devri anlamına gelmeyeceği vurgulanan dilekçede, ''Bir KHK'nin Anayasaya aykırı olmaması için; yetki kanununda KHK'de yapılan düzenlemenin içeriğine ilişkin açık bir yetkinin yer alması, Anayasadaki öğe ve ölçütlere, Anayasa Mahkemesi kararları ile getirilen yorumlara uygun olması gerekir'' denildi.
''Anayasaya aykırı bir yetki yasasına dayanılarak çıkarılan KHK'lerin Anayasa'ya uygun görülmesinin olanaksız olduğu'' kaydedilen dilekçede, ''Bir yetki yasasına dayanmadan çıkartılan, yetki yasasının kapsamı dışında kalan, dayandığı yetki yasasının Anayasaya aykırılığı saptanan ya da Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptal edilen KHK'lerin anayasal konumları birbirinden farksızdır. Böyle durumlarda KHK'ler anayasal dayanaktan yoksun bulunduklarından, içerikleri Anayasaya aykırı bulunmasa bile dava açıldığında iptalleri gerekir'' görüşüne yer verildi.
''Bakanlar Kurulunun kendisine Yetki Kanunu ile bir yetki verilmemesine rağmen, KHK ile Maliye Bakanlığının yürüttüğü kamu hizmeti konusunda, 178 sayılı KHK ile diğer bazı Kanun ve KHK'lerde düzenleme yaptığı'' savunulan dilekçede, ''KHK'nın girişinde, KHK'nın 6223 sayılı Kanun'un verdiği yetkiye dayandırıldığı belirtilmiş olmakla birlikte, Yetki Kanunu'nun hangi maddesinin bu yetkiyi verdiği açıkça belirtilmemiştir. Nitekim mezkur kanunda yer alan hiçbir madde, Maliye Bakanlığında hizmet birimi olarak Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının kurulmasına yetki vermemektedir'' denildi.
Yetki Kanunu ile yapılabilecek düzenlemelerin sınırının; mevcut bakanlıkların birleştirilmesi, kaldırılması veya yeni bakanlıklar kurulmasından ibaret olduğu anlatan dilekçede, ''Hal böyle iken, diğer bakanlıkların görev ve yetki sahasına girmeyen, dolayısıyla da bakanlıklar arasındaki görev ve yetki dağılımında da söz konusu edilmeyen vergi denetimi ve inceleme hizmetinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin bir düzenlemenin 6223 sayılı Kanuna dayandırılması hukuken olanaksızdır. Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının kurulması amacıyla çıkartılan KHK'nın hukuki dayanaktan yoksun olduğu, olaya ister Yetki Kanununun lafzı yorumuyla bakılsın, isterse amaçsal yorumuyla bakılsın, hiçbir tereddüte yer vermeyecek derecede açıktır'' ifadesine yer verildi.
Dilekçede, bakanlığın teşkilat yasasında yapılacak her türlü değişiklik yetkisinin, yasama meclisinde olmasına rağmen KHK'nın dava konusu maddeleri ile bu yetkinin hukuka aykırı olarak Bakanlar Kurulunca kullanıldığı ifade edilerek, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının Kurulmasının, Yetki Kanununa dayandırılabilecek bir düzenleme olmadığı savunuldu.
''Yetki Kanunu ile 178 sayılı KHK'da değişiklik yapılmasına ilişkin olarak Bakanlar Kuruluna doğrudan bir yetki verilmediği gibi, anılan maddede tadadi olarak sayılan Kanun ve KHK'lar dışındaki Kanun ile KHK'larda da ancak kamu hizmetlerinin bakanlıklar arasındaki dağılımının yeniden belirlenmesine ilişkin olarak değişiklik yapılabileceği anlaşılmaktadır. 646 sayılı KHK ile ise 178 sayılı KHK'nın birden fazla maddesinde değişiklik yapılmış, bazı maddeler ihdas edilmiştir'' denilen dilekçede, iptali istenen KHK'nın, Anayasanın 87. ve 91. maddelerine aykırı olduğu iddia edildi.
Dilekçede, iptali istenen KHK'nın maddelerinin Anayasa'nın hangi hükümlerine aykırı olduğu öne sürülerek, şu görüşe yer verildi:
''Hukuk devletine aykırı olan, temel hak ve özgürlükleri ölçüsüzce sınırlandıran ve Anayasaya açıkça aykırı olan bir düzenlemenin uygulanması halinde, sonradan giderilmesi olanaksız zararlara yol açacağı çok açıktır.
646 sayılı KHK'nın Anayasaya aykırılığı ileri sürülen maddelerinin uygulanması halinde Maliye Bakanlığı teşkilatında yapılan değişiklikten etkilenen denetim birimleri ile personelinin Anayasaya aykırı KHK ile düzenlenmesi sonucu, sonradan öngörülemeyecek ve giderilemeyecek büyük kayıplara sebebiyet verilebilecek, telafisi imkansız zararlar doğacaktır. Bu zarar ve durumların doğmasını önlemek amacıyla, Anayasa'ya açıkça aykırı olan söz konusu maddelerin iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin de durdurulması istenerek Anayasa Mahkemesine dava açılmıştır.''