CHP Milletvekili Utku Çakırözer, AİHM kararına rağmen Gezi Parkı davasında tutukluluğunun devamına karar verilen Osman Kavala ile duruşmanın hemen ardından Silivri Cezaevi’nde görüştü. Çakırözer, Kavala’nın, hakkındaki kararın “Adalet Bakanlığı ve Meclis’te ortaya çıkan yargı reformu iradesine rağmen alındığını ve yargının itibarını zedelediğini” söylediğini aktardı. Çakırözer, Kavala'nın bir saniye bile gecikmeden özgürlüğüne kavuşması gerektiğini belirtti.
CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevi’nde, iş insanı Osman Kavala; gazeteciler Ahmet Altan, Mümtazer Türköne ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek ve avukat Selçuk Kozağaçlı ile görüştü.
Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen hala cezaevinde tutulmasının kabul edilemeyeceğini dile getiren Çakırözer, “Kavala, AİHM’in kendi lehine kararına rağmen mahkemenin tutukluluğu sürdürme kararı karşısında hepimiz gibi şaşkındı. Tanıkların da kendisi ile Gezi Parkı protestoları arasında bir bağ kurmadığı vurguladı” dedi.
"Bu hukuksuzluğa AİHM kararı olmadan son verilmesi gerekiyordu"
Kavala, “Alınan bu karar, hem tarafı olduğumuz AİHM’e karşı hem de Adalet Bakanlığı ve Meclis’te ortaya çıkan yargıda reform iradesine karşı yapılmakta. Bunlar da yargının itibarını zedelemekte” diye konuştu.
Çakırözer, “Kavala’nın hala tahliye edilmemesi Türkiye’de hukuksuzluğun ne kadar derinleştiğini gösteriyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına direnen bir yargının, Türkiye’nin uluslararası itibarına etkisi çok olumsuz. Aslında bu hukuksuzluğa AİHM kararına hiç gerek olmadan son verilmesi gerekiyordu. Ama artık AİHM haklarının ihlal edildiğine ve derhal tahliye edilmesine karar verdi. Uluslararası hukuka karşı bu dirence son verilmesi, Kavala’nın bir saniye bile gecikmeden özgürlüğüne kavuşması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanlığına Grup Yorum için çağrı
Çakırözer, ziyarette Grup Yorum üyeleri de görüştü. Barış Yüksel ve Ali Aracı’nın açlık grevinin 190. Gününde ara verdiklerini açıklayan Çakırözer, açlık grevini sürdüren grup üyesi İbrahim Gökçek ile görüşmesini şöyle aktardı: “İbrahim Gökçek 190 gündür açlık grevinde. 78 kilodan 49 kiloya düşmüş. Durumu çok ciddi. ‘Biz sadece sanatımızı yapmak istiyoruz grubumuza yönelik baskıların son bulmasını talep ediyoruz’ diyor. Mart ayından beri tutuklu ama hala iddianamesi yok. İbrahim Gökçek’e açlık grevinin bir çare olmadığını, sorunların diyalogla çözülmesi gerektiğini belirttim. Ancak Adalet Bakanlığı’na da aynı çağrıyı yapıyorum. Bakanlığın Grup Yorum üyelerinin taleplerine kulak vermesi gerekiyor. Bu insanların göz göre göre ölüme gönderilmemesi için diyalog zemininin bir an önce kurulması şart.”
"Kararın yargı tarihinde örneği yok"
Çakırözer, 1138 günlük tutukluluğunun ardından hükümle tahliye edilmesinin ardından yeniden tutuklanan Ahmet Altan ile de görüştü. Ahmet Altan, “Mahkemenin kesin hükümle birlikte tahliyeye karar vermesine rağmen başka bir mahkemenin tutukluluk kararı vermesinin yargı tarihinde örneği yok. Bu karar yargıya, Yargıtay’a, Adalet Bakanlığı’na, iktidara bir okumadır. Bir yanları adalet diyor, bir yanları sertleşmeden yana. Bir saatleri bir saatlerine uymuyor” dedi.
Türköne'nin bypass olması gerekiyor
Mümtazer Türköne’nin de bir kalp damarında yüzde 81 tıkanıklık olduğunu belirten Çakırözer, “By-pass ameliyatı olması gerekiyor. Fakat ameliyat sonrasındaki ağır koşullar nedeniyle bunu reddediyor. Örneğin ameliyat sonrasında en az 1 hafta hastanede yatması gerektiğini ancak kendisine refakatçi verilmeyeceğini düşünüyor” dedi. Çakırözer, Türköne ve onun gibi tüm hasta tutukluların hastane ve ameliyat koşullarının düzeltilmesinin yaşamsal olduğuna dikkat çekti.
Çulhaoğlu'nun dosyası bir yıldır Yargıtay'da
Gazeteci Gökçe Fırat Çulhaoğlu ile de Silivri Cezaevi’nde bir araya gelen Çakırözer, Çulhaoğlu’nun dosyasının Yargıtay’da olduğunu ve 1 yıldır karar beklediğini belirtti. Yargıtay’ın Çulhaoğlu ile ilgili kararını bir an öce vermesi gerektiğini söyledi.
Ziyaretlerinin ardından Çakırözer, “Bu isimlerin her birinin yargılama süreçleri ve cezaevi koşulları ile ilgili ciddi sıkıntıları var. Osman Kavala davasında olduğu gibi bu dosyalarda da yargı Meclis’teki reform, özgürlük iradesini yok sayıyor. Bağımsız düşüncenin, özgür eleştirinin, fikir ve ifade özgürlüğünün bir insan hakkı olarak yerine getirilmesi için mahkemelerin reforma sahip çıkması gerekiyor” ifadelerini kullandı.