CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Libya'da şehit olan MİT görevlisine ilişkin olarak yaptıkları haber nedeniyle yargılanan ve cezaları onanan gazetecilerden Hülya Kılınç’ın cezaevine, yeleğinde “Ahlak” yazan bir polis tarafından götürülmesine “Bu çirkin uygulamanın sorumlularının hesap vermesi gerekir” tepkisini gösterdi.
İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesinin 9 Eylül 2020’de sanıklar Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’in “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” suçlamasıyla 4 yıl 8 ay 7’şer gün, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’ın ise 3 yıl 9’ar ay hapis cezalarına çarptırılmasına ilişkin karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından 28 Ocak 2022’de onanmıştı. Söz konusu onama kararı üzerine haklarında verilen hüküm kesinleşen sanıklardan Hülya Kılınç, dün kararın infazı için dün Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince evinden alınmıştı. Manisa Şehir Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilen Kılınç, cezaevine gönderildi. Kılınç dün serbest bırakıldı.
CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Kılınç’ın cezaevine yeleğinde “Ahlak Bürosu” yazan bir polis tarafından götürülmesini TBMM gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Taşcıer, önergesine ilişkin açıklamasında; “Gazetecilik yaptığı için yargılanan ve hapis cezası verilen bir kadına, fuhuş ve kumar gibi suçlarla ilgilenen Ahlak Büro’dan bir polisin eşlik ettirilmesi, kameralara bu görüntünün verilmesi ve üzerinden geçen sürede hâlâ bir açıklama yapılmaması, bunun bir ima olduğunu işaret ediyor. Bu çirkin uygulamanın sorumlularının hesap vermesi gerekir” tepkisini gösterdi.
Taşcıer, Soylu’ya şu soruları yöneltti:
“Gazeteci Hülya Kılınç’ın, üzerinde ‘Ahlak’ yazan görev kıyafetli bir polis tarafından hastaneye sağlık raporu almaya ve ardından da cezaevine götürülmesinin sebebi nedir?
Gazeteci Hülya Kılınç’ın Ahlak Büro görevlileri tarafından götürülmesi talimatını kim vermiştir? Olayla ilgili bir soruşturma başlatılacak mıdır?
Başka suçlardan tutuklanan kişilerin gözaltı veya cezaevi işlemlerinin yapılması sırasında Ahlak Büro ekipleri tarafından götürülmesinin başka bir örneği daha önce yaşanmış mıdır?
Kadın bir gazeteciye yapılan bu yakışıksız uygulamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?"