Gündem

CHP'li kadınlar İstanbul'da toplandı: Kendilerince kadınlara roller biçenler, katillerin azmettiricisidir

25 Kasım 2019 12:38

CHP İstanbul İl Kadın Kolları, 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla gerçekleştirdiği toplantıda kadınların yaşadıkları sorunları ve talepleri gündeme aldı. Toplantıya CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İl Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman, meclis üyeleri ve ilçe başkanları da katıldı. Toplantıda yapılan açıklamada "Kadınların ne giyeceğinden ne zaman evlenip nasıl doğuracağına kadar kadınlara hak ve görev tayin edenler, kendilerince kadınlara roller biçenler, katillerin azmettiricisidir" denildi. 

"Tüm siyasi partilere çağrı yaptık ancak yanıt alamadık"

CHP'li kadınların yaptığı açıklamanın tamamı şöyle: 

"Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü.

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Kadın Örgütleri olarak bugün burada hem ülkemizdeki kadın kardeşlerimizin en temel sorunlarını değerlendirmek hem de hiçbir siyasi görüş, düşünce, kılık, kıyafet ya da kimlik fark etmeksizin tüm kadınların ortak sorunlarına ortak çözüm olabilecek taleplerimizi dile getirmek için bir araya geldik.

Geçtiğimiz hafta bu toplantımız için İstanbul’daki diğer tüm siyasi partilere de bir çağrıda bulunduk ve bunu kamuoyuyla paylaştık.

Bugün burada tüm siyasi partilerin kadın siyasetçileri olarak bir arada olup ortak sorunlarımızı ortak bir dille ifade etmekti amacımız. Ne yazık ki bu çağrıya olumlu ya da olumsuz herhangi bir yanıt alamadık."

"324 günde 302 kadın öldürüldü"

"Şimdi Cumhuriyet Halk Partili kadınlar olarak ortak mutabakata vararak yaptığımız değerlendirmeler ile talep ve beklentilerimizi sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle bir kez daha bugüne kadar bazen fiziksel bazen psikolojik yollarla şiddete uğrayarak hayatlarını kaybetmiş, öldürülmüş tüm kadın kardeşlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Her biri mücadelemizde yaşayacak!

Evet ne yazık ki bu ülkede kadınlar her gün ölmeye, öldürülmeye devam ediyor.

Şiddet hiç bitmiyor hatta azalmıyor.

Ülkemizde kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddetin sistematik bir hal aldığı zamanlardan geçiyoruz.

Şiddete gerek siyasi iktidar gerek medya eliyle zemin hazırlandığına üzülerek tanık oluyoruz.

Ekim ayında Türkiye’de 36 kadın öldürüldü.

1 Ocak 2019- 20 Kasım 2019 dönemindeki 324 günde, en az 302 kadını öldürdü. 

Kadınlar öldürülen, katledilen insanlar listesinde bir istatistik, bir sayı değil. Bu böyle olmayacak, böyle sürüp gitmeyecek!

Şiddet, bireylerin aile ya da arkadaş çevresinden gördüğü, duyduğu, öğrendiği şekliyle başlar ve nesilden nesile aktarılarak devam eder. Çocukluktan itibaren erkeklere tanınan imtiyazlı söylem ve eylem alanı, kadına yönelik şiddet olaylarının en önemli sebebidir."

"Kendilerince kadınlara roller biçenler, katillerin azmettiricisidir"

"Namus, töre, gelenek gibi kavramlarla erkeklere kadınlar üzerinde tahakküm kurmayı bir hak gibi gösteren erkek egemen zihniyet, kadın cinayetlerinin suç ortağıdır.

Kadın çiçek değildir. Kadın ağaç değildir. Kadın sadece anne değildir. Son günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından resmi sosyal medya hesaplarından paylaşılan ‘Telefonun yüzüne değil, eşinin yüzüne bak’ reklam filmi kadınlara biçilen rolün en acı göstergesi olmuştur.

Çünkü kadınlar, erkeklerin hizmetçisi hiç değildir.

Kadınların ne giyeceğinden ne zaman evlenip nasıl doğuracağına kadar kadınlara hak ve görev tayin edenler, kendilerince kadınlara roller biçenler, katillerin azmettiricisidir."

"Cinsiyetçi dil kullananlara yaptırım kararı alınmalı"

"Biz kadınlar olarak gerek sosyal medyada gerek yazılı ve görsel medyada cinsiyetçi dil kullananlara yönelik yaptırımlar derhal gündeme alınması için çağrıda bulunuyoruz.

Çünkü nefret söylemleri, nefret suçlarının sebebidir, kaynağıdır. Bu yüzden gerek sosyal medyada gerek yazılı ve görsel medyada cinsiyetçi dil kullananlara yönelik yaptırım kararları alınmalı ve derhal uygulanmalıdır."

 "Şiddeti önlemek için devlet nezdinde tek bir somut adım bile atılmıyor"

"Kadınlar olarak evde, işyerinde, okulda, sokakta, her yerde şiddete uğruyoruz. Gözler önünde, 'Ölmek istemiyorum' çığlıkları arasında kardeşlerimiz katlediliyor ve şiddet sadece ölümle sonuçlandığında görünür oluyor.

Türkiye’de kadınların şiddete uğramadığı, vahşice katledilmediği, evde, işte, sokakta şiddet tehdidine uğramadığı, çocukların istismara maruz kalmadığı bir tek gün bile yok.

Kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen tüm bu suçlarda her gün karşımıza çıkan adaletsiz yargı kararları bir diğerini aratır hale geliyor. Ülke ekonomisinde yaşanan krizin yükü en çok kadınların omuzlarına yüklenirken, kadın cinayetleri artıyor, şiddet vahşileşiyor, bu şiddeti önlemek için devlet nezdinde tek bir somut adım bile atılmıyor.

Biz kadınlar her gün bu şiddet sarmalı içinde ayakta kalmaya çalışıyoruz.

Yetmiyor, şiddete karşı kadını koruyan, güçlendiren yasalar hedef tahtasına konuyor.

Kadınlar olarak hem daha çok sömürüye, işten atılma tehdidine, mobbinge hem de yoksulluk ve çaresizlik yüzünden daha çok şiddete maruz kalıyoruz.

Bu şiddet ortamından çıkmamızın tek bir yolu var. O da bugün burada ve Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi kadınlar bir olacak, birlik olup mücadele edeceğiz.

Türkiye’de kadın işsizliği rekor üstüne rekor kırıyor. Resmi rakamlara göre de kentlerde yaşayan her 100 genç kadından 41’i işsiz.

Genç kadın işsizliğinin yüzde 42’lere dayandığı bir ülkede bu konu gündem bile olamıyor. Kadın işsizliği, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir problem ve acilen tedbir alınması gereken önemli bir konu haline çoktan gelmiş durumda.

Çünkü ekonomik olarak hiçbir güvencesi olmayan kadınlar şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor. Bu şiddet bazen fiziksel ama çoğu zaman da psikolojik şiddet. Üstelik psikolojik şiddet çok fazla görünür olamadığı için yokmuş gibi davranılıyor."

"Çalışma hayatındaki kadınların en büyük problemlerinden biri cam tavan"

"Çalışma hayatındaki kadınların da en büyük problemlerinden biri cam tavan. Üst yönetim kademesine doğru gittikçe kadın çalışan sayısı azalıyor.

Evet, bugün kadın cinayetlerinin, şiddetin, yoksulluğun ve kadın haklarına dönük saldırıların arttığı bir ortamdayız.

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Kadın Kolları olarak bugün olduğu gibi dün de yarın da bu ülkenin kadınlarının yanında olmaya, kadın-erkek eşitliği için, her türlü şiddetin son bulması için, İstanbul Sözleşmesi’nden doğan haklarımızın tastamam uygulanması için hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.

25 yıl sonra İstanbul’da halkla birlikte halk için yeni bir başlangıç yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na İstanbul’da yaşayan kadınlar için projeler gerçekleştirilmesi için her zaman destek olmaya devam edeceğiz.

Kendisine bu konudaki duyarlılığı ve en başından beri ilgisi için tekrar teşekkür ediyorum.

"Toplumsal cinsiyet eşitliği merkezleri kurulmasını istiyoruz"

Cumhuriyet Halk Partili kadınlar olarak bu kentte yaşayan tüm kadın kardeşlerimiz için İstanbulumuzun tüm belediyelerinde toplumsal cinsiyet eşitliği merkezleri kurulmasını istiyoruz.

Tüm belediyelerde Kadın Masası kurulmasını ve etkin bir şekilde çalışmasını, çalıştırılmasını talep ediyoruz.

İstanbul’da erkekler tarafından şiddet gören kadınlar ve çocuklar için barınma imkanı ne yazık ki çok az. Şiddete maruz kalan kadınlar ve çocuklar için en büyük problemlerinden biri de evlerinden ayrıldıklarında gidecek yerleri olmaması nedeniyle yeniden şiddetle burun buruna kalmaları.

Bizler, başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere 39 ilçe belediyemizden Kadın ve Çocuk Sığınma Evleri için gereken adımların atılmasını bekliyor ve diliyoruz.

Taleplerimiz, tüm İstanbul’da yaşayan kadınlar adına eksik fakat ortak taleplerdir.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde Cumhuriyet Halk Partisi olarak hangi kimlikten, inançtan, görüşten olursa olsun tüm kadınlarla dayanışmayı ve mücadeleyi büyütme çağrımızı tekrarlıyorum."